Milletvekilinin görevleri için anayasaya bakıldığında meclisin yetki ve görevleri diye bir bölüm bulunuyor. Milletvekili de meclis üyesi olduğu için görevleri doğal olarak meclis göreviyle aynı. Milletvekilleri TBMM’nin üyesi olarak Meclis’te Anayasa da belirlenen maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirir. Öte yandan Milletvekilleri, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün Milleti temsil eder. Bütün bunlar Anayasamızda milletvekilleri için tanımlanan görevlerdir. Ancak bunun dışında kamu vicdanı ve siyasi etik açılarından vatandaşlar vekillerinden ne bekler ona bir kez daha birlikte bakalım. Milletvekillerinin söylemleri, yaşam biçimleri ve davranışları birbirine uyumlu olmalıdır. Topluma örnek olmalıdır. Milletvekili olan kişi halkın ihtiyaç duyduğu hizmetler ve sorunlar hakkında gerek ulusal ve gerekse yerel düzeyde çözüm getirebilecek en az bir alanda uzmanlaşmış olmalıdır. Yani belli bir alanda bilgi ve beceri sahibi olmalıdır. Milletvekilleri görev süreleri içerisinde temsil ettikleri kitlerinin çıkarlarına aykırı kişisel çıkar peşinde olanların aleti olmamalıdırlar. Bu gibi durumlar karşısında kamu yararını önde tutmalıdırlar. Bu konuda çıkar çevrelerinin baskılarına boyun eğmemelidirler. Milletvekilleri tüm faaliyetlerinde temsil ettikleri vatandaşlarına karşı açık ve şeffaf olmalıdırlar. Çalışmaları hakkında sürekli olarak halka ve sivil toplum kuruluşlarına çeşitli iletişim araçları kanalıyla bilgi vermelidirler. Sorulan soruları cevaplamalıdırlar. Milletvekilleri seçildikten sonra sadece kendilerine oy verenlerin değil vermeyenlerin de vekili olduklarını dikkate alarak temsil görevini yürütmelidirler. Her konuda demokratik kuralarla uygun hareket etmelidirler. Görevlerini yerine getirmeleri sırasında tarafsız olmalıdırlar. Milletvekilleri, yapacakları her türlü davranışlarından dolayı kişisel olarak sorumludur. Milletvekilleri, kamu hizmeti yapmaları nedeniyle kendilerine sağlanan kamusal imkanları amaçları dışında kullanmamalıdırlar. Milletvekilleri, Genel Kurul veya komisyonlarda yapılacak olan oylamalarda kendilerini seçenlerin çıkarlarını önde tutarak oylarını kullanmalıdırlar. TBMM’de kararlarını verirken hür iradelerini kullanmaya özen göstermelidirler. Genel Başkanlarının veya parti gruplarının istekleri olsa dahi, yanlış buldukları konulardaki kararlara evet dememelidirler.
Yukarıda bahsedilen tüm bilgiler milletvekillinin başlıca görevleri arasında bulunuyor. Bu anayasal hakka sahip olan milletvekillerinin, diğer seçilmişlerden bir farkı vardır. Milletvekilleri göreve yemin ederek başlar. Hem de namus ve şeref üstüne ant içerek ! Milletvekili ile halk arasındaki güven müessesesi işte bu yemine, dayalı olarak inşa edilir. Bu ant biz seçenler için önemlidir. Bildiğimiz kadarı ile Belediye Başkanlarının göreve gelirken namus ve şereflerini ortaya koyarak yaptıkları bir yemin, içtikleri bir antları yok. Milletvekilleri yemin edip, görev süresince yeminine bağlı kalırken Belediye Başkanları yemin etmeden, ant içmeden göreve başlıyorlar. İkisi de aynı siyasi yapıdan seçilerek gelse de, bu iki siyasetçi tipinden; yemin etmiş olanı, etmemiş olanına göre daha güvenilir görülür. Bu nedenle bu coğrafyada sadece 550 kişinin, namus ve şerefi üzerine yemin ederek sahip olduğu bu kutsal görevin, yemin etmeden göreve gelen siyasetçilerin politik varyetelerine ve beceriksizliklerine alet edilmesi kabul edilemez bir gerçektir. İşte bu güven esasına dayalı olarak toplum, kendisini ilgilendiren bir konuda görüş bildiren bir milletvekili ile belediye başkanını aynı oranda değerlendirmez. Bir milletvekilinin açıklama yapmasını sağlayan tek unsurun siyasete dayalı yapılmadığını bilir. Bu nedenle, toplumun huzur ve refahı için yemin etmiş bir milletvekilinin bir konuda açıklama yapmasını sağlayacak argümanların sağlıklı, doğru ve kişisellikten arınmış olma zorunluluğu vardır.