Merhum Gazeteci Levent Güleç’in, Stres Topu köşesinde yayımladığı bir yazıdan küçük bir bölümü dün sizlerle paylaştık. Siyasetin zerzevat üzerinden değerlendirmesi sizin de ilginizi çekmiş olacak ki; Güleç’le ilgili çok sayıda ileti geldi.
Güleç’in bugün bu vesile ile hatırlanıyor olmasına çok sevindik.
Genç yaşta aramızdan ayrılan Levent Güleç’in yazıları hicivle külhani tavır harmanıydı.
Stres topuydu, stresimizi alıyordu…
***
Dönemin Doğru Yol Partisi, milletvekili adaylarını belirlemek için üyesinin önüne sandık koymuş, sandıktan il genel meclis üyesi Avukat Esin Altaş birinci çıkmıştı.
Altaş, çok seviliyordu.
Ancak sandıktan teşkilat iradesiyle çıkan sıralama Ankara’da değiştirilmişti.
Hafızamız bizi yanıltmıyorsa, Tansu Çiller ve ekibi Esin Altaş’ın yerine Bursalı İşadamı İbrahim Yazıcı’yı Muğla’nın birinci sırasına yerleştirmişti.
Esin Altaş’ı destekleyen bir grup partili, Ankara’ya genel merkeze çıkarma yapmış, ancak sonuç alınamamıştı.
Ankara dönüşünde Esin Altaş’ı Denizli yolunda çok sayıda partili karşılamış, grup il başkanlığına yürümüş, partililer resmen il başkanlığını kuşatmıştı.
Dönemin il başkanı Ünal Doğu’ydu ve Doğu o gün çok zor durumda kalmıştı.
Sandıktan birinci sırada çıkan Avukat Esin Altaş, tam bir demokrasi mücadelesi veriyordu.
Altaş, teşkilat iradesine saygı duymayan DYP genel merkezine verip veriştirmişti.
O gün Levent Güleç’le birlikte oradaydık, her şeye tanık olmuştuk.
Sancılı günlerdi.
Levent Güleç’in “yerli tomate, galle badılcan” yazısı işte bu süreçte gelmişti.
Hicivli külhani yazılarının birinde yerli siyasetçiyi; “yerli tomate, galle badılcan” olarak niteleyen Güleç, örgütsel iradeye karşın genel merkezden atama, kaydırma ve kontenjan uygulamasıyla gelen siyasetçi tipini serada üretilmiş turfanda sebzeye benzetmişti.
Serada üretilenin tadı olmuyor (!) yerli tomate ile galle badılcan ise tadından yarılıyordu…
Yerlinin tadı başka oluyordu…
***
Aradan çok uzun zaman geçti.
Doğru Yol’un ağır topu Esin Altaş, yaşanan olaylardan kısa bir süre sonra siyasetten uzaklaştı.
Altaş’ın okul arkadaşı Levent Güleç, genç yaşta aramızdan ayrıldı.
Siyasette Çiller dönemi sona erdi…
Ne zaman bir atama, kaydırma, kontenjan uygulamasına şahit olsak Levent Güleç’in “yerli tomate galle badılcan” yazısı aklımıza düşüyor.
İster zerzevat, ister siyaset;
Yerlinin tadı bir başka oluyor…
***
CHP tüzüğüne göre yeni il başkanını kendisi seçmek isteyen il yönetiminin önüne baraj oluşturan MYK, il başkanı olarak Mürsel Alban’ın atamasını yaptı, karar il yönetimine ulaştı. Ancak il yönetimi kararı uygulamaya koymadı, tüzükte yer alan hakkını kullandı ve yeni il başkanı olarak Murat Tevfik Ülkü’yü seçti. Kararını Ankara’ya ulaştırdı.
***
Sonuç olarak il yönetimi siyaset diliyle; “ortada tüzük varken, atama yapamazsınız” ,
Zerzevat diliyle de “yaylanın çoturaklı yerli tomatesi varken, kimse bize sera domatesi yedirmeye kalkmasın” demiş oldu.
***
Husemet arıyor, husumetten besleniyor değiliz.
CHP’de yüzleşmenin ertelendiğini daha önceden söylemiş, kaleme almıştık.
Biliyoruz ki, ertelenen yüzleşmenin zamanı geliyor.
Daha yolun başında, il başkanlığı seçimi konusunda yerel örgütlerle, genel merkez karşı karşıya gelmesi bunun göstergesi.
Bu süreçte il yönetiminin görevden alınması çok anlamlı hale dönüşebilir.
Şimdiden belli ki, bir sonraki aşama oldukça çetin geçecek.
Tahmin ettiğiniz gibi bir sonraki aşamada milletvekili aday belirleme yöntemi var.
Vay ki vay…
İl Başkanlığı seçiminde bu kadar gerginlik yaşanıyorsa, milletvekili aday belirleme yönteminde kim bilir neler yaşanacak?
Peki aday belirlerken sandıktan çıkan iradeye ne olacak?
Saygı duyulacak mı?
Kontenjan, kaydırma, fıydırma (!) olacak mı?
Vay ki vay…