İztuzu Plajı’nda, iki yıldır süren işletme yetkisine dair yaşanan tartışmalara Çevre ve Şehircilik Bakanlığı son noktayı koydu. Bakan Fatma Güldemet Sarı adına Müsteşar Mustafa Öztürk, Valiliğe gönderdiği yazıda Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ)’ne tahsis edilen alanın kolluk kuvveti marifetiyle ivedi olarak boşaltılması istedi.
Peki İztuzu’nda ne oldu?
İztuzu Plajı, büyükşehir yasasıyla 11 Haziran 2014’te belediyeden alınarak, valilik bünyesinde valilik ve bakanlık işbirliğinde kurulan Muğla Çevre Vakfı (MUÇEV)’na verildi.
Bunun üzerine Ortaca Kaymakamlığı ve Ortaca Belediyesi, işletmenin geri verilmesi ve ihalenin iptali için Muğla İdare Mahkemesi’nde iki ayrı dava açtı.
Mahkeme, 23 Haziran 2014’de oybirliğiyle dava konusu ihalenin yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Aynı mahkeme, itirazlar üzerine aldığı ikinci bir kararla durdurma kararını 29 Eylül 2014’de kaldırdı. Bunun üzerine işletme hakkını elinde bulunan Muğla Valiliği, 10 Kasım 2014’de Ortaca Kaymakamlığı’na, İztuzu’nun boşaltılması için bir yazı gönderdi.
18 Kasım 2014’de Ortaca Belediyesi’ne gönderilen yazıyla da doğal sit alanları ve özel çevre koruma bölgesinde bulunan, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki günübirlik alan ve tesislerin, boşaltılarak Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne teslim edilmesi istedi.
Ortaca Belediye Başkanı Hasan Karaçelik’in, tesislerdeki demirbaşların envanterinin çıkarılması için ek süre talebi kabul edilip işlem 10 gün ertelendi. İki gün kala ise mahkeme, tahliyenin yürütmesini durdurdu. Belediyenin valilik aleyhinde Muğla 2. İdare Mahkemesi’nde açtığı ve 27 Kasım 2014’de görülen davada, tahliyeye ilişkin olması ve işletmenin ticari faaliyetinin sürmemesinin telafisi güç zarar doğurabilecek olması sebebiyle davalı idarenin savunması ve ara kararı cevabı alınıp ya da savunma ve ara kararına cevap verme süresi geçip yeni bir karar verilinceye kadar dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verildi.
İztuzu Plajı’ Muğla Valiliği bünyesindeki MUÇEV, İztuzu Plajı’nı İngiliz ortaklı DALÇEV A.Ş.’ye kiralanmasının ardından vatandaşlar direniş eylemine başladı.
Yaşanılan olayların ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, Başbakanlığın tahsis izniyle, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) arasında 23 Mayıs 2015 tarihinde üç yıllık protokol imzaladı.
Protokolde, sözkonusu alanın biyolojik çeşitliliği konusunda çalışmalar yapılması, çevre sorunlarının giderilmesi, çevrenin tahrip edilmemesi için alanın kontrol altına alınması, deniz kaplumbağalarının yuvalama, rehabilitasyon, izleme ve korunmasına yönelik çalışmalar yapılması amacıyla üniversite rektörlüğüne tahsisi yer almıştı.
Ancak DALÇEV A.Ş plajı işletme yetkisinin kendilerinde olduğu iddiasıyla 25 kişilik bir ekiple geçen hafta plaja girmiş ve iki numaralı büfeye yerleşti. Bunun üzerine MSKÜ, şirketin plajı işgal ettiği iddiasıyla Ortaca Kaymakamlığı’na başvurdu. Kaymakamlık da belgelerin 7 gün içinde incelenerek karar alınması için tutanak tuttu. Ancak bu süre dolmadan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 16 Mayıs’ta Muğla Valiliği’ne yazı gönderdi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı adına Müsteşar Mustafa Öztürk gönderdiği yazıda: “Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesine tahsis edilen alanda hukuka aykırı biçimde DALÇEV A.Ş yetkilisi Ramazan Oruç tarafından 11.05.2016 tarihinde işgal yapılmış olduğundan, alanın kolluk kuvveti marifetiyle ivedi olarak boşaltılması husununda, bilgilerinizi ve gereğini rica ederim.” denildi.
Sözkonusu yazı, Valilik tarafından Kaymakamlığa iletildi. Kaymakamlık da bölgede kolluk kuvveti olarak bulunan Jandarmaya plajın boşaltılması talimatı verdi.
Tüm bu yaşananların ardından DALÇEV Genel Müdürü Ramazan Oruç, üniversiteyle yapılan 3 yıllık protokolün sadece kaplumbağaların korunması ve alanda bilimsel çalışma yapılmasını kapsadığını belirterek bir açıklama yaptı. Oruç; “Bizim dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayı sonrasında 2014’te MUÇEV ile yaptığımız protokol ise plajın işletilmesini içeriyor. Bakanlık, MUÇEV ile yaptığımız protokolün 2 Mart 2015 tarihinde iptalini savunsa da Muğla Sulh Hukuk Mahkemesi 28 Mayıs 2015 tarihinde oybirliğiyle iptalin geçersiz olduğuna hükmetti. Ayrıca protokolün başka türlü de iptal edilmemesi için tedbir kararı verdi. MUÇEV bunun üzerine Yargıtay’a itiraz etti. Yargıtay da 11 Nisan 2016 tarihinde oybirliğiyle yerel mahkemenin kararını aynen onadı. Dolayısıyla plajı işletmeye biz yetkiliyiz. Burada asıl işgalci üniversitedir. Biz bir yere gitmiyoruz. Onların da bizim bir numaralı büfemizi derhal boşaltmalarını bekliyoruz. Bizim burayı boşaltmamız için Bakan adına yazı yazan Sayın Müsteşarın sanırım Yargıtay kararından haberi yok. Bu kararı da kendilerine ileteceğiz” dedi.
Tartışmalar devam etse de sonuçta İztuzu Plajı için son sözü bakanlık söyledi. “İvedi boşaltın” dedi.