İL BAŞKANI METE’NİN “DENSİZ BASIN” TESPİTİ
Biz duymadık.
Duyanların duymayanlara ilettiklerine göre; Ak Parti İl Başkanı Kadem Mete, yerel basını hedef alan bir konuşma yapar.
Mete, konuşmasında yerel basında yer alan TOKİ fiyatlarına yönelik haber ve yorumlara tepki gösterir.
Mete, “Densiz Basın” ifadesini kullanır.
İl başkanının açıklaması kulislerden sokağa kadar yayılır.
“Densiz Basın” tespitli haberler; Bodrum’dan Fethiye’ye yerel basında kendine yer bulur.
Aradan geçen sürede İl Başkanı Mete, açıklamayı yalanlamaz.
Densizlikle itham edilen basın çalışanları Mete’nin tespitine yönelik görüşlerini kaleme alır.
Açıklama köşe yazılarına da konu olur.
Muğla’daki iki meslek örgütünden birisi olan Muğla Gazeteciler Cemiyeti (MGC) Başkanı Süleyman Akbulut, konuya ilişkin yazılı bir açıklama yapar.
Akbulut açıklamasında; “AK Parti Muğla İl Başkanı Kadem Mete’nin  Muğla Basınına yönelik açıklamaları hiçbir şekilde kabul edilemez. Muğla Gazeteciler Cemiyeti olarak Mete’nin açıklamalarını talihsizlik olarak niteliyor ve kınıyoruz” ifadelerine yer verir.
Mete’nin “Densiz Basın” tespiti ağır kaçmıştır.
Zira ortada densizlik tespitini hak edecek bir gelişme yoktur.
Önce açıklanan sonrasında gelen kamuoyu tepkisiyle yenilenen konut fiyatları; Başbakanlık Toplu Konut İdaresi’ne aittir.
Rakamlar ve ödeme koşulları ortadadır.
Yenilenmesine, yüzde 15 indirilmesine rağmen konut fiyatları, asgari ücretle geçinmeye çalışan dar gelirlilere ve özellikle emeklilere yüksek gelmiştir.
Sonuç itibariyle vatandaş yüksek fiyata duyduğu tepkiyi dile getirmiş, gazeteci de bu tepkiyi yayınlarına taşımıştır. Kenti yazan köşe yazarları da sorunu köşesine taşımıştır.
Olay bu’dur.
Ancak ifade etmek isteriz ki bu olayda asıl sorun basının yazdıkları değildir.
Burada asıl sorun; TOKİ 2. etap konutlarının bizzat Ak Parti milletvekilleri ve yöneticileri tarafından dar gelirlilere yönelik sosyal konut projesi olarak sunulması ve bu yönde bir algı yaratılmasıdır.
Bu sunumla Muğla kamuoyu diğer illerde bu tür sosyal proje örneklerinde olduğu gibi düşük fiyatlarla ev sahibi olma beklentisi içine girmiştir.
Bu algıyı ‘basın’ yoluyla Ak Partili dönemin yerel yöneticileri ve milletvekilleri oluşturmuştur.
Muğla merkez basında TOKİ’nin dar gelirlilere yönelik olduğuna dair yüzlerce haber yapılmıştır.
Zira TOKİ’nin Ak Parti iktidarının en sosyal projesi olduğu bilinmektedir.
Bu sosyal projenin örnekleri de ortadadır.
Antalya’da Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in girişimiyle alt gelir grubu turizm çalışanlarını kira öder gibi ev sahibi yapmak için başlatılan projenin aylık taksidi; 250 ile 400 lira arasındadır. Antalya’nın peşinatı da konut maliyeti de düşüktür.
Bu tür örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Ayrıca gazetecinin bildiğini vatandaşta bilmektedir.
Aylık taksitte ve toplam konut bedelinde Antalya’nın yaklaşık 4 katı fiyatı karşısında bulan dar gelirli haklı olarak tepkisini ortaya koymuş, basında bu tepkileri toplumsal çerçevede değerlendirmiştir.
Bu kentte iki kişi arasında çıkan kavgaya ‘türkü’ yazıldığı unutulmamalıdır.
Tek bir uygulama ile dar gelirli bin kişinin ev sahibi olma hayalinin suya düşmesi basın için; sosyolojik temelli toplumsal bir sorundur.
Konuyu bu çerçevede de değerlendirmek gerektiğini belirtelim ve bir hatırlatma ile sonlayalım.
Siyasi partilerle, özellikle il başkanları ile gazeteciler arasında özel bir hukuk vardır.
Bu hukuku tek bir olaya endeksleyerek sonuca varmak (!) iş değildir…