Basında sansürün gelişinin (!) 105. yılı kutlandı.
Otoriteye ve kapitale 105 yıldır borçluyuz.
Sansürü sağlayan otorite olmasa bugün biz gazeteciler nerede çalışacaktık?
Kapital otoriteyi, otorite sansürü beslemese…
***
Biz; 105 yıldır hamasi nutukları alkışlıyor kendi kendimize ödüller vererek teselli buluyoruz.
Bizi basının gücü ile gücün basını arasında sıkıştırdılar.
Biz gazeteciler özgür değiliz.
Ve bize göre ortada kutlayacak bir şey yok.
***
Biz neyi kutluyoruz?
105 yıl geri gidişimizi mi?
Düşünce hala şuç!
Biz aslında tutukluyuz.
Hapishanedeki tutuklu gazetecilerden bir farkımız yok.
Bizde; kapital ve otoritenin yerle gök arasındaki cezaevinin mahkûmlarıyız.
Basın özgürlüğünde 179 ülke arasında 154. sırada yerimiz.
Tutuklu gazeteciler listesinde; gözümüz…
***
Gazeteciliğin kendine özgü evrensel kuralları yok edilirken, sistem gazeteciye özgür bir yaşam olanağı sağlamazken bu neyin kutlaması?
27 Mayıs 2013’ten bu yana 59 basın emekçisi işinden oldu.
Balolar tertip edeceğine,
Yas tut gazeteci!
Bu nasıl bir züğürt tesellisidir?
Bununla kim yetinir, kim çiğner tükürür?
İktidarlar denetlemezse polis,
Polis denetlemezse asker,
Asker denetlemezse patron!
Git işine!
Bu neyin bayramı,
Bu neyin özgürlüğü?
Bu yalana inanmak mümkün mü?
***
Tutuklu gazeteci olur mu?
Hapiste gazeteci olur mu?
Yazı yazdı diye gazeteci işinden olur mu?
Düşündü diye gazeteci vurulur mu?
Serengeti milli parkı mı lan burası?
***
Üç otuz paraya çalışan, kemiklerine kadar sömürülen gazetecilerin, tutuklu olan, gözaltında olan gazetecilerin patronları nerede?
Hangi ihalenin, hangi ilişkinin peşinde?
Hangi yandaşlığın şerifine kadeh kaldırırlar, bunlar kimin el frenini çekerler?
Hamaset sarmış dört bir yanımızı.
Demokrasiymiş, basın özgürlüğüymüş!
Bırakın bunları…
***
24 Temmuzmuş!
Hiçbir gazetecinin basın bayramını kutlamıyorum.
Kutlayamıyorum…
Ortada kutlanacak bir şey yok.
Düşünce hala suç ise, yazmak çizmek suç ise
Ortada kutlanacak bir şey yoktur!
Kutlayanlar neyi kutluyor?
105 yıl geri gidişimizi mi?
Bu balolar, plaketler ve
Hamasi nutukların bizim için bir anlamı yok.
***
Diren ey gazeteci…