Muğla yerel halkı dışında, üniversite öğrencilerinin de yaşadığı bir kent.
Bu haliyle Orta Muğla henüz üniversite kenti değil.
Yani kent henüz üniversite kenti olabilmeyi başaramadı.
Peki ya üniversite?
Üniversite kent üniversitesi olmayı başardı mı?
Bize göre başaramadı.
Kent ile üniversite ilişkisi sadece ekonomik temeller üzerine kurulu.
Üniversite biliminin bu kentte kattığı çok şey yok.
Yok, ama üniversitenin de kente bir şey katmaya niyeti yok.
Üniversite kenti, kent üniversitesi ilişkilenmesi ekonominin dışında hiçbir branşta ve dalda hatta günlük yaşamımızda sağlanmış, sağlanabilmiş değil.
Üniversite kenti tanımı kimlik yaratmakta zorlanan üç beş politikacının özensiz söyleminden başka bir şey değil.
Kent üniversitesi tanımı da kariyer heveslisi birkaç akademisyenin özensiz söyleminden öteye geçmiş bir şey değil.
Üniversite-kent ilişkisi ne yazık ki bu güne kadar sağlanabilmiş değil.
Oysa üniversite-kent ilişkilenmesini sağlayacak olan kurumlar bellidir.
Bu soruyu kime sorsanız sorun, size bu iki kurumun üniversite yönetimi ile belediye olduğunu mutlaka söyleyecektir.
Ama bu iki kurum ve kurumun yöneticileri asla bu iş ya da amaçla bir araya gelmez.
Onları açılış, sünnet, davet dışında hiçbir şey bir araya getiremez.
Bir araya gelmemeye özen gösterirler.
Hatta bazen bir araya gelmenin ötesine geçip, kenti yönetmek için birbirlerine rakip bile olurlar. Boyutları siyasete kadar uzanan bir rekabetten iş birliği çıkar mı?
Tabi ki çıkmaz.
Bugüne kadar çıkmadı zaten.
Ne üniversitenin kent adına ne de belediyenin üniversite adına bir derdi olmadı.
İşin kötüsü ortalama 4 yılını bu kentte geçiren on binlerce öğrenci, belediyenin kapısının önünden geçmedi, belediye de zor şartlarda yaşam sürdüren binlerce öğrenciye kapısını aralamadı.
Üniversite kent ilişkisinde ekonominin dışında bugüne kadar bir köprü kurulamadı.
Üniversitenin ve belediyenin Platoncu yönetim anlayışı olduğu sürece “bu iş böyle gider” demiş ve bu ilişkilenmeden umudunu kesmişken Orta Muğla’dan, Menteşe Belediye’sinden gelen bir haber bu konuda hala bir şeyler yapılabileceğini gösterdi.
Anladık ki sorun bakış açısıyla ilgiliydi.
Menteşe Belediyesi’nin gönderdiği iletinin başlığında “Menteşe’de Aşk” ibaresi yer alıyordu. İleti sevgililer gününde “En güzel selfi’yi çek iPad kazan” falan filan diye devam ediyordu.
Mekanik kuşaktan gelen birisi olarak merakımızı gidermek için Menteşe Belediyesi Basın Bürosu ile görüştük. Gayret ve çabalarıyla diğer basın bürolarını geride bırakan Menteşe Belediyesi Basın biriminden Burçak Gözcü, Mehmet Tahça, Uğur Çolak bizi aydınlattı.
Yine anladık ki; Gümüş Başkan’la Muğla’da orta taş devri sona erecekti.
Basın birimindeki arkadaşlarımız bu projenin Başkan Bahattin Gümüş’ün isteği ve talimatı doğrultusunda hazırlandığını ifade ettiler. Büyük bir çoğunluğu sosyal medya kullanıcısı olan üniversite gençliği ile genç ve yeni kurulmuş belediye bir araya gelecek ve birbirileri ile tanışmış olacaktı…
Proje bizi heyecanlandırdı.
Ben; selfi, melfi bilmem.
Belediyenin adını, kapısını, bacasını bilmeyen on binlerce üniversite öğrencisi bu müthiş projeyle belediyeyi öğrenecek, kent ile yan yana gelecek belki de ilk kez belediyenin kapısından içeri girecekse ben bu projeyi ve yapanları önemserim.
Menteşe Belediyesi tarafından 14 Şubat Sevgililer Günü nedeniyle düzenlenen ödüllü Selfie (öz çekim) yarışması eminim ki başta üniversiteliler olmak üzere binlerce genci belediye ile buluşturacak. “Menteşe de Aşk” yarışmasına katılan çiftler arasından en çok beğeni alan fotoğraf sahipleri ödüllendirilecek.
İşte bu’dur ve iş bu kadar basittir.
Statik belediyecilik anlayışının dışına çıktıkları, gençliğe el uzattıkları, toplumun tüm unsurları ile ilişkilenme adımları attıkları için Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş’ü ve ekibini kutlayalım. Bu tür çalışmaların ve sosyal projelerin bir parçası, destekçisi olmak bizim görevimiz. Bu noktada Mabolla olarak böyle bir projenin dışında kalamazdık, bu nedenle projenin paydaşı ve çözüm ortağı olduk. Binlerce fotoğraf arasından dereceye giren genç çiftleri, Sevgililer Günü’nde Arabacı Restaurant’ta ağırlayacağız.
Sonlayalım.
Bu selfi işi bizimde kafamıza yattı.
Öyle iş olsun diye değil (!) çoğulcu, katılımcı sosyal belediyeciliğe olan inancımız gereği bu yarışmaya biz de katılacağız…