ETİKETLEME, MUĞLA KÖFTESİ VE SARAYLISI
Ekonomik istikrara katkı sağlaması amacıyla Ticaret Bakanlığı tarafından Türkiye’de üretilen mallar için etiketlerin üzerine yerli olduğunu belirtir nitelikte ayırt edici işaret konulması zorunluluğu getirildi.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 54’üncü maddesinde ve bu maddeye dayanılarak çıkarılan Fiyat Etiketi Yönetmeliği’ne göre, etiketlerde ‘Yerli Malı’ logosu yer alacak.
Kanun yürürlüğe girdi.
AVM’leribilemeyiz, yerli sermaye ile kurulan orta ölçekli alışveriş merkezlerinde, ötesinde mahalle bakkalında bulunan binlerce ürün etiketlenmek zorunda.
Yasa yürürlüğe girdi girmesine de uygulamada Muğla esnafı sorun yaşadı.
Bir yerde binlerce kalem ürünü etiketleme için iki ayağı bir pabuca giren esnaf, diğer yanda kanun uygulayıcılarının denetimiyle köşeye sıkıştı.
Birçok esnaf meslek odalarının ilgisizliğinden şikâyet etti.
Muğla’nın ticaret ve iş yaşamından sorumlu olan kurumlar;Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf ve SanatkârlarOdaları Birliği etiketleme geçiş sürecinde yaşanan sorunlara ilişkin ne yaptı?
Bilmiyoruz.
Bildiğimiz; perakende olarak satışa sunulan mal ve hizmetlere ilişkin satış fiyatı, birim fiyatı, malın ayırıcı özelliği ve üretim yeri hususlarının yer aldığı etiketlemenin esnafa yük getirdi.
Kurumlar bu yükün hafifletilmesi için bir adım attı mı?
Onu da bilmiyoruz. Bizim bildiğimiz kadarıyla atmadı.
Atsalardı, uygulamanın apar topar yürürlüğe girmesiyle iki ayağı bir pabuca giren bölge esnafının önüne düşer, yetkililerle görüşerek zaman isterlerdi. Uygulamanın zorluklarından ve uygulama için gerekli olan zamanın uzatılmasını talep ederlerdi.
Bu konuda yapılmış tek bir açıklama olmadığı gibi, bir girişimde de bulunulmadı.
Bulunulsa idi Muğla esnafına sahip çıkan Muğla Valisi Esengül Civelek’i bir-iki esnaf değil (!) Muğla Ticaret ve Sanayi Odası ve Esnaf Odaları Birliği yöneticileri ziyaret eder, uygulama (etiketleme) için biraz daha zaman isterdi.
Bildiğimiz kadarıyla birkaç esnafın ziyaretive sorunun kendisine iletilmesinden sonra Muğla Valisi Esengül Civelek Hanımefendi,devreye girerek zamanının uzatılmasını sağladı.
Bu sayede esnaf ve işletmeler biraz olsun nefes aldı.
Sayın Valiye esnaflarımız ve işadamlarımız adına huzurunuzda teşekkür etmek isteriz.
Kurucu iradesi esnaf ve iş dünyası olan kurumların yürürlüğe giren yasaya ilişkin esnaftan ve iş adamlarından gelen şikâyetlere daha fazla hassasiyet göstermesi gerekir düşüncesindeyiz.
Her ne kadar meslek örgütleri geçtiğimiz günlerde Muğla’nın sorunlarını milletvekillerine bir dosya halinde iletmiş, sorunların arasında; “Perakendecilerin iş yükünü ve maliyetini artıran yerli üretim etiket zorunluluğunun üretici firmalara getirilmesi ve üretici firmaların basma zorunluluğunun olması ve malların böyle pazarlanması” talebi yer almış olsa da iş sorunu iletmekle bitmiyor. Alana inmek, çözümün bir parçası olmak gerekiyor.
Yukarıda ifade ettik.
Binlerce kalem ürünü etiketlemek için iki ayağı bir pabuca giren esnaf, kanun uygulayıcılarının denetimiyle köşeye sıkışmış durumda.
Soru şu;
Bu süreçte yapılan denetimlerde eksik gramajlı ekmek satıldığı gerekçesiyle ekmeği üreten fırına değil de mahalle bakkalına ceza kesilirken, mağduriyet yaşayan mahalle esnafına, orta ölçekli işletmelere kim sahip çıkacak?
Meslek odaları ve esnaf birlikleri ne iş yapar, kime hizmet eder? Sorusu akıllarda yer etmiş durumda.
Anlaşılan bölge esnafı, esnaf birliğinden vazgeçeli çok olmuş. Zira bizimle görüşen esnaflarıbirlik yönetimden memnun olmadıklarını ifade ederek yanımızdan ayrıldı.
MUTSO’ya kayıtlı esnaflar, orta ölçekli işletmeler ve iş adamları ise ‘sorun-tespit ve çözüm’ ilişkisinde odanın daha belirleyici ve aktif olmasını beklediklerini dile getirdi.
Bir tavsiye;
Bülent Karakuş’un milletvekili adayı olmasından sonra göreve gelen oda yöneticileri‘hayırlı olsun’ türündeki protokol ziyaretlerinden, ilişkilerinden bir an önce sıyrılıp, kentin iş ve ekonomik yaşamına yönelik çalışmalara ağırlık vermeli.
Nasıl mı?
Şöyle ki; Kimsenin haberi yok, Bülent Karakuş döneminde kentin marka değerlerini oluşturmak amacıyla Muğla’nın gıda ve tarım ürünlerine yönelik coğrafi işaret başvuruları içerisinde yer alan ‘Muğla Köftesi ve Muğla Saraylısı’ coğrafi işaret tescili aldı.
Evet, iki ürünümüz tescillendi.
Ne zaman?
Muğla Köftesi 17 Nisan 2018’de, Muğla Saraylısı bir gün sonra 18 Nisan 2018 tarihinde tescillendi.
26 Nisan 2018 tarihinde Bülent Karakuş, milletvekili adaylığı nedeniyle görevinden istifa etti. Yanılmıyorsak 22 Mayıs 2018 tarihinde ise Mustafa Ercan ve yönetimi göreve geldi.
‘Hadi araya Haziran seçimleri girdi’ diyelim.
Aradan yaklaşık beş ay geçti ve MUTSO’dantescile yönelik hala bir açıklama gelmedi.
Yani kentin marka değeri açısından büyük önem taşıyan iki ürünü;‘köfte ve saraylı’tescillendi, ancak tescillere ilişkin ne müjdeli bir haber paylaşıldı, ne de bir lansmanyapıldı.
Ötesinde tescilli üretime, kalite standartlarına yönelik çalışmalara da bir türlü başlanamadı.
Neden?
Saraylı fırına, köfte ızgaraya (!) pişmeye mi bırakıldı?
Oda yöneticileri iki ürüne tescil alınmasını önemsememiş olabilirler.
Biz önemsiyoruz.
Bırakın bölgeleri, şehirleri (!) Markalı ürün yaratma konusunda ilçeler birbiri ile kıyasıya yarış içindeyken, biz neyin rahatlığını yaşıyoruz?
Birçoğu yakın dostumuz olan oda yöneticilerini uyaralım.
İsteyen kendi işyerini istediği gibi yönetebilir.
Sorun yok.
Ancak bir meslek örgütükurumsal ve toplumsal sorumluluklarla yönetilir.
Zira ticari ve ekonomik yaşam da tıpkı kentler gibi dinamik ve değişken bir sürecin sahibidir.
Bu nedenle statik algılarla yönetilemez, kimsenin kişisel becerisine göre yol alamaz.
Kent yönetiminde denge-denetim mekanizmasının bir bileşeni olarak birçoğu yakın dostumuz olan MUTSO yöneticilerinin kurumsal ve toplumsal hassasiyetlerini arttırması dileğiyle yazıyı bitirelim.
***
Bu köşede yer alan içeriklerin sosyal medya üzerindeki paylaşımlarına yapılan yorumlarla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluk, yorum yapan kişilere aittir.