Daha önce ifade etmiş; “1 Kasım seçimleri genel seyrine karşın bir noktaya odaklanır, CHP’nin 4. Sıra Milletvekili Adayı Burak Erbay’la, Ak Parti’nin 2. Sıra Adayı Nihat Öztürk arasında geçer” demiştik.
Bu öngörümüzü o günlerde abartılı bulanlar bu iki milletvekili adayının yürüttüğü propaganda sonrasında
seçimlerin genel seyrinin bu merkezde gittiğini kabul eder bir duruma geldiler.
Her iki milletvekili adayının, Erbay ve Öztürk’ün ilin tamamında yaptıkları alan çalışması bu düşüncenin kabulünde etkili oldu.
CHP örgütlerinin 1 Kasım seçimlerine yönelik “4 milletvekilliği hayal değil” hedefi üzerine yürüttüğü başarılı kampanyanın karşısında, Ak Parti 2. Sıra Milletvekili Adayı Nihat Öztürk’ün hakkındaki iddialara karşın ilin genelinde yürüttüğü kampanya, nokta atışlı seçim vaatleri ve performansı bu savı destekler niteliğe büründü.
“Nihat Öztürk gidemezse Burak Erbay gider” görüşü bu çerçevede toplumda hakim görüşe dönüştü. Ta ki, hiç hesapta olmayan bir tehdit kapıyı çalana kadar…
Seçimin, siyasi partilerin oy oranlarına ve sayısal verilerine göre; CHP’nin 4. sırasına denk düşen Ak Parti’nin 2. sırası, onca yol kat etmesine karşın yeni bir tehditle karşı karşıya kaldı.
CHP’nin 4. Sırası Burak Erbay ile Ak Parti’nin 2. Sırası Nihat Öztürk’e yönelik tehdit; MHP’nin 2. Sıra Adayı Asım Başaran’dan geldi.
Başaran’ın alanda yürüttüğü çalışmalar, halkta karşılık bulan ve genele yönelik keskin söylemleri kendisini bu yarışın içine soktu.
Başaran, özellikle de karar vermekte zorlanan, aklı karışık seçmen üzerinde bir alternatife dönüştü.
“Asım Başaran’ın seçilmesi için çok oy gerekir, Başaran seçilemez” iddiasıyla siyasete yön vermeye çalışan yerel mühendisler, seçilme başarısı gösteremese de, Asım Başaran’ın kendi seçim bölgesinden ve diğer seçim bölgelerinden alacağı oyların hesabını iyi yapmak zorunda.
İlin genel seçmen yapısı içerisinde en çok seçmene sahip olan Bodrum, Başaran’ın seçim bölgesi ve Başaran’ın burada göze batan bir sorunu yok.
Yarımada siyasetinin “Bodrum’a Bodrumlu Aday” çizgisine çekilmesi, bu seçimlerde merkez sağdan aday çıkaramayan Milas’ın da Bodrum çizgisinde hareket etmesi, Asım Başaran’ı salt MHP Adayı olmanın ötesine taşıyabilir.
Bu noktada genel seyrini, girmeli-çıkmalı rekabetiyle Erbay ve Öztürk’e odaklanan, bu düzlemde yol alan seçim, tercihler anlamında seyrini değiştirebilir…
Peki MHP’li Asım Başaran milletvekili seçilebilir mi?
Neden olmasın, seçim bu (!) herşey olabilir ve sandıktan her türlü sonuç çıkabilir.
Ancak MHP 2. Sıra Milletvekili Adayı Asım Başaran, 1 Kasım’da seçilme başarısı gösteremese dahi bu yapısıyla seçimin sonuçlarına etki yapabilir.
Peki bu durumda ne olur?
Bu durumda CHP’nin 4. Sıra Adayı Burak Erbay’ın seçilme ihtimali, Ak Parti 2. Sıra Adayı Nihat Öztürk’ün önüne geçebilir.
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’ün 1 Kasım seçim sonuçlarına yönelik; “4 milletvekili çıkarmak hayal değil” tespiti CHP örgütlerini motive etmenin ötesinde, bu tür ince hesaplar sonucunda kamuoyuyla paylaşılmış bir tespittir.
Başkan Gürün; garanticidir.
Kolay kolay açıklama yapmaz, öngörülerini de ulu orta paylaşmaz…
1 Kasım seçimlerine 15 gün kala son viraja; CHP’nin 4. Sıra Milletvekili Adayı Burak Erbay, Ak Parti’nin 2. Sıra Adayı Nihat Öztürk ve MHP’nin 2. Sıra Adayı Asım Başaran’ın rekabeti ile giriliyor.
Bu noktada il genelindeki seçmen, siyasi tercihlerini sadece siyasi partiler üzerinden yapmayabilir.
Seçmen tercihini kişiselleştirebilir.
Kişiselleşen seçmen tercihiyle sandık sonuçları da değişkenlik gösterebilir.
1 Kasım seçim sonuçları MHP 2. Sıra Milletvekili Adayı Asım Başaran’ın alacağı oy oranına göre şekillenebilir.
Seçim sonuçlarına etki yapacak bir diğer etken; ‘oy kullanmaya gitmeyecek’ seçmen oranıdır.
Partisine, liderlerine, yürütülen politikalara, belediye başkanına ya da belediye hizmetlerine tepki göstererek sandığa gitmeme kararı alan, protesto hakkını kullanmak isteyen seçmen oranındaki artış; vahim sonuçlar doğurabilir.
Peki vahim olan nedir?
Bu herkese göre değişir…