Siyasi bir adayın belki de partisinden önce ilişkilenme sürecinde gazetecilerin ilk sıralarda yer alması tesadüf değildir. Çünkü kentin sosyal, siyasal ve ekonomik yaşamı ile en sıcak temasın ve en yakın ilişkinin sahibi gazetecidir. Bu ilişki; siyasetçinin ve toplumun gözünde gazeteciyi“Bir bilen” durumuna getirir. Gazeteci toplumu ve kent yerleşkesini kimin daha iyi yönetebileceğini, kimin kent lideri olabileceğini en yakından hissedendir. Bu yanı ile gazeteciler siyaset olgusunun en önemli argümanları arasında yer alırlar. Bunun sonucunda kentin siyasi tarihinde ilk görüşmelerini gazeteciler ile yapan siyasetçiler çoğunluktadır. Siyasetçi; gazetecinin taraf olmasına karşın, özenle koruduğu bağımsızlığının farkındadır.
***
Büyükşehir yasa tasarısı konusunda çalışmalar devam ediyor ve bildiğimiz kadarı ile bu konuda sona gelindi.Aralarında Muğla’nın da bulunduğu 13 il, büyükşehir statüsü kazanacak. Bu statünün toplum hafızasına yerleşmesi, kamu kurumlarının bu statüye uygun hale getirilmesi süreci, 2014 yerel seçimlerinin belki de en önemli argümanını oluşturacak.Statü kararı resmi gazetenin sütunlarında yer alınca bu iş bitti denilemeyecek, çünkü bu iş sanıldığı gibi bir günde bitmeyecek. Şimdiden belirtelim;Büyükşehir statüsü kentte sosyal ve siyasal bir travmaya neden olacak. Bu travma çok kişinin başına çıkmaz ağrılar sokacak ve bu ağrı asla ağrı kesici ile falan geçmeyecek.
***
2014 yılında yapılacak olan yerel seçimlerine Muğla yeni statüsü ile gidecek. Siyaset nefesini tuttu ve gözünü Ankara’ya çevirdi.Bu bekleyiş doğal olarak siyasi partilerde aday arayışını da beraberinde getirdi.Kim nereden aday olabilir?, kim nereden aday gösterilebilir? tartışması ve hesabı yapılmaya başlandı.Zor bir doğum bizi bekliyor.Bu konuda ihtiyatlı davranış örnekleri sergilenmesini bu nedenle normal karşılıyoruz. 2014 yerel seçimleri büyük kazançların ve büyük kayıpların seçimi olarak kentin siyasi tarihinde yerini olmaya hazırlanıyor. Bu noktada hem adayların, hem de siyasi partilerin işinin zor olduğunu bir kez daha buradan belirtelim.
***
Büyükşehir adaylığı için çok sayıda siyasetçinin adı geçiyor.Bu isimlerin içerisinde kendisini çok ciddiye aldığımız birkaç adaydan bir Vizyonu, misyonu ile Mehmet Kocadon böylesine tarihi bir sorumluluğun altından kalkabilecek ve hakkını verebilecek bir isim. Yarımada’nın kanaat önderi ve adeta lideri. Çağdaş, katılımcı, insan odaklı belediyecilik anlayışı ile Halikarnas Balıkçısı kültüründen geliyor. Tarihsel derinliği, entelektüel kişiliği ile birleştiren, toplumun özgün koşullarına uygun sosyal politikalar geliştiren bu sıra dışı bu yakışıklı adamın tüm bu özelliklerinin yanında siyaseten tescilli bir özelliği daha var. “Yeniden Doğuş” projesinin mimarı olan Kocadon “CHP’nin elinden seçim nasıl alınır” konusunda da ihtisas sahibi…
***
Bizde diğer yazarlar gibi yazıp-çiziyoruz ama Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, büyük şehre aday mıdır, değil midir? onu bilmiyoruz. Kocadon’un bu konuda yaptığı resmi bir açıklaması yok! Ancak Kocadon, siyasi kulislerde en çok konuşulan aday durumunda. Siyaset çarkı da bu bilgiyi her geçen gün daha da güncelleyip önümüze koyuyor. Büyük şehir adaylığı konusunda neredeyse şeytanla pazarlık yapan, genel merkezlerde karargah kuran, siyasi ikbali için kentinden, kendi insanından vazgeçen siyasetçilerin aksine Kocadon’la ilgili kendiliğinden oluşan bir toplumsal talep var.Kocadon, hiçbir kaygıya dayanmayan, sadece kendisinden, kişiliğinden, entelektüel birikimden, yaşam şeklinden, yöntem ve uygulamalarından kaynaklanan bu talebi görmezden gelmemeli. Mehmet Kocadon, adaylığı konusunun sadece bir Yarımada sorunu olmadığını fark etmeli ve kentle buluşmasını gerçekleştirmeli.Başkan Kocadon, bize göre Bodrum’un balıkçı lokantalarında konuşulan kısır siyasi çekişmelerinin mezesi olamayacak kadar kıymetli bir isim. Yarımada’nın sokaklarında yürütülen yerel müzakere sürecine saygılıyız. Ancak Kocadon, kentsel buluşmayı sağlayacak, onu kent lideri yapacak olan müzakerelerin kuş uçumluk bir mesafede olduğunu bilmeli.Onu bekleyenler olduğunu hissetmeli.
Muğla Arastası’nda, eski kent dokusu içinde yer alan İnceoğlu Kahvesin’de çayını yudumlarken günlük gazeteleri okuyan,Kocadon’u hayatında görmeyen 75 yaşındaki Mehmet Salih Amca; “Bizim oğlan Gocudon Moğle’ye geliyoru mu?” diye soruyorsa bunda bir iş vardır diye düşünmek gerek…