Dondurmam Gaymak sinema filmi ile Türkiye’nin ilk Oscar aday adayı filmini çeken Muğlalı Yönetmen Yüksel Aksu, yeni filmi “İftarlık Gazoz” filminin çekimlerine hazırlanıyor.
Bu süreçte Aksu’dan bir açıklama geldi.
Yönetmen Yüksel Aksu, kent olarak bir hayal kurduklarını, Muğla’nın bacasız endüstrisi olan turizmin yanında kültür turizmini de eklemek istediklerini ifade etti.
***
Bir yönetmen, hiç üzerine vazife değilken turizm sektörünün yanında kendisine nasıl olur da kültür turizmini hedefi koyar?
Sizce bir sinemacı, bir yönetmen neden 12 ay boyunca ziyaretçi alan bir Muğla hedefler?
Bu hedefin sinema yoluyla sağlanabilmesi için kolları sıvar.
Popüler, gişeye yönelik bir film çekmek, cebini doldurmak varken bir yönetmen bunu niye yapar?
Cevabını biliyorsunuz. Bunun cevabı yurtsever olmakta yatar.
***
Yüksel Aksu’nun saygı duyulacak bir hayali var.
Aksu’ya göre 12 ay boyunca ziyaretçi alan bir Muğla hedefinin en ön önemli mecrası sinemadır.
Aksu’nun savını sizlerle de paylaşalım.
Yüksel Aksu diyor ki;
“Kültür turizmi olarak yıl 12 ay burada misafirleri nasıl ağırlayabiliriz diye düşündük. Bunun en önemli mecrası sinemadır. 19. Yüzyılda romandı, şimdi sinema ve televizyon. Popüler kültür. Popüler kültürün içerisinde kaliteli yapımlar ile yer almak için burada bir sinema coğrafyası yaratmak istiyoruz ve bu amacımıza da erişmek üzereyiz”…
***
Bir sinema coğrafyası yaratmak kolay bir iş değil.
Ama imkânsız da değil.
Muğla, zaten sahip olduğu kültürel mirası ile bir açık hava müzesi, sahip olduğu coğrafik ve ekolojik değerleriyle de doğal bir sinema platosu konumunda.
Bu konuma ilk dikkati çeken Yüksel Aksu oldu.
Film ve dizi endüstrisinin Muğla merakı Yüksel Aksu’nun sinema filmleriyle başladı.
Bugün Datça ve Milas’ta diziler,
Menteşe’de Yeşilyurt’ta Türkan Şoray’ın yönetmenliğinde bir sinema filmi,
Köyceğiz’de Yılmaz Erdoğan, Dalyan’da Çağan Irmak ve Fethiye’de yine bir sinema filmi çekiliyorsa bunu Yüksel Aksu’ya borçluyuz.
Yüksel Aksu’nun ifadesine göre şu anda Muğla, Hollywood ortalamasını geçti.
***
Peki Muğla Türkiye’nin Hollywood’u olur mu?
Olur, neden olmasın?
Bakış açımızı değiştirirsek Muğla, Hollywood olur.
Hollywood olmazsa,
Mollywood olur (!)
Anasını bile ağlatır…
***
Bu noktada Yönetmen Yüksel Aksu’nun çarpıcı tespitine kulak vermekte fayda var.
Aksu diyor ki;
“1 milyon nüfuslu bir kentte oran ve orantıya vurduğumuz zaman Türkiye’nin en çok seti var. Bunlar aynı zamanda tanıtım ve gelir demek turizm gibi. Kıyı turizminin dışında bir bizim Teke yöresinin kültürünü, zeybeğini, ormanını, mimari yapısını yıl 12 ay insanlara sunmak istiyoruz. Ayrıca en büyük haylimiz de dünya sinemasına burayı servis etmek. Şu anda Avrupa Amerika, Tunus, Romanya ve Bulgaristan’a gidiyorlar verdikleri kolaylıklardan dolayı. Biz burada öyle bir olgu oluşturacağız ki, hem etnografik müze hem de açmış olduğumuz kurs ile insan yetiştireceğiz. İstanbul’dan taşımadan burada sinema filmi yapılabilir hale getireceğiz. Amacımız bu”…
***
Bugün dünyanın en tanınmış kentleri kültür ve sanata olanak sağlayan kentlerdir.
Sanata ve sanatçıya özgür yaşam alanları sunan kentler uluslararası rekabette diğerlerinin çok önünde yer alan ve bu ilişkiyle marka değerini oluşturan kentlerdir.
Sinema ile Muğla, kendi marka değerini oluşturabilir.
Turizmde oluşturduğu marka değerinin yanına Muğla, kültür ve sanatı da ekleyebilir.
Ancak sadece sinemacının, sinemanın gayreti yetmeyebilir.