“İKİ BAYRAM BİR YILBAŞI” ÜZERİNDEN GİDEN İLİŞKİ
Muğla Basın İlan Kurumu Müdürü Mehmet Ali Köseoğlu, kendisi ile yapılan bir röportajda “Her ileri gidiş için, bir sahip çıkmaya ihtiyaç var. Muğlalılar, kendi hüzün ve sevinçlerini, kendi görüş ve düşüncelerini sayfalarına taşıyan ve Muğlalı’nın sesi olan gazetelerine sahip çıkmalılar” açıklamasında bulunmuş.
Bu ilgi çeken röportaj, Haber Likya’dan Bilal Baykan tarafından yapılmış ve bize de paslanmış.
Basın İlan Kurumu Müdürü Mehmet Ali Köseoğlu, röportajda Muğla basınına ait açıklamalarda bulunmuş.
İl genelinde resmi gazete alan 28 gazete olduğunu ifade eden Köseoğlu, bunun dışında resmi reklam çalışması içinde olan gazete ve dergilerin de var olduğunu sözlerine eklemiş.
Köseoğlu, Muğla’daki gazete sayısı ile kurum şubeleri içerisinde en çok gazete bulunan 5. şube olduklarına dikkat çekmiş.
Röportajında özellikle yerel gazeteleri, şehirlerin gelişimi ve sesinin gür bir şekilde duyurulması açısından önemli araçlar olarak gördüğünü, bu nedenle gazetelerin hem şehrin ana aktörleri hem de sahibi olan vatandaşlar tarafından desteklenmesi gerektiğini dile getirmiş.
Mehmet Ali Köseoğlu röportajda Muğla medyası hakkında görüşlerini şu sözlerle özetlemiş:
“Muğla’da gazetecilik çabası ve heyecanı içerisinde olan arkadaşlarımız mevcut. Aynı şekilde mesleği her türlü zor şartlara rağmen sürdürme gayretinde olan basın-yayın kuruluşlarımız da var. Fakat benim sevdiğim bir söz var: Güzele ‘nereye gidiyorsun’ diye sorulmuş. ‘Daha güzele’ demiş. Bizim de Muğla basınını daha iyiye ve daha güzele ulaştırmamız lazım. Bu sayede 2023 hedeflerine yürüyen ülkemizde güzel Muğla’mızın da daha iyi yerlere geleceğini söyleyebilirim. Bir de biliyorsunuz; 15 Temmuz hain darbe girişiminde en büyük sınavlardan birini de Muğla atlattı. Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘darbeye karşı mücadele’ fitilini ateşlediği yer Muğla oldu. Burada da gördük ki; Muğla basını ülkedeki demokrasiye sahip çıktı, halkın doğru bir şekilde bilgilendirilmesinde diğer basın organlarıyla birlikte Türkiye’nin yanında yer aldı. Bu onurlu duruşları dolayısıyla ben bir kez daha Muğla’daki gazeteci arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum”…
Muğla medyasının daha ileri gitmesi için ne önerirsiniz? sorusuna ise Köseoğlu şu cevabı vermiş.
“Her ileri gidiş için, bir sahip çıkmaya ihtiyaç var. Muğlalılardan kendi hüzün ve sevinçlerini, kendi görüş ve düşüncelerini sayfalarına taşıyan Muğla’nın ve ilçelerinin sesi olan gazetelere sahip çıkmasını istiyorum. Bu sahip çıkma zaten iki yönlü olacak. Birinci olarak; Muğla basını, içinden çıktığı bu toprakların sesini taşıyacak. İkinci olarak da; Muğlalılar bu gazeteleri alarak, okuyarak, reklam vererek yine kendi seslerine sahip çıkmış olacaklar. Özellikle yerel yönetimlerin de gazetelere olan destek ve katkılarını artırması lazım. Hemen her gün ürettikleri haberleri gazetelere gönderirken, reklamlarını verirken sadece şehir panolarını tercih etmeleri çok insaflıca gelmiyor. Belediyelerin, odaların, sivil kuruluşların basına destek noktasında daha ileri bir adım atmasının faydalı olacağı düşüncesindeyim”.
Muğla Basın İlan Kurumu Müdürü Mehmet Ali Köseoğlu’nun önerileri arasında yer alan bir tespite takıldık. Köseoğlu açıklamasında kentin gazetelere sahip çıkması gerektiğini vurgulamış ancak asıl vurguyu yerel yönetimler üzerinden yapmış. Yerel yönetimlerin gazetelere verdiği desteğin arttırılması gerektiğini ifade eden Köseoğlu, yerel yönetimlerin hemen hergün ürettikleri haberleri yerel gazeteler gönderdiklerini ancak iş reklam ve ilanlar konusuna geldiğinde yerel yönetimlerin şehir panolarını tercih etmesini insaflı bulmadığını dile getirmiş.
Bilmeyenler olabilir.
Yerel yönetimler artık gazete ilanlarını Basın İlan Kurumu üzerinden veriyor. Dolayısıyla Basın İlan Kurumu Müdürü Mehmet Ali Köseoğlu, kimin; hangi belediyenin ne kadar ilan verdiğini (!) iyi biliyor.
Zira kayıtları o tutuyor.
Kendisi de gazeteci kökenli olan Muğla Basın İlan Kurumu Müdürü Mehmet Ali Köseoğlu, sektörün sorunlarına vakıf bir isim. Köseoğlu, başka illerde basın-yerel yönetim ilişkilerinin böyle olmadığını iyi biliyor ve yerel yöneticilere bir uyarıda bulunuyor…
Yerel yönetim-basın ilişkisinin ‘iki bayram bir yılbaşı’ üzerinden yürümemesi gerektiğini ifade ediyor…