Cumhuriyet Halk Partisi’nin deneyimli siyasetçilerinden, eski il başkanlarından Mehmet Kocagöz ile kahvaltı sonrasında birlikte kahve içtik. Daha doğrusu onlar Mevlana İnce ile kahvaltılarını yapmış, kahvelerini yudumlarken, ben üzerlerine gittim, bana da kahve söylediler. Kahve sade söylenmişti ancak ben şekerli içiyordum, çaktırmadım, durumu idare ettim. Çünkü kahvesi sade olan muhabbetin şekeri fazlaydı. Biz kahve içerken aynı anda Cumhuriyet Halk Partisi genel merkezinde Gürsel Tekin olayı yaşanıyordu. Radyo ve televizyon haberlerinde Cumhuriyet Halk Partisi’nde istifa krizi birinci haber olarak yerini almıştı.Mehmet Kocagöz ile birlikte yaptığımız sohbetten, (kendisinin de iznini alarak) bazılarını sizlere aktarmak istiyorum. Kocagöz; CHP/Belediye ve halk arasındaki ilişkinin büyük ölçüde zarar gördüğünü en iyi bilenlerden. Mevcut tüm sorunların farkında ve partinin geldiği noktadan dolayı bir hayli üzgün. Mehmet Kocagöz konuşmamız esnasında tartışmayı gerektirmeyecek tespitlerde bulundu, hani; şunu da konuşalım dedirtmedi.Kocagöz ”Ben bugün CHP İl Başkanı olsam, vatandaşın belediye için söylediği her şeyi söylerim. Bunu İl Başkanı olarak söylerim.” Bu açıklamanın üzerine siz olsanız belediye ve yöntemleri, hizmetleri ile ilgili bir şey konuşur muydunuz?.Mehmet Kocagöz, örgütü iyi tanıyan, onun gücünü, hakimiyetini iyi bilen, il başkanlığı yapmış bir isim. Partinin nereden nereye geldiğini, içinde bulunduğu mevcut durumu yine kendine has Kocegöz üslubu ile şöyle özetledi. “Bu parti birilerinin adaylıklarını, milletvekilliğini tastik mekanizması değildir. Bu talepleri yerine getirmek, tastik etmek zorunda da değildir.”Mehmet Kocagöz ağabeyimin kahvesi sade, muhabbeti şekerliydi.Uzunca bir süredir CHP’li bir yöneticiden bu tür tespit ve söylemler duymamıştım.CHP’li yöneticiler “doktor fobisi” yüzünden tek bir açıklama yapamaz duruma geldiler. Partiye verdiği rahatsızlığın geçici olduğunu düşündüğümüz ve umduğumuz bu egemen güç; CHP’de yeni bir eğilim başlattı. Bu yeni eğilim yeni bir disiplini de beraberinde getirdi.CHP’liyseniz susacak, işi karıştırmayacaksınız. Eleştirerek “Ayıp” oluşturmayacasınız.Birisi suç işliyorsa ve CHP’li ise affedeceksiniz, görmezlikten geleceksiniz! Yeni eğilime ve disipline göre; yaşamın her alanında “partili olmak” her türlü ahlaki, vicdani ve hukuki değerin üzerinde…
Mevlana İnce, Mehmet Kocagöz, Nejat Altınsoy ve sade kahveler…
Büyükşehir ile ilgili birkaç soru yönelttim Kocagöz’e! “Abi büyükşehir statüsü ile ilgili partinin yaptığı bir çalışma, bir hazırlık var mı? Duydun mu böyle bir şey” diye sordum. Yüzün bana çevirip, kaşlarını “hayır” anlamında iki kere yukarı kaldırdı. Bu konuyu da böylece irdelemiş olduk diye düşünüyordum ! Kocagöz, kaşları ile yaptığı anlatımın yeterli olmayacağı inancı ile bu anlatıma şu sözleri ekledi. “Bunların büyük şehir, müyük şehir derdi yok. Bir ucundan Osman, bir ucundan Fevzi çekiyor işte !” … Durum özetlenmişti. “Mehmet abi il başkanlığı için ismin geçiyor, seni aday görmek isteyenler, aday yapmak isteyenler var” dedim. Yüzünü iyice bana çevirdi ve şunları söyledi. “Bu iş beni aşar. Bu Kocagöz’ün yiyeceği nane değil. Bu parti Baykal fobisinden kurtulmalı. Baykalcılar kiminle konuştu, ne yaptı fobisinden vazgeçmeli. İlk iş o. Cumhuriyet Halk Partililer; işi gücü bırakıp Tufan Doğu’nun evinin önüne çadır kursunlar. Gerçek anlamda toparlanmayı sadece Tufan Doğu yapabilir. Onu il başkanlığına ikna etmek için ne gerekiyorsa yapsınlar, gerekirse yalvarsınlar, kapısının önünden ayrılmasınlar. Bu partinin bu haline yapılabilecek tek şey bu! Tufan Doğu ikna edilecek. Yoksa işimiz çok zor. Büyükşehir farklı bir iş. Tufan Doğu il başkanı olur, ‘gel Kocagöz’ der! Bende giderim. Gitmeme şansım var mı?. Tufan Doğu’nun il başkanlığı ve altında partinin kanaat önderleri! Gör o zaman bu partiyi! Bunun için yapılacak tek şey Tufan abimizi ikna etmek”…
Ağır ağır konuşan adamdır Mehmet Kocagöz, durağandır. Politikanın bu dingin adamı, belediyeye ve başkana yaptığımız muhalifliği bir CHP muhalifliği yada “densizlik” olarak görmüyor. Kocagöz, CHP ile Belediye ayrımını net bir şekilde ortaya koyan bir isim. Kocagöz’ün önerdiği “model” bize göre de zorunlu ve kaçınılmaz tek model. CHP’nin akil adamları bu ayrımın örgüt tarafından da fark edilmesini, bu farkındalık ile de mutlak gereğinin yapılmasını zorunlu görüyorlar. Mevlana İnce ve Mehmet Kocagöz ile birlikte bir kahve içtikten sonra vedalaştık. Bir iki adım sonra Kocagöz, “Kocagöz’ün kahvesi sade, muhabbeti şekerliydi, diye yazabilirsin” diye seslendi.