Haberin doğru kaynaktan çıkmasını bekledik.
Beklenen haber, pazar günü saat 22.40 sularında “CHP’nin 295 belediye başkan adayı belli oldu” başlığında yayınlandı.
CHP Parti Meclisi’nin Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında yaptığı toplantı sonrasında Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç yazılı açıklama yaptı.
Parti Meclisi kararı ile Mehmet Kocadon’un Bodrum Belediye Başkan Adaylığı kesinleşti.
Kocadon’la birlikte 295 adayın da belirlendiği açıklamada, İstanbul’dan da Mustafa Sarıgül’ün adaylığı var.  Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün oylama sonucunda, CHP’den ihraç kararının kaldırıldığı ve İstanbul’dan adaylığının onaylandığı kesinleşti.
***
Kocadon ve Sarıgül.
Bu iki isim yani; Kocadon ve Sarıgül,
Kılıçdaroğlu ile yenileşen CHP’nin genel politikasının nasıl değiştiğini gösteren iki önemli örnek.
Bazıları için “Yeni CHP” söylemi derinliksiz ve özensiz bir söylemdi.
İyi oldu, Kocadon ve Sarıgül’le şimdi bu tanımlamanın içi doldu.

***
İstanbul’da Sarıgül, Bodrum’da Kocadon!
Her ikisi de CHP örgütlerindeki tartışmaların odağındaki isimler.
İstanbul’da;
Sarıgül’ü sevenler, gülün dikenine katlananlar, ‘gülü hiç sevmem’ diyenlerin uzayan tartışmaları (!)
Bodrum’da;
Kocadon’a don biçenler, kumaşı beğenmeyenler, ‘don olmaz gömlek verelim’ diyenlerin uzayan tartışmaları (!) nihayet sonlandı.
***
Biliyorsunuz, biz başından beri örgüt iradesinden ve ön seçimden yanayız.
“İstanbul’da Laila, Muğla’da Yayla” diyen bendeniz bu tartışmaların içinde yer almayacağım.
Çünkü bu konuda hepimizin duygularına tercüman olan açıklama Musa Gökbel’den geldi.
Ben Kocadon’un yerinde olsaydım” açıklamasında Gökbel; “Daha önce de ifade etmiştim. Eğer bir sandık koyulsaydı, oradan da büyük olasılıkla Mehmet Kocadon çıkardı. Şayet ben Kocadon’un yerinde olsaydım, atanmayı kabul etmez ve o sandığa giderdim. Böylece örgütü de, gücünü de arkama alırdım” dedi.
***
Belirtelim ki;
Kocadon ve Sarıgül’ün atamaları, sıradan atamalar değil.
İşin bir başka boyutu daha var.
Atamaların peşine takılarak (!) Aslında ne olduğunu gözden kaçırmamak gerek.
Her iki isme parti içinde yapılan muhalefetin temelinde ideoloji olduğunu hatırlatalım.
Bu iki ismin örgütlere verdiği rahatsızlığın ve uzayan tartışmaların temelinde ideoloji yatıyor.
Ama bugünkü CHP artık “Anam babam partisi” değil.
CHP, Kılıçdaroğlu ile yenileşti (!) değişti.
***
Yeni CHP; büyük balığın, iktidarın peşinde.
Bu kutsal amaca yönelik ilk adımlar, yerel seçim öncesinde atılmaya başlandı.
CHP’de bu süreçte ideolojik temel arayanlar hayal kırıklığına uğrayabilir.
CHP’nin yeni hedefi; yerel seçimlerde oyu arttırarak genel seçimlerde iktidarı kovalamak.
Bunu kiminle yaptığının galiba pek bir önemi yok.
Bu nedenle oyu arttıracak, seçimi kazanacak popüler isimleri tercih ediyor.
Çünkü CHP’ye yeni bir zemin gerekli.
***
Bir gerçeği kendimize söylemekten korkmayalım.
CHP’ye yeni bir zemin gerekli!
Bugüne kadar CHP, devlette hep vardı.
Sivil bürokraside de CHP vardı.
Ancak AKP’nin yarattığı yeni düzende CHP; bu zeminleri kaybetti.
CHP, devletin içindeki gücünü, sivil bürokrasideki gücünü yitirdi.
CHP’nin bu süreçte en çok oyu alabilecek aday arayışının aslında bir güç arayışı olduğunu belirtelim.
Bir siyasi parti olarak meşruiyetini yeniden oluşturmak zorunda olan CHP yüksek siyaseti kendine aradığı zemini bu seçimden çıkmakta buldu.
Bu seçimden çıkmak (!) sadece seçimi alabilecek adaylarla mümkündü.
Yerel seçim başarısı, genel seçimin de zeminini oluşturacaktı.
***
CHP’de Sarıgül tartışmasıyla, Kocadon tartışması aynıdır.
Birinin İstanbul’da, diğerinin Bodrum’da olduğuna bakmayın.
Birbirine benzer yanları çoktur.
Her ikisine de yapılan muhalefet türü; idelojiktir.
Yüksek siyasetin Sarıgül ve Kocadon tercihi ‘Yeni CHP’ anlayışını ortaya koymuştur.
Bu yöntem, yeni anlayışın ürünüdür.
Kocadon ve Sarıgül,
Her ikisi de popülerdir.
Her ikisi de deneyimli belediyecidir.