Muğla, yeni kurulacak kabinede bir bakanlık istiyor.
Bakanlık isteği konusunda Muğla’da ateş bacayı sarmış durumda.
Ak Parti Menteşe İlçe Başkanı Ünal Erdoğan’ın Muğla’ya bakanlık isteğini sosyal medyada dile getirmesinin ardından iş dünyası da Muğla Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde Ak Parti Muğla Milletvekili Hasan Özyer’in yeni kurulacak kabinede Kültür ve Turizm Bakanı olarak görmek istediklerini açıklamış.
“Açıklamış” diyoruz zira böyle bir talep ve niyetten bizim haberimiz olmadı.
Hasan Özyer’in bakan olması için Muğla Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde sivil toplum kuruluşlarına, meslek örgütlerine bir bildirge gönderdiğini, ıslak imzalı bildirgelerinde Başbakan Ahmet Davutoğlu’na gönderildiğini biz daha yeni öğrendik.
Bu süreçte yakın dostumuz Ak Parti Menteşe İlçe Başkanı Sayın Erdoğan Ünal’ın bakanlık isteği konusundaki görüşlerini basınla paylaşmak yerine sosyal medya üzerinden duyurmasını (!)
Muğla Ticaret ve Sanayi Odası’nın ise böylesi önemli bir kampanyaya yönelik basınla bilgi paylaşımı yapmamasını (!) doğrusu anlayamadık.
Bu işte kötü niyet arıyor değiliz.
Ak Parti Menteşe İlçe Başkanı Ünal Erdoğan’da, MUTSO yönetimi de yakın ve samimi dostlarımızdır…
Muğla’ya bakanlık talebinin altına, Ankara yüksek siyaseti tarafından yakından takip edilen Muğla basını olarak bizlerde imza koymak isterdik.
Ama olmadı?
Muğla’ya bakanlık gelmesi konusunda belki de biz gazetecilere ve basına ihtiyaç duyulmadı.
Bir kez daha gazetecilik mesleğinin işlevi, içeriği ve sorumluluğu gözden kaçırıldı.
Muğla’ya bakanlık konusunda imzalar toplanırken, iş kampanyaya dönüşmüşken gazetecilere ihtiyaç duyulmadı.
Oysa daha dün;
Turizminin 12 aya yayılması için uluslar arası düzeyde yürütülen çalışmalar kapsamında turizm potansiyelimiz konusunda algı oluşturmak için, daha çok turistin gelmesi için Rusya’dan, İngiltere’den ve İsviçre’den gazetecileri, muhabirleri ve yazarları davet ettik.
Biz bu ilişkilenme için başka meslek gruplarını, büyükelçileri, o ülkelerin siyasi parti temsilcilerini ya da oda başkanlarını değil, sadece gazetecileri davet ettik.
Toplumsal tercihlerin ve toplumsal algıların basın yoluyla oluşturulduğu gerçeğinden yola çıkarak turizm konusunda sahip olduğumuz değerleri ve potansiyelimizi Avrupalı meslektaşlarımızın bilgisine sunduk.
Bunu yaparak turizmin içinde bulunduğu sorunlara gazeteciliğin etkileme alanı ile çözüm aramış olduk.
Basın olarak Muğla’ya bakan talebine yönelik çabaların içine dahil edilmiş olsaydık bu tabelin toplumsal baskısını oluşturabilirdik.
STK’ların ve Meslek Odalarının ortak bakanlık talepleri elbette önemlidir.
Bu projeye imza koymaları çok anlamlıdır.
Ancak asıl işin takibini basın olarak biz yapabilirdik.
Sevgili dostumuz, Ak Parti Menteşe İlçe Başkanı Sayın Erdoğan Ünal’ın ve MUTSO Yönetim Kurulu’nun basının denge ve denetim mekanizmalarıyla diğer yapılardan farklı içeriğe ve sorumluluğa sahip olduğunu hatırlamalarını isterdik.
Sahip olduğu kültürel değerleri ve turizm potansiyeli ile dünyanın en büyük açık hava müzesi konumunda bulunan Muğla’ya ‘neden bir bakanlık gerekiyor’ birlikte anlatabilirdik.
Ankara’ya rapor sunarak talebin ötesine geçebilirdik.
Bu noktada ifade etmek isteriz ki;
Ak Parti Muğla Milletvekili Hasan Özyer’in yeni kurulacak kabinede bakan olması sadece Ak Parti teşkilatlarının ve meslek odalarının isteği değil, tüm toplumun isteği ve beklentisidir.
Muğla’nın ötelenmiş, çözüm bekleyen sorunlarının tamamı ekonomik temelli sorunlardır.
Tarım ve turizmle ekonomisini oluşturan Muğla insanının gelirlerinin ve yaşam konforunun arttırılması meclis kürsüsünde yemin ederek göreve başlayacak olan milletvekillerinin görevleri arasındadır.
Ancak seçilmiş 6 milletvekilinin ancak iki tanesi icracıdır…
İki icracı milletvekilinden birisinin bakan olması ülkenin en fazla kıyısına, turist sayısı ve işletme sayısıyla turizmin ikinci başkenti Muğla için büyük ve tarihi bir fırsattır…
***
Geçtiğimiz gün Diyarbakır Silvan’da hain saldırıda şehit düşen Muğlalı hemşehrimiz Teğmen Altuğ Pek’i dün son yolculuğuna uğurlarken, barışın ve kardeşliğin hüküm sürdüğü, silahların sustuğu yaşanabilir bir Türkiye dileğiyle sonlayalım. Hepimizin başı sağolsun…