DOMATES ÜRETİCİSİNİN DURUMU
O kadar çok açıklama var ki şaşarsınız.
Fethiye Ticaret Odası domates üreticilerinin sesini soluğunu duyurmaya devam ediyor.
Üreticiden üç otuza çıkan domates yine alıp başını giderken ses Fethiye’den yükseliyor.
Malını üç otuza elden çıkaran, bazende alıcı bulamadığı için malını salçaya döken Fethiyeli üretici bu işe akıl sır erdiremiyor.
Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Gürsu Özdemir, geçtiğimiz günlerde bu konuya dikkat çekti. Üreticilerin yüksek fiyatlardan mağdur olduğunu belirten Özdemir, şunları söyledi: “Bir kilo domatesin çiftçiye maliyeti 1 lira. Bir kilo domatesin komisyoncudan diğer hallere gidinceye kadarki maliyeti de aşağı yukarı 1 lira 50 kuruş. Bu fiyatlara halden çıkan domatesin büyük şehirlerde nasıl oluyor da yüksek fiyatlardan satıldığını, biz de anlayamadık.”
1,5 liraya halden çıkan domates nasıl oluyorda 6-7 liraya, icabında 10 liraya satılıyor? Bunu anlayan anlayabilen varsa çıksın açıklasın.
Üretici görüşleri ile devam edelim.
Taban fiyat uygulaması isteyen domates üreticisi İzzet Üyük, “Şu an halde piyasamız 1 lira 30 Kuruş ile 1 lira 70 kuruş arasında değişiyor. En kaliteli mal ve 50 kuruşa kadar iniyor. Burada üretici kazanmıyor. Maliyetler yüksek. Tüketici ‘aşırı fiyata mal tüketiyorum’ diyor. Arada paranın nereye gittiğini biz de bilmiyoruz. Bizim bu dertlerden kurtuluşumuz taban fiyat uygulamasında. Sebzede taban fiyat uygulaması yok. Sebze hariç tahılda, fındıkta taban fiyat uygulaması var fakat sebzede yok. Dünyada örtü altı üretimi doğal yapan tek yer Türkiye. Türkiye hariç hiçbir ülkede güneş ışığı ile yetişmiyor sebze. En kalıntısız, Avrupa standartlarına uygun sebzeyi Türkiye işliyor ama pazar bulamıyoruz. Bizi 1 lira 50 kuruş taban fiyat kurtarır.”
Ürün fiyatlarının oturmasında hal içerisinde giriş çıkış yapılmasının etkili olacağını öneren İzzet Üyük, bir konuya daha dikkat çekiyor: “Tüm malların şehirden şehre geçerken hal çıkışını şart koşmalarını istiyoruz. Hal çıkışı olmadığı sürece fiyatlar oturmaz. Köylerden mal çıkışı yapıldığı zaman fiyat oturtamayız.”
Fethiye Çamköylü Mustafa Karaoluk, bakın neler söylüyor:
“Şu an halde en iyi fiyata ihracat domatesin fiyatı 1 Lira. İç piyasa olarak verdiğimiz domateslerin fiyatı 30-40-50 kuruş olarak değişmekte. Salçanın kasası bir buçuk lira. Tam karaborsa zamanında domatesin kilosu 3 lira iken buradan İstanbul’a vardığında 10-15 lirayı görüyor. Biz burada bu fiyatları göremiyoruz. Burada suçlanan çiftçi oluyor.”
Şikayetçi olan sadece üretici değil, komisyoncularda bu durumdan şikayetçi. Karaçulha Hali Komisyoncularından Mustafa Ozan, satışların fatura üzerinden yapılması ve denetlenmesi gerektiğine dikkat çekiyor, birinci kalite domatesin son satıcı tarafından yüksek fiyata satıldığını kaydediyor.
Domates üretecisi Mustafa Güler’i de dinleyelim:
“En az 1,5 lira ve üzeri çiftçiyi kurtarır. Burada çiftçimizin en büyük maliyeti fide maliyeti. Fide maliyeti dekarda 3 lira ile 4 bin lira arası değişmektedir. Çiftçinin belini büken en büyük konu fidenin pahalı olmasıdır. Gübre fiyatları da dönem dönem çok yükselmektedir. Geçen seneki 70-80 lira olan gübreler bu sene 120-130-150 lira. Domates yılın bir ayı fiyat yapıyor geri kalan 335 gün domates 40-50 kuruşa satılıyor. Domates, 365 günde 30 gün para ediyor, 335 gün para yapmıyor. Kim kazanıyor derseniz. Aradaki 30 günlük sürede malını satabilen çiftçiler kazanıyor. Bu yüz kişide 10-15 kişi ama yüzde 90-80’ni para kazanamadan sezonu kapatıyor.”
Domates üreticisinin durumu bu.
Görüş çok ancak yerimiz dar.
Ziraat Mühendisi Mükremin Sert’in üretici sorunlarına ilişkin tespiti ile bitirelim.
Medyada çıkan haberlerin çiftçinin kafasını karıştırdığını söyleyen Ziraat Mühendisi Mükremin Sert, bu durumun çiftçinin üretimden çekilmesine ve üretimin düşmesine neden olacağını savundu. Sert “Bu kafa karışıklığı devam ederse gelecek yıl üretim daha da düşer. Gelecek yıl domates ithal edersek de hiç şaşırmayın. Bu maliyetler böyle devam ettiği sürece çiftçimiz zor durumda kalacak.
Alım sıkıntı yaşanması da hepimizi üzüyor. Aradaki döngüde üretici ve tüketici etkileniyor. Bu şartlarda çiftçi tarafına baktığımızda çiftçi üzgün, hayal kırıklığı içinde. Nüfusun belli bir kesimi üretim yapıyor. Üretim yapan insanlar 40-50 yaşlarında. Yeni nesilden tarım, üretim yapan yok. Biz böyle gidersek gençlerden tarımı seven bir insan da bulamayacağız” dedi.
Orada birileri var mı?
Üreticinin sesini duyan var mı?