İKİ SANDIKLI SEÇİMİN HANDİKAPI
“Siyasetin şekli kökten değişecek” başlıklı yazı kendi içinde bir rekora doğru gidiyor.
İster erken, isterse zamanında yapılsın (!) önümüzdeki genel seçimlerde cumhurbaşkanlığı ile milletvekili seçiminin aynı anda, farklı sandıklarda yapılacak olmasının doğuracağı sonuçlara dikkat çektiğimiz yazıda; seçmen oyunun ikiye bölüneceğine işaret etmiş ve siyaset bilimcilerinin bu konudaki endişelerini dile getirmiştik.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendi siyasi görüşüne yakın adaya oy veren seçmenin bu tercihi ile siyasi aidiyetini ıspatlamış olacağını, aidiyetini ıspatlayan seçmenin aynı partinin milletvekili listesini beğenmezse (!) bir başka listeye yönelebileceğini belirtmiştik.
Siyasi partilerin genel merkezlerinin teşkilat ya da örgütlerin istemediği adaylarla seçime gitmesi halinde (!) seçmenin elinde ikinci bir tercih bulunacağını, aday listelerinin bu gerçeğe dayalı hazırlanması gerektiği konusunda görüşlere yer vermiştik.
Konuyu örnekleyerek açmamız konusunda çok sayıda ileti aldık.
İletilerin arasında isim vererek (!) örnekleme yapmamızı isteyenleri de vardı.
Aralarında;
Bülent Karakuş listede yer alırsa?
Nihat Öztürk ikinci kez aday olursa?
Hayati Nizamoğlu ya da Kadem Mete milletvekili adayı olarak listede bulunursa, ne olur? diyenleri bile vardı.
İsim vererek konuyu örneklemeyi şu günde yanlış bulduğumuzu ifade edelim.
Siyaset dinamik bir süreçtir ve statik algılarla yol alamaz.
Biz nedenle biz önümüzdeki genel seçimlerde kim ya da kimlerin aday olacağını şimdiden bilemeyiz.
Bildiğimiz; Muğla Ak Parti seçmeninin, cumhurbaşkanlığı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan’a oy vereceği.
Bu kesin.
Bu kesinliğin tartışılacak, tartışmaya açılacak bir yanı yok.
Muğla Ak Parti seçmeninin Erdoğan konusundaki aidiyeti çok yüksek.
Ancak genel seçimde oyların ikiye bölünecek olması, milletvekili seçiminin ayrı bir sandıkta yapılması hangi açıdan bakarsanız bakın, nasıl değerlendirirseniz değirlendirin, bir handikap oluşturuyor.
Bizim dediğimiz şu:
“Cumhurbaşkanlığı tercihinde aidiyet gösteren seçmen milletvekili aday sıralamasını beğenmezse, aidiyet duygusu ile hareket etmeyebilir.”
Peki ne olur?
Erdoğan tercihi ile aidiyetini yerine getirdiğine inanan seçmen tipi, kendi listesini beğenmezse seçime giren bir başka siyasi partinin listesini tercih edebilir.
Ne kadarı eder, bunun oranı kaç olur? Türünde sorular bir başka seçim bölgesinde önemsiz, ehemniyetsiz görülebilir.
Doğrudur.
Ancak Muğla gibi makasın açık olduğu illerde genel seçimlerde oyların ikiye bölünecek olması, siyaset açısından bir handikaptır.
Bu noktada milletvekili aday listeleri; örgüt ya da teşkilatların dışında partiye oy veren taban tarafından da tercih edilir noktaya taşınmalıdır.
Bizim dediğimiz budur…