CHP’de iş tamam, su aktı yolunu buldu. Bu konuda “bıdıbıdı etmeyin” tavsiyesine uyalım istiyoruz. Yeni il başkanı ve yeni yönetimi CHP; almış kabul etmişken biz, hariçten gazel okuyanlar fazla “bıdıbıdı etmeyelim” diyoruz, bir türlü olmuyor.
***
CHP İl Başkanı Mürsel Alban MYK’dan gelen atama kararını il binasında düzenlenen basın toplantısıyla duyurmuştu. Toplantıda Gazeteci Mustafa İnci, kendisine belediyelerden aldığı ihalelerle ilgili “Muğla kamuoyu sizi CHP’li belediyelerin ihalelerini alan bir firmanın sahibi olarak biliyor. CHP’li Belediyelerden bugüne kadar kaç tane ihale aldınız?” şeklinde bir soru yöneltmişti.
Mustafa İnci’nin sorusuna Alban; “Benim hiçbir belediyede, ihale aldığım vardır bundan önce, 1 tane. Ama öyle yazılıp çizildi ki ispat önce ispat. Belge alırsınız ondan sonra konuşursunuz. Hiç almadığım ihaleleri almış gibi gösterdiler. Bu kaynağı asılsız haberdir. O konu bundan ibarettir” şeklinde cevaplamıştı.
***
Gazeteci Mustafa İnci, Alban’a belediyelerden kaç ihale aldığını sormuş, o da sadece bir ihale aldığını ifade etmişti. Gazeteci Mustafa İnci “doğrudan temin yoluyla kaç iş aldınız” diye sormuş olsaydı; Alban’ın işi bu kadar kolay olmayacaktı. Alban,belediyelere yaptığı iş oranının ihale üzerinden sorulmasını fırsat bildi.
***
Belirtelim ki; Mustafa İnci, ihale sorusuyla aslında belediyeden iş alan birinin il başkanı olmasının yanlışlığına dikkat çekmek istemişti. CHP’li belediyelerle ekonomik ilişkiye sahip olan bir müteahhit, il başkanı sıfatıyla CHP’li belediyeleri siyaseten baskı altına alabilir, CHP’li belediyelerin bütün işlerini rezerve iş olarak görebilirdi.
***
CHP’li belediyelerden iş alan bir müteahhitin aynı zamanda CHP il başkanı olması siyaseten nasıl açıklanır bilmiyoruz. Bildiğimiz siyasetin bunu açıklamadan yoluna devam edemeyeceği. Ortada bir tek ihale aldığını iddia eden bir il başkanı var.
Ancak henüz Mürsel Alban’a tek bir ihale verdik diyebilen bir belediye yok…
Bu noktada kimse kamusal algıda oluşacak şaibeden biz gazetecileri sorumlu tutmasın. Gazeteci eleştirisinin kara propaganda sayıldığı bir süreçte yeni bir bıdıbıdı olayına imza atıp rahatsızlık vermek istemeyiz. Biz istemeyiz ama başkası ya da başkaları isteyebilir…
***
Kamu haklarının savunarak kentin güvenli limanına dönüşen İnşaat Mühendisi Ahmet Karaosmanoğlu, konuyla ilgili bir ileti gönderdi. Vatandaş Ahmet, Mürsel Alban’ın ispat çağrısını duymuş olacak ki Alban’ın İhale Kanunun 21/D doğrudan temin yöntemiyle 2012 yılında belediyelere yaptığı işleri tarihleri ve bedelleriyle sıralayan iletiyi bize ulaştırdı.
***
Karaosmanoğlu iletisine “Çiçeği burnunda il başkanının sadece 2012 yılında İhale kanununun en gevşek maddesiyle belediyeden almış olduğu ihaleler. Öncesi ve sonrası yıllara bakmaya gerek yok zaten” notuyla başlıyor ve şöyle devam ediyor.
“27/01/2012: 14.632+kdv, 19/03/2012: 15.930+kdv, 26/04/2012: 6.549,50+kdv,
13/07/2012: 16.916,48+kdv, 30/07/2012: 16.437,40+kdv, 30/07/2012: 16.402+kdv, 07/09/2012: 16.458,37+kdv, 13/09/2012: 16.369,67+kdv, 28/09/2012: 15.859,20+kdv, 28/09/2012: 16.461+kdv, 17/10/2012: 15.930+kdv, 22/10/2012: 16.520+kdv, 01/11/2012: 16.343+kdv, 12/11/2012: 16.567+kdv, 05/12/2012: 16.414,98+kdv, 11/12/2012: 16.284+kdv, 14/12/2012: 12.335,94+kdv, 18/12/2012: 14.894,48+kdv. Toplam: 287.305. 22 TL +KDV”…
***
Yukarıda yer alan ve Ahmet Karaosmanoğlu tarafından bize gönderilen bilgiler dün belediyelere iş yapan bir müteahhitin, bugün il başkanlığına kadar önlenemez yükselişini ortaya koyması açısından önemli.
Gazeteci Mustafa İnci, Alban’a belediyelerden kaç ihale aldığını sormuş, o da sadece bir ihale aldığını ifade etmiş, “varsa elinizde belge ispat edin” demişti.
Kamu İhale Kanununun 12/D Maddesi’nde yer alan doğrudan teminle (!) elde edilen 287.305.22 TL’lik gelir bu işin ispatı olur mu? bilmiyoruz.
Bildiğimiz bu konunun CHP’lilerin vicdanında tartışılması gerektiği…
***
Alban’ın“tek ihale aldım” açıklamasının ardından doğrudan teminle iş yaptıran belediyelerdenşu ana kadar ‘işin doğruluğu ya da yanlışlığı ile ilgili’ bir açıklama gelmedi. Bu konuda fazla bıdıbıdı yapmalım, konuyu kamuoyunun bilgisine ve CHP’lilerin vicdanına bırakalım.
***
Bir soruyla veda edelim.
Bir müteahhit olarak belediyelerle olan ticari ilişkisini ‘doğrudan temin’ üzerinden yapan Mürsel Alban’ın siyasetle olan ilişkisini de ‘doğrudan temin’ üzerinden yapması bir tesadüf olarak görülebilir mi?
Siyasetin, tıpkı ticaret gibi ‘ilan yapılmaksızın, teminat alınmaksızın’ doğrudan temin yönetimiyle yapılması ne kadar doğru?