“Muğla Suyuna Kavuştu” diye başlasam eminim ki “bu adam yine hükümetin DSİ aracılığı ile başlattığı projeden yada Belediye’nin su konusundaki çalışmalarına gönderme yapan bir yazı kaleme alıyor” diye düşünecektiniz.Böyle anlaşılması da doğal zira su, kentin en önemli sorunlarından belki de en önemlilerinden birisi.“Muğla Suyuna Kavuşuyor” başlığının ardından gelecek ve muhaliflik oluşturacak türde bir yazı bekleyenler yanıldılar.Bu yazıda eleştiri yok.Bu yazıda bir hikaye var.Bu hikaye Hüdaverdi Bey ve halefleri ile ilgili bir başarı öyküsü. Sakar’ın altındaki Köyceğiz yerleşkesinde ticari hamleleri ve çalışma hayatları ile yaşadıkları yedi veren toprağının onlara sağladığı avantajı üretim ve istihdama dönüştüren bir aile Merpez’ler.Dedim ya; bu bir hikaye ve ben bu hikayede ailenin en cabbar olanı Orhan Merpez ile Şehir Plancısı Ali Özden Gürbüz sayesinde tanıştım. Köyceğiz, Ağla Yaylasında bir su fabrikası yapılacağını o zaman öğrenmiştim.Proje beni çok heyecanlandırmıştı. Merpez ailesi tarafından kentin ticari hayatına, üretimine ve istihdamına kazandırılan ve gün geçtikçe bir kent markası haline dönüşen “Mavidağ” su ile o süreçte tanışmıştım.Projenin sonlarına gelinmiş, ruhsatlar alınmış ve Mavidağ su piyasaya yeni sürülmüştü. Kentin özgün koşullarına uygun bir planlamaydı. Müthiş bir istihdam ve yatırım örneğiydi.
Orhan Merpez ve Ali Gürbüz arasında gelişen insani ve iktisadi ilişkiye, bu iki yakın dostun gayreti ile oluşturulan Azmak sofrasına “yeme içme kulübü temsilcisi” olarak bende girmiştim.Köyceğiz yerleşkesinin, ticari hayatının en önemli isimleri arasında yer alan Merpez ailesi ve ailenin bu topraklar üzerinde inşa ettiği yatırım ve istihdam her açıdan takdir edilmesi gereken bir olguydu. Bölgenin kalkınması için yatırım yapmaktan çekinmeyen, gözü kara, krizleri bir fırsat olarak gören Merpez ailesi, Köyceğiz’in marka kent olma yolundaki lokomotifi gibiydi. Ağla Yaylasına kurdukları Mavidağ Su fabrikası ile oluşturdukları markayı adeta yaşadıkları topraklara armağan etmişlerdi. Yine yörenin en önemli ürünü olan narenciye onların gayretli girişimleri sayesinde yurt dışına ihraç edilmiş, bu sayede Avrupa ve Asya’da bir çok ülkede Muğla Markası aranır olmuştu.Merpezler, ticari başarılarını vergi rekortmeni olmak onuru ile sayısız kere taçlandırmışlar ve tüm bunları yaparken de mütevazi hayatlarından asla vazgeçmemişlerdi.Ailede en yakın olduğum sevgili kardeşim Orhan Merpez’le dost olmanın her türlü ayrıcalığını yaşamış birisi olarak, Merpez ailesine kentin ticari hayatına kazandırdıkları büyük yatırımları ve istihdamları nedeniyle kenti yazan bir gazeteci olarak huzurunuzda teşekkür etmeyi bir görev olarak görüyor, büyüğünden küçüğüne bu başarının içinde yer alan, emek veren herkesi de takdirle karşıladığımı belirtmek istiyorum.
2013 yılında Muğla’nın il oluşunun 100. yılını kutlamaya hazırlanıyoruz.
Muğla’nın il oluşunun 100. yılında Merpez ailesi gibi 100 aileye sahip olsaydık, 100 markanın da sahibi olabilirdik. Bu açıdan bu topraktan kazandıklarını yine bu toprağa yatıran; yat, kat, uçak almak yerine yaşadıkları toprağa yatırım yaparak, yöre insanının istihdamını sağlamayı ilke edinen Orhan Merpez ve ailesi ile tanışmış olmanın bahtiyarlığını yaşıyorum.Narenciye de yakaladıkları uluslararası başarıya şimdi bir yenisini, belki de yenilerini eklemeye hazırlanıyorlar.Mavidağ Su, bir Muğla Markası olarak tükeci ile buluştu.
Özellikle il genelinde gittiğimiz her yerde kendi kentimin markası olan Mavidağ suyu gururlanarak istiyorum.Daha öncede Gökova Süt Ürünleri’nin peynirlerini ve ayranı, Çalçalar’ın Öğün Balı konusundaki ısrarımı şimdi de Mavidağ Su için sürdürüyorum.Kentin marka değeri konusunda suni söylemler ile gün geçiren, attı mı mangalda kül bırakmayan yöneticilerin aksine kentin geleceğini iş yapan, toprağına, ürününe ve insanına güvenen, istihdam yaratanların gayretleri ile oluşacağına inanıyorum. Ülkenin en önemli ekonomi gazetesi olan Dünya Gazetesi’nin, Ankara Temsilcisi gazeteci yazar Taylan Erten ağabeyimin gazetecilik misyonu konusunda bizlere aktardığı önemli bilgiler arasında “Gazetecinin temel görevleri arasında yaşadığı bölgenin ve kentin özgün değerlerini ulusal ve uluslararası boyuta taşımak bulunmaktadır, gazeteci olarak buna özen gösterin” sözleri bizim kulağımıza küpedir. Sevgili Orhan Merpez ve yumruğu bir yere vuran ailesinin kentin marka değerini oluşturacak çalışmalar içinde olduğunu biliyorum. Belki de çok yakın bir süreçte Mavidağ Su’yun ardından kendimizi Köyceğiz Markalı Meyve Sularını yudumlarken bulabiliriz.