2009 yerel seçimlerinde Marmaris Belediye Başkan Adaylarından birisi de Doğan Tugay’dı. Ak Parti’den aday olmuş, yaratmaya çalıştığı Marmaris’i, Marmarisli’ye bile anlatamamıştı. Marmaris onun söylemlerini anlamadı. Kampanya döneminde kentin ideolojik statükosu, söylemini proje ve değişim argümanları üzerine kuranları yerle bir etmişti.  Yıllar önceydi. Turizm, el yordamı ile yapılırken ve sektör olmaktan çok uzaktayken “Marmaris” yeşil, yemyeşildi. Sahil bandına kadar bir kısrak başı gibi uzanan yeşil doku yerini otel ve apart rantına bırakmamıştı. Doğan Tugay, o dönemde Marmaris’in başına gelecekleri önceden biliyormuşcasına kendi işletmesine “Yeşil Marmaris” adını koymuştu. Dogan Tugay’ın o günlerde kentsel bir anlayışa, bir turizm konseptine isim babalığı yaptığını kim bilebilirdi ki ?. Aradan onca yıl geçti ve hala onun söylem ve yöntemlerini anlamamak için direnen, gayret gösteren bir yapının Marmaris’te hakimiyetini sürdürdüğüne şahitlik ediyoruz. Turizm anlayışı ile işletmesine uluslararası bir kimlik kazandıran Tugay, aynı şeyi kenti içinde yapmak istemesine karşın bu imkanı bir türlü bulamadı. Doğan Tugay’ın Marmaris Belediye Başkanlığına aday olduğunu öğrendiğimiz gün “Marmaris büyük bir şans yakaladı” diye düşünmüş ve çok sevinmiştik.Marmaris’in bu hali ile yetinen ve avunanlar Doğan Tugay’ın yerel seçimlerde aday olmasının altında ideolojik bir algılama yarattılar.Sonuçta statükocular bir kez daha kazanırken, Tugay kaybetti ancak asıl kaybeden ise Marmaris oldu. Doğan Tugay, Marmaris’in turizmde marka olabilmesi için tüm kentin birlikte hareket etmesi gerektiğini kente anlatmaya çalışan bir misyonerdir. Bodrum’da Serdar Karcılıoğlu, Muzaffer Ergöz (namı değer ayrık otu), Fethiye’de İrfan Tezbiner, Marmaris’te Doğan Tugay, turizm sektörünün kanaat önderleridir. Onlar bir ilin kaderini derinden etkileyecek proje ve uygulamaların adamlarıdır. Muğla Valisi olarak görev yapan Dr. Lale Aytaman’ın “Muğla’nın kaderi köy kalmak ve köylü değerler arasında küçülmek olmamalı” sözünü ve tespitini hiç unutmadık. Doğan Tugay’da, kentin turizm vizyonunu oluşturan bu anlayışın ve misyonun insanıdır.  Serdar Karcılıoğlu ve Muzaffer Ergöz Bodrum’da ne yapmaya çalıştıysa, Doğan Tugay’da Marmaris’te onu yapmaya çalıştı. Serdar Karcılıoğlu’nun, Muzaffer Ergöz’ün başına gelenler onunda başına geldi. Onlar, yaşadıkları kentin gerçeğinin peşinde koşmanın bedelini ağır ödediler. Kentteki söktörel çözüm ortakları ve partnerleri onları yanlız bıraktı ve onların ardından gitmedi. Tüm olan bitene karşın onlar kendilerine yeni bir ülke aramadılar. Aynı sokaklarda dolaştılar,aynı mahallede kocadılar ve ak düştü saçlarına. Onlar, inançları uğruna bir ömür tükettiler. Proje ve yönetim anlayışları “Müslüman mahallesinde salyongoz satmak” olarak nitelendirilirken, yılmadılar, yorulmadılar. Doğan Tugay, Marmaris’e uluslararası bir marka kent kimliği kazandırmak için hala çabalıyor. Tugay, şimdi de Marka Kent Marmaris’in yaratılması için uluslararası nitelikli projeler, yatırımların gerekli olduğuna dikkat çekiyor. Spor, kültür, müzecilik gibi alanlarda da projeler üretilmesi gerektiğine inanıyor. Yerel basında yer alan bir haberde Doğan Tugay’ın “Sadece helva satarsanız, yalnızca helva sevenler gelir. Konvensiyel fuarcılık anlayışı ile bir yerlere varılamaz.TÜRSAB Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı bile, duble yola karşıyız diyorsa bu zihniyetle bir yere varamayız. Ağaç kesilecekse kesilir. Yerine yenileri dikilir. İdeolojinin yeri yok artık. Olaylara ideolojik bakmayalım. Atatürkçülük bir ideoloji değildir. Bir yaşam tarzıdır” şeklinde bir açıklaması yansıdı.
Ağzına, diline, yüreğine sağlık Doğan abi. Sakın vazgeçme…