Siyasette Öztürk’ler dönemi yazısının üzerinden 3 yıl gibi bir zaman geçti.
Haziran 2012’de; CHP’de Mustafa Öztürk, Ak Parti’de Nihat Öztürk partilerinden il başkan adayı olmuş ve her ikisi de il başkanı seçilmişti.
O süreçte her iki Öztürk’ün il başkanı seçilmesiyle siyasette Öztürk’ler döneminin başladığını ifade etmiştik.
Her ikisi sayesinde siyasette oldukça renkli bir dönem yaşadık (!)
2012’den 2015’e geçen sürecin sonunda 7 Haziran genel seçimlerinde her iki Öztürk’te il başkanlığından istifa ederek partilerinden milletvekili aday adayı olmuş, ancak her ikisi de 7 Haziran listesinde kendisine yer bulamamıştı.
Öztürk’lerden CHP’li olanı (!) milletvekili aday adaylığı sonrasında sırra kadem basmış, Ak Partili olanı ise umreye gitmişti.
2012’de başlayan Öztürk’ler dönemi 2015’te sona ermişti.
Tam da böyle düşünürken, 7 Haziran seçiminden bir sonuç çıkaramayan siyasetin 1 Kasım’da erken seçime gitme kararı almasının ardından Öztürklerden Ak Partili olanı geri döndü ve 1 Kasım listesinin ikinci sırasında kendine yer buldu.
Ne oldu?
Nasıl oldu?
Bilmiyoruz…
Bildiğimiz CHP’li Mustafa Öztürk sırra kadem basmışken, Ak Partili Nihat Öztürk, ikinci sıra milletvekili adayı olarak müthiş bir geri dönüş hikâyesine imza attı.
Nihat Öztürk’ün 1 Kasım seçimlerine yönelik milletvekili listesinde ikinci sıraya yerleşmesi siyasi rakiplerinden çok kendi partisinde şok etkisi yarattı.
İl Başkanlığı döneminde yönetim ve uygulamalarıyla parti içi muhalefeti adeta kendi elleriyle inşa eden Nihat Öztürk, ilk olarak teşkilattaki can kırıklarını tamir etmek için kolları sıvadı.
Öztürk bu süreçte doğru yöntemi kullandı.
Milletvekili adayı olmasının ardından teşkilatlarda kendisine muhalif olanları tek tek ziyaret ederek onlardan helallik istedi.
Kısa sürede il genelini turlayan Öztürk, bu ziyaretlerinden sonuç aldı.
Parti içi muhalefetiyle tanınan kişi ve gruplar, Öztürk’ün sayısal olarak milletvekili seçilme ihtimali karşısında fazla direnemedi.
Bu nedenle birçoğu helallik verdi.
Birçoğu geçmişin hesabını yerine geleceğin şekillenmesinde var olmayı tercih etti.
Zira siyaset uzun soluklu bir işti.
Nihat Öztürk’ün kendi ifadesine göre; parti içi muhalefet sorunu aşılmıştı.
Seçilebilir noktada milletvekili adayı olarak tam da ‘oh’ çekmeye hazırlanırken Nihat Öztürk, ulusal basında yer alan haberler sonrasında yeni bir muhalefet türüyle karşı karşıya kaldı.
Nihat Öztürk hakkında Sözcü Gazetesi’nde yayınlanan haberlerde yer alan iddialar kamuoyunda üzüntü yarattı ve büyük yankı uyandırdı.
Nihat Öztürk tartışmaları yerel ve genel siyaset kulislerin ilk sırasına yerleşti.
İhaleler ve askerlik durumuna ilişkin haberlerde yer iddialara yönelik açıklama yapan Öztürk, iddiaları yalanladı.
İhale ve askerlik konusuna yine yayın yoluyla açıklık getirdi.
Kamuoyunda belli kesimlerin bu açıklamayla ikna olduğu, belirli kesimlerin ikna olmadığı gözlendi.
Ak Partili bazı yöneticilerin “Sözcü Gazetesi’ni okuyanlar zaten bize oy vermezler” tespiti, olayı ve tartışmaları bir başka boyuta taşıdı.
CHP refleksli bu tespitten dönemsel argüman çıkarma çalışmaları Ak Parti’de ne kadar etkili oldu? Genel seçmen yapısı içerisinde nasıl bir etki yarattı?
Henüz bilmiyoruz…
Bu sorunun yanıtını 1 Kasım seçimlerinde sandıklar açılana, sonuçlar açıklanana kadar da bilemeyeceğiz.
Milletvekilliği siyasette önemli ve yüksek bir makamdır.
Bunun ötesi ya bakanlık ya da başbakanlıktır.
Böyle makamlara bir günde gelinmez.
1 Kasım seçim sonuçları ne olursa olsun, sandıktan ne çıkarsa çıksın, milletvekillerinin toplumla olan ilişkilerini yakın takibe alan, onları adım adım izleyen ve izlenimlerini toplumla paylaşan milletvekili izleme komitesi MUMİKOM’u yeniden devreye sokmakta, işlevsel hale getirmekte fayda var.
MUMİKOM, sadece seçen için değil seçilen içinde bir disiplin sağlaması açısından önemli.
Muğla olarak bu tür bir disipline şiddetle ihtiyacımız var.
Seçen-seçilen ilişkisinin bir sonraki aşamasında bakarsınız “Muğla Belediyelerini İzleme Komitesi” MUBEKOM’u da kurar, seçilenlerin seçenlere hesap vermesini, seçenlerin seçilenlerden hesap sormasını kolaylaştırırız.