‘GÖNÜLLÜ ÖĞRETİCİLERE’ VELİ TEPKİSİ
Geride bıraktığımız yılın son ayı Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, Muğla’da son dönemlerde bazı ilkokullarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerine okulda o branş öğretmeni olmasına rağmen ‘Gönüllü Öğreticiler’ adı altında bazı cemaat ve tarikatlara üye olan kişilerin derslere girmeye başladığını açıklamıştı.
Aydoğan, örgütsel çalışma için geldiği Muğla’da hükümetin eğitim sistemine ilişkin eleştirilerde bulunmuş ve şunları söylemişti: “15 Temmuz öncesi Gülen Cemaati vardı. Şimdi onun yerine başka cemaatler aldı. Değişen bir şey olmadı. Eğitim fakültesi mezunu olmayan formasyon almayan cemaat ve vakıflara üye kişi okullarda din derslerine giriyor. Muğla’da Cumhuriyet ve Şahidi okullarında Ensar Vakfı üyesi ağabeyler ve ablalar derslere giriyor”…
Bu açıklamanın geldiği süreçte söz konusu okullarda öğrenim gören öğrencilerin velileri bu uygulamaya tepki göstermişlerdi.
Yine geride bıraktığımız yılın sonlarına doğru merkezi İstanbul’da bulunan Öğrenci Velileri Derneği Muğla Şubesi kurulmuş, derneğin Muğla Şube Başkanı Dilek Gedik, eğitim sisteminde yaşanılan sıkıntılara dikkat çekmişti.
2004’ten bu güne dek beş kez değiştirilen orta öğretime geçiş sınavlarının öğrenci ve velileri perişan ettiğini öne süren Şube Başkanı Dilek; “2012’de 4+4+4 eğitim sistemiyle de dönüştürülen okullar ve sınav sistemleri bir çözüm üretmemekte ve toplumu geleceksiz bırakmaktadır. Her kesimden veliler arasında bir güvensizlik ortamı oluşmuştur. 4+4+4’e ve okulların imam hatipleştirilmesine karşı her kesimden velinin söyleyecek sözü bulunmaktadır. Velilerimiz ‘Çocuğuma ücretsiz din eğitimi aldırabileceğim birçok yer var, ama akademik başarısı için para verip ders aldıramam’ demektedirler. Son olarak bir gecede sınavlar kaldırılmış, 51. günün sonunda sınav yapılacağı duyurulmuştur. Sınavın biçimi ve içeriği üzerine tartışmalar devam etmektedir. Hedefimiz eğitimde laik, bilimsel çağdaş bir eğitimi çocuklarımıza sunmak, onlara mutlu bir gelecek hazırlamaktır. Bu da ancak eğitim programlarının hazırlanmasında, planlanmasında, uygulanmasında ve denetlenmesinde toplumun yani bizlerin söz ve karar sahibi olması ile mümkündür” açıklaması yapmıştı.
Aradan bir ay geçti.
Eğitim Sen ve Öğrenci Velileri Derneği’nden gelen uyarılar dikkate alınmış olacak ki bu süreçte Gönüllü Öğreticilere yönelik velilerden gelen şikayetlerde gözle görünen bir artış yaşandı.
Velilerin iddialarına göre; okul sayısı ikiden dörde çıktı.
Gönüllü Öğreticilerin Şahidi İlköğretim Okulu, Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nun ardından Türdü 100’üncü Yıl İlköğretim Okulu ve İMKB İlköğretim Okulunda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerine girmesi uygulamaya duyulan tepkileri arttırdı.
Bazı öğrenci velileri hükümetin ‘Değerler Eğitimi’ ile toplumu ve yeni nesilleri dine dayalı bir dönüşüme zorladığını, ahlak derslerinin dinin de ötesinde tarikatlara, vakıf ve cemaatlere dayandırıldığını, laik ve bilimsel eğitim sisteminden uzaklaşıldığını öne sürdü.
Bazıları da “Cemaatlerden çekmediğimiz kalmadı, bu neyin uygulaması?” diyerek duruma isyan etti.
Bu süreçte okul yönetimlerine çok fazla şikayet gittiğini de öğrenmiş bulunuyoruz.
Aralarında akademisyen, öğretmen, memur, mühendis, hemşire, iş güvenliği uzmanı, doktor ve gönüllü öğretici adı altında; eğitim ve meslek grubunun ne olduğu tanımlanmayan kişilerin ilköğretim okullarında o dersin branş öğretmeni varken (!) aynı derse derslere giriyor olmasına veliler, şiddetle karşı çıkıyor.
Bir uyarı ile sonlayalım.
Veliler; ‘Değerler Eğitimi’ uygulaması ile Eğitim Fakültesi mezunu olmayan, formasyon almayan cemaat ve vakıflara üye kişilerin ‘Gönüllü Öğreticiler’ adı altında okullarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerine girmesine tepkili.
Ve bu tepki gün geçtikçe artarak büyümeye devam ediyor.