DENİZ KUMUYLA BACA YAPILMAZ
Muğla Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (MUSKİ) Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından 12-13 Nisan tarihlerinde Geyik Barajı’nda yapılacak olan çalışma nedeniyle Bodrum’da su kesintisi yaşanacağını açıklar.
Ancak su kesintisine saatler kala Geyik Barajı’nda yapılacak olan çalışmalar DSİ tarafından iptal edilir. DSİ’nin tarafından yapılacak su kesintisinin vatandaş mağduriyeti yaratmaması için cep telefonlarına kesinti ile ilgili mesaj gönderen MUSKİ, yapılacak çalışmanın iptal edilmesiyle yeniden mesaj atar.
DSİ’nin Geyik Barajı’nda yapacak olduğu çalışmayı doğru planlamaması nedeniyle çalışma ileri bir tarihe ertelenir. Erteleme mesajı sonrasında MUSKİ, vatandaşlar karşısında zor durumda kalır.
Hikâyenin aslı böyledir.
Ancak birileri Bodrum’a yönelik su kesintisi mesajlarını alır; evirir-çevirir, iki tur attırıp konuyu azdırır. Konuyu ciddiyetsizlik çerçevesinde değerlendirir.
Buna göre bu işte sorumluluk; DSİ’nin değil, MUSKİ’nindir. MUSKİ, Bodrum Yarımadası’nda yaşayan 160 bin vatandaşla dalga geçer (!) vatandaşı zora sokar hatta zora sokmakla kalmaz bir de kamu kaynaklarının boş yere kullanılmasına neden olur…
Diğerlerini bilemeyiz ama hazretin kamu kaynakları tespiti doğrudur.
İl genelinde kamu kaynaklarının en verimli kullanıldığı yer Bodrum’dur.
Zira Bodrum, derelerini bile imara açarak kamu kaynaklarının ne kadar verimli kullanıldığını örnekleyen ender ve seçkin yerleşkelerden birisidir…
Bu yönüyle de sekizinci tepe ünvanını almışlığı bile vardır…
Sekizinci tepeden bakınca iş böyle görünebilir.
Bodrum’da yaşanan sel felaketini sorgulamak yerine sıradan bir su kesintisinin sorgulanması ilginçtir.
İşin aslı ne kesintiyi iptal eden DSİ, ne de önce kesintiyi sonra da iptali duyuran MUSKİ, sanıldığı kadar suçlu değildir…
Burası cumhuriyettir ve cumhuriyette böyle şeyler olabilir.
Fatura; su kesintisini iptal edene değil, bunu duyuran MUSKİ’ye kesilir.
İş burada kalsa iyidir…
Konu tırmandırılır, iş; “MUSKİ vatandaşla dalga mı geçiyor?” boyutuna taşınır.
Bodrum’da ölü sezonda 160 bin kişi yaşamaktadır.
“Siz bizimle dalga mı geçiyorsunuz?’ diyen vatandaşlar kim ya da kimlerdir?
Kaç kişidir? Vatandaş görüşü hangi yolla alınmıştır?
Bunlar da yanıtları merak edilen sorulardır.
Ancak ifade etmeliz ki; yukarıda kast edilen ‘vatandaş’ bize de aşinadır…
Zira gaydırı guppak işlerde, varoluş ve sahicilik meselesinin en temel unsuru; vatandaştır.
Vatandaş müşteri gibidir ve her durumda haklıdır.
Bu türün vatandaşları arada bir gelir, bize de konuşur 🙂
Demediğini bırakmaz…
Dedikleri çuvala sığmaz, sığsa bile çuvaldan çıkmaz…
Muhalefet zemin işidir,
Muhalefet için zemin gerekir.
Zemininin sağlıklı olmadığı yerde biliriz ki; ‘vatandaşın’ kusuruna bakılmaz…
Vatandaş mekanizmasıyla her tür özensizliğe meşruiyet kazandırmaya çalışanlara da; fazla kızılmaz…
Zira bu topraklarda tezahür suçtan sayılmaz.
Kıyıdan kıyıya, kıyıdan kırsala;
Ahmet olmuş,
Mehmet olmuş (!)
Hasan olmuş,
Hüseyin olmuş (!)
Bu topraklarda kimsenin hatası yüzüne vurulmaz.
Herkes bilir ki; deniz kumuyla baca yapılmaz.