İnsanoğlunun yerleşme biçimini üretim tipi belirliyor. Yerleşim biçimi kent olgusu üzerinde de üç ayrı modeli ile karşımıza çıkıyor.
Kırsal kesime yayılan (tarım kenti), tek boyutlu (sanayi kenti) ve radyal (ticaret kenti). Muğla da, yerleşme biçimini üretim tipinden alıyor. Son yirmi beş yıla kadar kırsala yayılmış görünümü ile tam bir tarım kentiyken, tek boyutlu sanayi kenti olabilmeyi pas geçerek direkt olarak ticaret kenti konumuna büründü. Üniversite ile artan nüfus, sermaye firmalarının kente gelişi, sermayenin merkeze kayması sonucu sosyal ve ekonomik gelenek değişti. Kentin en büyük ekonomik hareketine sahip olan üniversite, artık kentte yapılacak en sıradan yatırımların bile merkez noktasını oluşturdu. Kent, içinde barındırdığı üniversite olgusuna teslim oldu. Her türlü yatırımın artıya geçmesi üniversitelinin ve üniversitenin o yatırıma duyduğu ihtiyaç sıralamasına göre şekillenir oldu. Sonuç; 3 K olgusu, Kampüs, Kötekli, Kapital…
Barınma, kentin en önemli unsuru haline geldi. Barınmanın temel işlevsel öğesi de konut ve yapı.
Yapı, yaşanan alan olgusunda yeni olanaklar sağlarken, merkezi planlamanın dışında kalan özel sektör, kent içi arazilerin yeni sahibi olmaya başladı.
Kampüs, Kötekli, Kapital olgusu merkezi planlamanın dışında bireysel olarak gelişmeye hatta yerleşmeye başladı. Temel sorunu barınma olan kentin bu sorunu konut ve yapı konusunda fırsat bekleyen ve ellerini ovuşturan yatırımcının kente dahil olmasını sağladı. Kentin yeni yerleşkesi Kötekli ve Yeniköy bir imar cennetine döndü. Geçtiğimiz günlerde o bölgede yaptığımız kısa bir tur sonucu bu gerçeğin farkına vardık.
Kötekli’de, Yeniköy’de çok ciddi oranda arazi satışı yapılıyor. Kötekli ve Yeniköy, değişik illerden ve nakit para ile gelen sayısız yatırımcının yeni gözdesi durumunda. Bu nakit para yıllardır tarıma dayalı bir hayat sürdüren Mehmet Amca’nın da iştahını kabartıyor. Tarladan arsaya dönüşüm bir anda, bir günde oluveriyor. Sonuçta inek damından, on kişilik bir apart yaratılıveriyor. Değişim çok kesin ve çok hızlı. Değişim ve hız baş döndürüyor. Nereye baksanız inşaat halinde bir apart, yurt yada tesis görüyorsunuz. Arazilerin yeni sahipleri üniversiteye ve üniversiteliye yüzünü dönmüş. Kentin en büyük pazarından pay almak için gün sayıyorlar. Temel hedef yapıyı sezona yetiştirmek. Sonrası Allah kerim…
Tüm bunlara karşı olduğumuz sanılmasın. Sonuçta liberal ekonomi de bunlar olağan varyeteler. Siz yapmazsanız birileri gelir yapar. Sizin planlamanız yoksa, birileri planlar, sizin kapitaliniz yoksa, kapital sahipleri gelir yapar. Bu normal ve kaçınılmaz bir süreçti, şimdi bu gerçekle yüzleşiyoruz.
Bu haliyle bile başımızı döndüren bu olgu önümüzdeki süreçte daha büyük travmalara yol açabilir. YÖK Başkanı’nın, Rektör Şener Oktik ile ilgili duyduğu güven sorunu ortadan kalkıp, kağıt üstündeki Tıp Fakültesi, atama ve öğrenci alımına başladı mı, siz o zaman görün travmayı.
Kent, imar rantı ile bozmaya, dağıtmaya hatta yok etmeye niyeti olmayan yerel yönetimlerce bugüne kadar gelebildi. Ancak şu anda, şu dakikada Kötekli’de bir buluşma gerçekleşiyor. Bu buluşma yasal. Bu buluşmada yapılan alışverişlerde ne bir haksızlık, ne bir talan nede vurgun yok. Alanı da satanı da belli.
Alan memnun, satan da memnun.
Kampüs, Kötekli, Kapital. 3 K olgusu merkezi planlamanın dışında bireysel olarak gelişmeye hatta yerleşmeye başladı.