ERKEN SEÇİM, MEHMET KOCADON VE FEVZİ TOPUZ
Hatırlayınız; CHP İstanbul milletvekili Gürsel Tekin, seçime hazır olduklarını açıklamıştı.
Tekin, 5 Eylül tarihinde Ak Parti’yi değil (!) Türkiye’yi rahatlatmak adına seçime hazır olduklarını ifade etmiş, CHP’nin erken seçime hazır olduğunu dile getirmişti.
Tekin, FETÖ yapılanmasını erken seçimin göbeğine yerleştirerek, sarayın içine kadar giren bir örgütün belediyelerin içine de girdiğini il, ilçe ve belde belediyelerinde, il genel meclislerinde gerçek anlamda bir temizlik için mutlaka erken seçime gidilmesi gerektiğini belirterek, “Dalları budamakla olmaz, ağacı kökünden keselim” önerisinde bulunmuştu.
Seçimin köküne FETÖ’yü yerleştiren Gürsel Tekin, seçmenin önüne iki ayrı takvim koymuştu.
Takvimlerden birisi yerel seçimleri, diğeri genel seçimleri işaret ediyordu.
İlki Kasım 2017, ikincisi de Mart 2018’di…
Tekin, her iki tarihe de ‘eyvallah’ demiş, CHP’nin buna hazır olduğunu söylemişti.
Ancak Tekin’in bir konuda itirazı vardı.
Tekin, milletin 4 yıllığına seçmiş olduğu milletvekilliğinin 5 yıla çıkarılıp 2020’ye sarkıtılmasının kabul edilir bir şey olmadığını, bunun millet iradesine de aykırı olduğunu öne sürmüştü. Tekin, buna karşı olduklarını, dolayısıyla sadece Ak Parti’yi Türkiye’yi rahatlatmak için seçime hazır olduklarını ifade etmişti.
5 Eylül’den bugüne kimse Gürsel Tekin’e; “Sen erken seçimi nereden çıkarıyorsun” diye sormadı.
Ötesinde kimse; “Tekin artık sade bir milletvekilidir, parti adına konuşamaz” da demedi.
Şöyle ya da böyle erken seçim söylemleri hem iktidar hem de muhalefette telaffuz edilmeye başlandı. Bu durum kamuoyunu da etkiledi ve sokaktaki erken seçim tartışmalarını tetikledi.
Önce yüksek siyasette sonra kamuoyunda tartışılmaya başlayan erken seçim, yerel siyasette de kendisine haklı bir yer buldu. Herkes seçimlerin 2019 yılında yapılmasını bekler ve hesabını buna göre yaparken yerel seçimlerin 2017’de, genel seçimlerin ise 2018’de yapılması ihtimali bütün hesapları alt üst etti. Dolayısıyla siyaset kazanı yeniden kaynamaya başladı. Kaynayan, fokurdayan kazan kafasında belediye başkanlığı ya da milletvekilliği olanların ayranını kabarttı.
Bu süreçte sosyal medyada ya da SMS yoluyla artan ince mesaj trafiği bu savı destekler nitelikteydi.
Erken seçim ihtimali üzerine başlayan tartışmalarla özellikle CHP’de Bodrum, Milas ve Fethiye’de yeni siyasi ilişkiler, ötesinde yeni kulisler kuruldu.
Bayram boyunca il genelinde yaptığımız turda CHP kulislerinin iki ayak üzerine inşa edildiğine şahitlik ettik.
İlki örgüt yönetimlerinin (il-ilçe) sahibi olduğu kulisler, ikincisi ise ilçe belediyelerinin ve ilçe belediye başkanlarının önderliğindeki kulisler…
Örgüt yönetimlerinin sahibi olduğu kulislerin merkezinde; büyükşehir, il yönetimi ve ilçe yönetimlerinin yer aldığını, bu tür kulislerin tam aksi istikametinde ise 20 yıldır tabanın ve seçmenin üzerinde belirleyici rolü bulunan ilçe belediyeleri ve ilçe belediye başkanlarının yer aldığını gözlemledik.
Yalan yok, il turunda iki farklı yapıyla karşılaştık.
Meraklılarını uyaralım (!)
Olası bir erken seçimin CHP’de ezberleri, perhizleri ve ilişkileri bozabileceğini kimse gözden kaçırmasın.
Erken seçimle 2014’te durulan suların, yeniden bulanmaya başlayacağı da unutulmasın.
Belli ki olası bir erken seçim CHP’de ‘örgüt-yerel yönetimler-taban’ ilişkisinde varlığı uzun süredir hissedilmeyen, rafa kaldırılan parti içi muhalefete gereken fırsatı sağlayacak. Anlaşılan o ki
merkezinde büyükşehir, il yönetimi ve ilçe yönetimlerinin yer aldığı kulisler; mevcudun devamından yana tavır alır, çaba gösterirken ilçe belediyelerinin ve ilçe belediye başkanlarının önderliğindeki kulisler ise değişimden yana bir gayretin sahibi ve sorumluları olacak.
Birbirinden bağımsız ve bağlantısız olan bu iki ayağın kendilerine göre gerekçeleri mevcut.
Kesin bir karar ve sonuca ulaşmadan önce her iki tarafı da enine boyuna dinlemek gerek.
Görünen o ki bu süreçte ‘örgüt-yerel yönetimler-taban’ üçlemesine yeni ilaveler gelecek ve büyükşehir yasasının dayattığı yönetim şekli, tercihleri belirleyen etkenlerden birisi olacak. Erken seçim tartışmalarıyla her iki kuliste öne çıkan tespitlerle sonlayalım.
Muğla CHP’de mevcudun devamından yana çaba gösterenlerin büyükşehir adayı; tartışmasız Osman Gürün olacak. Mevcudun devamını istemeyen, değişime işaret edenlerin listesinde ise iki isim yer alacak; Mehmet Kocadon ve Fevzi Topuz…
İster erken seçim, ister vaktinde seçim (!) hangisi olursa olsun, hatta aday belirleme yöntemi ne olursa olsun; ister ön seçim ister temayül, ya da atama (!) Mehmet Kocadon’da, Fevzi Topuz’da bu süreçte her zemin ve koşulda büyükşehir belediye başkan adaylığını sonuna kadar kovalayacak.
Yarın Mehmet Kocadon’la devam edelim…