Kentin sonuçları ve amaçları sorguladığımız yazılara, kentin idealini belirleme gayretine, demokratik hak arayışına, bu yolda kabul edilebilir sonuçlar alıncaya kadar, kapsayıcı demokrasi, açık ve net hedeflere ulaşıncaya kadar yazılara devam. Geçen hafta kaleme aldığımız yazılarda da belirttiğimiz gibi “dönüştürücü türde kolektif politik eyleme”, kenti oluşturan politik topluluğun bir ferdi olarak kentin bize sağlamak zorunda olduğu her tür ihtiyaç için devam.
***
Bir önceki yazıda kent yönetişimi ile ilgili uzman kriterlerini “Esinlenmiş politik liderlik, Kamusal sorumluluk, Şeffaflık ve doğru bilgi, Kapsayıcılık, Sorumluluk, Şiddet içermeyen çatışma yöntemi” olarak belirtmiş kısa bir anlatım yapmıştık. Onun üzerine kriterler ile ilgili “Bu kadar yüzeysel geçme” şeklinde eleştiri aldık. Okurlarımız ve bizi internet üzerinden takip eden dijital okuyucularımız “kamusal sorumluluk” kriterinde yer alan “Politik temsilcilerin periyodik olarak seçilmesi, vatandaşların seçilmek için çıkanlar hakkında yeterince bilgilendirilmesi” ifadesinin açılmasını istediler.
***
Politik topluluğun parçası olan okurumuza duyduğumuz saygı gereği bu konuyu bir kez daha açalım istedik. “Politik temsilcilerin periyodik olarak seçilmesi, vatandaşların seçilmek için çıkanlar hakkında yeterince bilgilendirilmesi” tanımından neyi anlatmak ettiğimiz üç aşağı beş yukarı belli ama biz yinede olayı daha anlaşılır hale getirelim. “Okura Saygı” bunu gerektiriyor.
***
“Politik temsilcilerin periyodik olarak seçilmesi” aslında bizim kent olarak hiç yabancı olmadığımız bir konu. Biz bu kentte politik temsilcilerimizi seçtik mi, öyle bir kereliğine falan seçmeyiz biliyorsunuz. Seçilenin başına bir şey gelmez, adama kamyon çarpmaz, kafasına saksı düşmezse, seçilen hep seçilen olarak kalır ve seçilmenin keyfini sürmeye devam eder. Onları sürekli “seçilen yapan şey” yönetim şeklindeki başarısı, örgütsel emeği, hizmetlerinin kalitesi değildir. Onları sürekli olarak seçilen yapan şey; siyasi partilerin tabanına, seçmenine insan kaynakları konusundaki kısır önermeleridir.
***
Siyasi partilerin içi boşaldı, siyasetin ve siyasetçinin kalitesi dibe vurdu. Siyasetin sulak alanları, Menteşe’nin verimli toprakları artık kurudu. Bu kuraklık nedeniyle siyasette mevcut seçilmişlerin bir daha ve bir daha seçilmesi periyodik bir hal aldı. Siyaset kadar dinamik bir süreç, “politik temsilcilerin periyodik olarak seçilmesine” teslim oldu ve bu nedenle tabanından, seçmeninden uzaklaştı.
***
Daha önceden kaleme aldığımız CHP’de Çoban Ateşi yazı dizisinde; “CHP; ‘Deve Dişi’ gibi bir parti iken, milletvekili seçilip belediye başkanlığının sona erdiği dönemde örgüt, Erman Şahin’in yerine en az üç beş ismi önerebilecek siyasetçi zenginliğine sahipti. Oysa bugün gelinen noktada parti, bu zenginlikten yoksun ve şimdi örgütün görevlerini devralacak isim bulmakta zorlanıyor” diye yazmıştık.
***
“Çoban Ateşi” yazı dizisi 15 Ekim 2012 tarihinde kaleme alınmaya başladı. O günden bu güne gelinen noktayı özetlemeye gerek yok. Muğla CHP örgütünün ön seçim isteği ile yaktığı “Çoban Ateşi” politik temsilcilerin periyodik olarak seçilmesini önleme girişiminden başka hiçbir şey değildir. Muğla CHP örgütü artık temsilcilerini periyodik olarak seçmek istemediğini her platformda tartıştı ve sonuçta bir karar bağladı. Musa Gökbel, Sezai Avşar ve arkadaşlarının yaktığı “Çoban Ateşi” bu periyodik yönteme duyulan taban refleksinden öteye geçti ve tabandan yükselen bir örgüt hareketine dönüştü.
***
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, hafta sonunda il danışma kurulu için Muğla’daydı. Oran’ın başkanlığında basına kapalı olarak yapılan CHP il danışma kurulunda, ilçe örgütlerinin “ön seçim” kararı kendisine, dolayısıyla CHP genel merkezine iletildi. Muğla örgütünün bu kararı ile “politik temsilcilerin periyodik olarak seçilmesi” dönemini kapatmak istiyor. İnsan kaynağı kuruyan, kurutulan örgüt artık seçilmek için ortaya çıkanlar hakkında yeterince bilgi sahibi olmak, örgütsel emek oranına bakmak istiyor. Ön seçim kararı ile parti geleneğinden gelmeyen, “örgütsel hiçbir emeğe sahip olmadan” seçilen ve bununla yetinmeyen, yerel yönetim mührü ile önce örgütün, arkasından partinin tamamını isteyenlerin “periyodik” olarak seçilmesinin önü alınacak.
***
Ön seçimle; örgütsel hiçbir emeğe sahip olmadan sadece belediye mührü ile “kendini örgütün üstünde gören” ve örgütü kendi taleplerine göre dizayn eden yöneticilerin partide neden olduğu tahribatın önüne geçilecek. Elit ve imtiyazlı tavırları ile partilisine tepeden bakan, hor gören, insana, tabana dokunmaktan vazgeçen, partinin insan kaynağını tamamen kurutan, bu haliyle partiyi kendi geleneklerinden, ideolojisinden kültürel ve sosyal kodlarından, tabanından uzaklaştıranlar bundan böyle önlerinde eğilip bükülenleri değil “sandığı” bulacaklar. Örgütsel emeği olan insan ve siyasetçi yapısından mahrum kalan CHP örgütü hafta sonunda yapılan il danışma kurulunda “yüksek siyasete” örgütün genel talebi haline dönüşen ön seçim kararını iletti. CHP bu kararı ile bir kez daha “kalıcı hata” yapmak istemediğini açıkça ortaya koydu. Böylece CHP’de; “Mayıncı Katırı’nın sırtına binerek seçim almak” dönemi bitecek. Umarız CHP genel merkezi ve yüksek siyaset örgütün bu isteğini yok saymaz.