CHP’de Nafile Çaba başlıklı yazısına çok sayıda ileti aldık. CHP Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı Musa Gökbel’in belediye ilçe belediye başkanlığı adaylarının belirlemesinde ilçelere ve beldelere müdahale etmeyeceğini bu köşeden, “Musa Gökbel ise böyle bir ilişkilenmeyi ve tasarımı şiddetle reddediyor. Ön seçim diyen, sandık diyen, örgüt iradesini diyen Musa Gökbel, hiçbir ilçe örgütünün iç işlerine karışmadan, mesafesini korumaya devam ediyor. Kimse Musa Gökbel’den kendisi ile çelişmesini beklemesin” tespiti ile paylaşmıştık.
CHP örgütleri içerisinde böyle bir beklentinin sahibi olanları; “Bir şekilde Musa Gökbel’i bu örgütsel rekabetin içine çekmeye çalışanlar, büyük bir yanılgının sahibidirler. Gökbel’in bu süreçte böyle bir derdi yok! Gökbel, isterse böyle bir tasarımı yapabilir. Yaparsa kim, ne diyebilir? Ama Gökbel’in böyle bir derdi yok” şeklinde uyarmıştık.
***
Bulutsuzluk Özlemi’nin kariyerindeki en önemli şarkılarından birisi Acil Demokrasi’dir. Nejat Yavaşoğlu imzalı şarkı; “Hür demokratik parlamenter sistemde” her şey için acil bir demokrasi gerektiğini anlatır.
Bu memlekete Acilen Demokrasi gerekmektedir.
Herkese ve her şeye gerekli olan tek şey demokrasidir ve özellikle insanlar ve hatta toplumlar demokrasinin hemen gelenini tercih ederler. Çünkü geciken demokrasinin pek bir anlamı yoktur. Demokrasinin de tıpkı dostluklar gibi insan yaşarken bir anlamı vardır.
***
CHP’ye parti içi demokrasi geldi.
Hem de en acilinden…
CHP Merkez Yürütme Kurulu, bugün yarın Muğla’da belediye başkan adaylarının tüm üyelerin katılımı ile Eğilim Yoklaması ile yapılacağının kararını Parti Meclisi’ne iletecek.
Daha sonra da karar tüm örgütlere deklere edilecek.
Ekim ayı içerisinde bu iş bitecek.
Muhtemelen 8 Ekim tarihinde…
Şimdi; CHP’ye parti içi demokrasi gelmişken, örgüt iradesi yeniden egemen kılınmışken CHP’liler acilinden gelen demokrasi ile ne yapılacağını kimseye sormamalı.
CHP’liler büyük bir çabanın sonucunda kazanılmış bir hak olarak sahip oldukları parti içi demokrasiyi, kimsenin algısına ve tasarımına bırakılmamalı.
Zamanı geldi!
Parti içi demokrasi ile sandıkla herkes ne yapacağını öğrenmeli…
***
Özellikle Bodrum, Yatağan, Ula, Datça ve Merkez Menteşe ilçelerinde yaşanan aday adayı bolluğu karşısında şaşkına dönen yerel siyaset, çözümü parti büyüklerinde, büyük şehrin büyük adaylarında aramamalı.
CHP örgütleri acilinden gelen parti içi demokrasinin tek sahibi olmalı.
Biat kültürü ve aidiyet duygusu terk edilmeli.
CHP’de ‘bir büyüğe sorma’ huyundan da vazgeçilmeli.
Anti demokratik yöntemlere teslim olmuş CHP örgütleri bugünden geriye dönüp baktığında gözüne çarpan ilk şeyin yıkıntılar olduğunu unutmamalı.
Siyaset adına ortalıkta dolaşan genetik statükocuların arasına sıkışmış CHP’de örgütlere ve tabana bu süreçte büyük sorumluluk düşüyor.
CHP’liler kendilerine sağlanan bu demokratik hakkı sonuna kadar savunmalı.
Kız oğlan beğenmemeyi bir kenara bırakıp, seçme-seçilme hakkına, parti içi demokrasiye ve sandığa sahip çıkmalı.
***
Bodrum’da, Milas’ta, Yatağan’da Datça’da, Merkez Menteşe’de yerel siyaset algısı içinde, günlük rekabeti yüzyıllık hesaplaşma gibi görenler parti içi demokrasi ile ne yapacağını bilemez durumdalar.
Müdahil olunmasını da en çok onlar istiyorlar.
CHP’de kazanılmış parti içi demokrasi hakkı ile ne yapacaklarını bilmeyen yerel siyasetçiler bu süreçte müdahil olmayı siyasetten saymaya devam ederek yeni bir yanlışa imza atıyorlar.
İdeoloji, parti içi demokrasi, örgüt iradesi umurlarında bile değil.
Kişisel kazançları parti içi demokrasinin ve örgüt iradesinin üzerinde görüyorlar.
Büyükşehir aday adaylarının da bu amaca hizmet etmesini istiyorlar.
Musa Gökbel haricinde ‘edenler ediyor’!
Müdahillikte adeta birbirileri ile yarışıyorlar.
Seçilmenin keyfini siyasi tasarımda arayan aday adaylarının yanında, örgütsel hiçbir emeğe sahip olmadan bu amaca hizmet eden nur topu gibi bir yüksek siyasetçi bile var.
***
Kim nereye müdahil olursa olsun! sonuç değişmeyecek.
2014 yerel seçimleri öncesinde belediye başkan adaylarını tüm üyelerin katılımı ile Eğilim Yoklaması ile belirleyecek olan Muğla CHP’de bu tür statik yapıların ve ilişkilerin çöküş diyalektiğinde “Parti içi demokrasi ve örgüt iradesi” yer alıyor.
Siyasi meşruluğunu bu statik ilişkiler ile sağlayan siyasetçilerin tasfiye süreci Eğilim Yoklaması ile başlayacak ve 30 Mart 2014 tarihinde yapılacak yerel seçimle sonuçlanacak.
Bu konuda hiçbir şüphemiz yok!
CHP’liler; “CHP için kazanmaktan vazgeçenleri, CHP için değil kendisi için kazanmaya devam edenleri bu süreçte tasfiye edecek”…
CHP’de avcılar değil, aslan kazanacak…