İki aydır hastanede tedavi altına alınan ve sağlık durumu gittikçe iyileşen Gazeteci Özcan Özgür’le ortak bir takıntının sahibiyiz. İkimizde duvar, çit, tel örgü gibi engelleri sevmeyiz. Biz her türlü duvarın yıkılmasından yanayız.
Gazeteci Özcan Özgür, Muğla Belediyesi’nde basın danışmanlığı yaptığı süreçte kentin içindeki duvarların, engellerin, sınır belirleyen (!) aşırı gelişmiş mülk bilincinin yıkılması için çok mücadele vermişti. Belediye Parkı’nı çevreleyen çitin kaldırılmasında onun yazılarının etkisi büyük olmuştu.
Barış ve huzur kenti Muğla’nın özgürlükçü kent kimliğine kavuşması onun en büyük hayaliydi.
Yine bu kapsamda Özcan Özgür, şehrin merkezinde yer alan Atatürk İlkokulu’nu çevreleyen gamalı haçı andıran çitin kaldırılması için kerelerce yazı kaleme almıştı.
Ne hikmetse Nazizm’in Gamalı Haçı’nı andıran demir çit zamana ve yazarlara karşı direnerek, varlığını bugüne kadar sürdürdü.
Eski kent dokusu içerisinde kalan ara sokaklarda Arnavut kaldırımları bile yok olup giderken, ilkokulu çevreleyen gamalı haç andıran ‘çit’ hala birilerinin ruhunu okşuyor olsa gerek, inadından vazgeçmedi.
Yanlış anlaşılmasın (!) bu konuyu sorun ediyor değiliz.
Dün Atatürk Stadyumu’nda çitlerin kaldırılmasıyla ilgili yazıyı kaleme alırken gamalı haçı andıran çit, bir kez daha aklımıza düştü (!) o kadar…
Sonuçta biz; gelişmiş mülkiyet bilincini çevreleyen bütün çitlere, duvarlara ve engellere karşıyız.
Bu nedenle Muğla Valiliği koordinasyonunda Gençlik Hizmetleri ve Spor il Müdürlüğü’nün stadyumdaki tel örgülerin kaldırılması çalışmasını çok önemsiyor ve uygulamayı destekliyoruz.
Dün kaleme aldığımız tel örgülerin kaldırılması içerikli yazıya sizlerden çok sayıda ileti aldık.
İletilerin büyük çoğunluğunda tel örgülerin kaldırılması yönünde olumlu görüşler yer aldığına şahitlik ettik. Aksi yönde görüş bildirenler olsa da bize gelen iletilerin büyük çoğunluğunda tel örgülerin kaldırılması isteniyordu.
Uygulamanın spor kamuoyunda memnuniyetle karşılanmasının ardından toplumun da projeye sıcak bakması bizim açımızdan önemliydi.
Anladık ki tel örgülerin kaldırılması tahmin ettiğimiz gibi toplumda Muğla’nın çağdaş yapısının örneklemesi olarak nitelendirilmiş ve kabul görmüştü.
Bu noktada yazıda yer alan “En saldırgan, fanatik holiganların bulunduğu illerde bile tel örgüler kaldırılır, stadyumlar hayvanat bahçesi görünümünden çıkarılırken, Muğla gibi çağdaş bir kentte tel örgüler neden kaldırılmasın?” tespitimize yönelik olumlu iletilerin bu yönde karar alacak yöneticilerimizi cesaretlendirmesini bekliyoruz.
Dün de ifade etmiş, “Kimilerine göre tel örgülerin kaldırılması ütopya olarak görülse de bu kenti spor fanatikleri değil, aklı başında modern ve çağdaş yöneticiler yönetiyor” demiştik.
Bu kapsamda 29 Kasım Pazar günü, yerel derbi olarak nitelendirilen Muğlaspor-Ortacaspor maçının kentin spor tarihinin ilk gece maçı, üstelik tel örgüsüz oynanabileceğini ve bu tarihi gecenin yerel derbiyle taçlandırılabileceğini dile getirmiştik.
Bu noktada ‘Tel örgüsüz bir gece maçı’ önerimizin çok sayıda okurumuzu ve vatandaşımızı heyecanlandırmasını son derece normal karşılıyoruz.
Stat ışıklandırması için 50 yıl bekleyen insanımız anlaşılıyor ki gece maçlarına büyük ilgi gösterecek.
Bir düşünün, stadyumun ışıkları yanmış, ortalık ışıl ışıl, bayrağını atkısını alan çoluk-çocuk, kız-kızan kadınlı-erkekli taraftarlar maça gidiyor.
Restaurant, kafe, pastane ve büfelerde bir telaş, sokaklarda bir canlılık.
Stadyum etrafınrdaki esnafta bir bayram havası.
Stadyumdan tezahüratlar yükseliyor.
Gece maçı ve gece keyfi için aileler stadyumda yerini almış, her yer dolu.
Stadta her yer pırıl pırıl, tel örgüler sökülmüş, takımlar hakemin başlama düdüğünü bekliyor…
Protokol, eşleri ve çocuklarıyla tekmili birden tribünde yerini almış.
Kapalıdan açığa; “yeşil-beyaz” atışması gecenin sesine karışıyor…