Gazetenin manşetinde, mühür gibi yer alan “Yayınlayamadığımız haber, gidemediğimiz haberdir “ söylemi artık bu gazetenin ve gazeteciliğimizin temel ilkelerinden ve en önemlilerinden birisi olarak uzunca bir süre orada dursun istiyoruz. Peyniri gemiye, lafazanlığı katar vagonlarına yükleyip gazeteciliğin bir mesafe mesleği olduğunu ve herşeye karşın mesafemizi korumaya özen göstereceğimiz bilinsin istiyoruz. Mesleği; dokunulmazlar listesi ile sürdürmenin imkansızlığına inanarak, okura saygı’dan kaynaklanan itibarımızın bizi ayrıcalıklı bir noktaya götüreceğini biliyoruz. Olanak ve kaynaklarımız ne olursa olsun, halkı bilgilendirmek görevini yerine getirme ayrıcalığı ile toplumu yanıltmadan, çıkar, ilişki ve hatır için kalemi oynatmayan, baskı değiştirmeden ekmeğini sadece gazetecilik mesleğinden çıkaran bir gazete olarak bağımsız ve tarafsızlığımızla sadece halka ve demokrasiye hizmet edeceğimiz bilinsin istiyoruz.
***
Bu satırları yazabilmenin bahtiyarlığı ile haftanın ilk kent yazısı ile sizi buluşturalım. Kaunoslu’ları ve Köyceğiz’i size anlatalım. Kaunos, Köyceğiz’in antik dönemdeki adıdır. Kaunoslu’lar milattan önce 8. Yüzyıldan beri yaşamları bilinse de ilk kez adları ve şöhretleri milattan önce 545’te yaşanan bir olayla kayıtlara geçer. Pers Generali Harpagos, İyonya’yı yönetimi altına aldıktan sonra gözünü Karya’ya ve Likya’ya diker ve Kaunos (Köyceğiz) üzerine yürür. Anadolu’da ki Pers istilası ile bölgenin önemli kenti Kaunos ele geçmelidir. Ancak onurlarına ve özgürlüklerine düşkün olan Kaunoslular, Harpagos’a karşı büyük bir direniş gösterir. Harpagos, Kaunoslu’lara karşı kendisine direnç gösterdikleri için çok zalimce hareket eder. Pers Generali Harpagos, bu müthiş direniş nedeniyle diğer kentleri ele geçirdikten çok sonra Kaunos’u alır, ancak çok zorlanır, çok büyük kayıplar verir. Kaunoslu’lar toprakları için canları pahasına direnirler ve asla topraklarını, özgürlüklerini vermek istemezler. Bu milattan öncesi yaşanmış bir hikayedir. Tarihçiler; Kaunoslu’lar (Köyceğizli’ler) milattan önce yaşadıkları bu hikayenin bir benzerini bir kader, bir alınyazısı gibi milattan sonra 2012 de yaşamak zorunda kalacaklarını bilemezlerdi. Zamanın paslı çarkında eriyip yok olmayan, direnen ve hala kalıntıları üzerinde direnen Kaunos’ta, bugünde değişen bir şey olmadığını Köyceğizli’ler bize bir kez daha gösterdiler. Roma’nın Asya eyaleti sınırları içinde yer aldığı dönemde bile Kaunos (Köyceğiz) “özgür kent statüsünü” koruyabilen tek kent olarak tarihi kayıtlarda yer aldı. Kaunoslu’lar (Köyceğizli’ler ) tarihlerinin hiçbir döneminde ne özgürlüğünü ne de toprağını kimseye vermedi. Vermemek için hep direndi. Kaunos hala toprağını ve özgürlüğünü vermemek için direniyor ve bunun için hala bedel ödemeye devam ediyor.
***
Haftanın ilk uyarısını yapalım… Köyceğizli’leri kırsalın tezenesi, portakal bahçelerinin amelesi görenler büyük ve tarihi bir yanılgının içindedirler. Bilmeyen varsa iyice bir gerçeği bellesin ve kafasına soksun. Dünün Kaunoslu’ları bugünün Köyceğizli’leridir. Onlar; sırtı asla yere gelmemiş tarihsel bir derinliğin ve asaletin sahibidirler. Onlar Miletoslu’ların kurdukları kolonilere benzemezler. Kimse onlara zorla bir şey yaptıramaz, onlar can verirler ancak asla toprak vermezler.
***
Tarihsel süreç içerisinde inançları nedeniyle ağır bedel ödeyen ancak inançlarından, topraklarından ve özgürlüklerinden asla vazgeçmeyen Köyceğizli’ler anlaşılan o ki, bu tarihsel özellikleri ile bedel ödemeye devam edecekler…