Dünyanın Bin Türlü Hâli Var
Market fiyatı 1,5- 2 lira.
Peki yerinde ne kadar?
İhracatın düşmesi, ürün fazlalığı nedeniyle yerinde (!) domatesin kilosu 15 kuruş…
Nerede?
Fethiye ve Seydikemer’de.
Örtü altı yetiştiriciliği ile meyve sebze deposu olarak anılan bu iki ilçede 15 kilogramlık domates kasası 1.5 liraya satılıyor.
Bu rakamlara inanmak zor.
Şaka gibiler.
Kilosunun 15 kuruş olduğuna, 15 kiloluk domates kasanının sadece 1.5 lira olduğuna inanmak gerçekten zor.
Bu zor durumda üretici isyan etmez mi?
Eder.
Üretici isyan eder, gazeteci de “üretici isyan etti” diye yazar çizer.
Zira bir toplumun üretici isyanda ise gazetecisi de isyandadır…
Yetti (!) inanın insanın “yangın var” diye bağırası geliyor.
Bir ince hesap yapalım.
Üreticiye kilogram başına domatesin maliyeti 75 kuruş.
Üretici kilogram başına 75 kuruşa mal ettiği ürününün kasasını 1,5 liradan satıyor.
75 kuruştan 15 kiloluk domates kasasının üreticiye maliyeti ise 11 lira 25 kuruş.
11 lira 25 kuruşa mal ettiği bir kasa domatesi üretici; 1,5 liraya satıyor.
Bu işin 100 bin liraya alınan bir lüks otomobili, 10 bin liraya satmaktan ne farkı var?
Yukarıdaki verilerden de anlaşılacağı gibi domates üretim giderleri, domates satış gelirlerinin çok çok üstünde.
Dünyanın bin türlü hâli var (!)
Rusya ile yaşanan kriz, terör olayları, ihracattaki düşüş, cadı kazanı Ortadoğu; turizmi de tarımı da yerle yeksan etti bıraktı.
Turizm, yüzde 20-30 arası doluluk oranı ile can çekişirken Fethiyeli domates üreticisi domatesi üç otuz paraya, salça simsarlarına satar duruma geldi.
Böyle giderse tarımsal üretim değerleriyle büyük ve güçlü bir ekonominin sahibi olan Fethiye ve Seydikemer’de örtü altı üretim, yerel istihdam sağlayan ekmek kapısı olmaktan çıkabilir.
Üretimle satış arasındaki uçurum (!) adamı ipe götürebilir.
Üretimden bir …ok anlamayan üretici bu işten vazgeçip, domates ekilen arazisini müteahhite vererek, kira geliri ekonomisine dönebilir.
Öpülmekten yorgun düşen her bir üretici tarım ekonomisinden emlak ekonomisine ya da başka bir ekonomiye geçebilir.
Peki dünyanın bin hâli ortadayken (!) üretim değerlerimizi korumanın bir yolu var mı?
Bir savunma hattı, bir yerel barikat kurma şansımız var mı?
Elbette var…
Dünyanın bin hâli ortayken üretim değerlerimizi, özgün kaynaklarımızı tek bir şekilde koruyabiliriz.
Bunu Organize Sanayi Bölgesi’ni kurarak yapabiliriz.
Üretmekle yetinmeyip ürünü işlemeye olanak sağlayan Organize Sanayi Bölgesi ile bunu mümkün kılabiliriz.
Milas başardı.
Fethiye de başarabilir.
Büyükşehir yasasıyla; tarımsal üretim Seydikemer’de, ticari hareketlilik Fethiye’de kalmış olsa da Fethiye ile Seydikemer’i birbirinden ayırmak mümkün değil.
Onlar, etle tırnak gibidir.
Biliyorsunuz, tarıma dayalı üretimin merkezi, iki lokomotif ilçeden birisi olan Milas, OSB’de tam gaz yoluna devam ediyor. OSB’nin faaliyete geçmesi ile Milas, kanat takıp uçmaya hazırlanırken üretim değerleri açısından Milas’a eşdeğerdeki Fethiye bölgesinin de bunu başarabileceği inancı içindeyiz.
Bize göre; o bölgeye kurulacak Organize Sanayi Bölgesi, Fethiye’nin il olmasından daha önemli ve daha mümkün görünen bir hedeftir.
Organize Sanayi Bölgesi yüksek hedefin ötesinde artık bir zorunluluktur.
Zira Fethiye ve Seydikemer’de örtü altı üretim değerlerinin üç otuz paraya satılmasına daha fazla izin verilemez.
Bu vesile ile geçtiğimiz günlerde Fethiye Meslek Kuruluşları Güç Birliği Platformu’nun Haziran ayı toplantısında Seydikemer’e yapılması planlanan Organize Sanayi Bölgesi kurulması konusunu ele almasını, bölgenin yüksek hedefi için atılmış ilk ciddi adım olarak gördüğümüzü belirtmek isteriz.
Tüm bölgeye hizmet verecek Organize Sanayi Bölgesi ya da İhtisas Sanayi Bölgesi için Orta Muğla’da bize düşen ne varsa, yapmaya hazır olduğumuzu belirterek sonlayalım.
Dünyanın bin türlü hâli var (!)
Kime gidilecekse gidelim, şu işi bir an önce bitirelim.