Tartışmayı Gazeteci Özcan Özgür başlattı.
İyi etti…
Özcan Özgür;
Nüfus cüzdanınızın doğum yerinde ne yazıyor? diye sordu.
Muğla Mutfağına, Menteşe Mutfağı mı diyeceğiz?
Ya Muğla Köftesine? Menteşe Köftesi (!)
Peki ya Muğla Kebabına? “Menteşe Kebabı mı diyeceğiz?” dedi.
Yüzlerce yıllık Muğla Saraylısı, Menteşe Saraylısı olarak mı anılacak?
Muğla Kavununa; Menteşe Kavunu mu diyeceğiz?
Ya Muğla Tarhanasına?
Muğla Arastası, Menteşe Arastası mı olacak?
Eğer il merkezi Muğla, Menteşe adını aldıysa (!) başında Muğla olan kurumlar ya da meslek odaları mesela Muğla Ticaret ve Sanayi Odası, il merkezi örgütlenmesinden ilçe merkezi örgütlenmesine geçerek Menteşe Ticaret ve Sanayi Odası’na mı dönüşecek?
Yoksa Yatağan, Ula, Ortaca, Köyceğiz, Dalaman ve Datça ilçeleri MUTSO’ya bağlı olduğu için “Ben il genelinde bir örgütlenmeyim, adımı değiştirmem mi” diyecek?
Eğer öyleyse yeni kurulan Menteşe ilçesine de tıpkı Fethiye, Marmaris, Bodrum ve Milas gibi yeni bir oda mı gerekecek?
Kaymakamlığı kurulan Menteşe’de resmi kurumların Menteşe ilçe müdürlükleri kurulurken, sektörel sitelerin sahibi olan ve ilin ticari merkezlerinden birisi kabul edilen Menteşe’de yeni bir Ticaret ve Sanayi Odası kurulması gerekmez mi?
Yine adında Muğla bulunan birçok kurumdan birisi olan Muğla Genç İşadamları Derneği, Menteşe olarak adını mı değiştirecek?
Muğla Adliye Sarayı, Muğla Adliye Sarayı olarak mı kalacak?
Peki ya bankalar?
Onlar ne yapacak?
Muğla Şubesi (merkez şube) olarak hizmet veren onlarca banka; Menteşe Şubelerini açacaklar mı?
Bankacılık yasası bu işe ne diyecek?
Bunlar kafa karışıklığı yaratan ve bizi allak bullak eden, cevap bekleyen sorular ancak karşımızda bu sorulara cevap verecek bir mekanizma yok.
Muğla tanımlamasını Menteşe olarak yazmakta zorlananlardan birisi olarak belirtmeliyim ki; Büyükşehir Yasası ile değişen idari yapılanma bizde büyük bir travma yarattı.
Bu nedenle Gazeteci Özcan Özgür “Hiç farkında değiliz, ama ‘toplumsal belleğimizi’ yitirmekle karşı karşıyayız” tespitinde yerden göğe kadar haklı.
Muğla il merkezine “Menteşe” adı verilirken Muğlalılara, iki farklı yerleşkeyi bir sepete koyan “Seydikemer” adı verilirken Fethiyelilere sorulmadı.
Siyasi meşruiyetini referandumlara yaslayanlar isim değişikliği konusunda Muğla’da ve Fethiye’de bir referandum yapmaya gerek duymadılar.
Dönemin iktidar milletvekilleri böylesi önemli bir konuda halka sormak varken, işi masa başında hallettiler.
“Toprağın üstünde yaşayan halka sormadılar”.
O süreçte kendilerinden çok şey beklediğimiz ancak yöntem ve uygulamalarıyla bizde ve tüm toplumda hayal kırıklığı yaratan Ak Parti Muğla Eski Milletvekilleri; Yüksel Özden ve Ali Boğa siyasette olduğu gibi isim babalığında da sınıfta kaldılar.
Meseleyi kendi algıları içinde değerlendirdiler ve bizlere ‘öyle uygun gördük’ dedikleri özensiz bir miras bıraktılar.
İlin siyasi kodlarına yapamadıkları müdaheleyi (!) belki de bu yöntemle yapmak istediler.
İsim değiştirerek, toplumun yaşam tarzını değiştirecek bir sonuca ulaşmak istediler (!)
Ama olmadı.
Muğla’nın sütünden ‘yoğurt’ tutmadı.
Bir ödül gibi sunulan büyükşehir yasası kısa sürede bizim için bir cezaya dönüşse de Muğla siyasi tercihlerini değiştirmedi.
Büyükşehir yasasıyla gelen idari yapılanmanın uygulanabilirliği bizim için hala büyük bir sorun teşkil ediyor.
Muğla’nın ‘Menteşe’ adını almasını da bu kapsamda değerlendirmek gerekiyor.
Bu sosyal sorunun altında siyasi bir gerekçe aranmadığı sürece, bir sonuca ulaşmamız mümkün görünmüyor.
Soru şu;
Siyasi tercihlerini ve oylarını, tarihi evlerini, bacalarını, kapılarını, yaylasını, yurdunu, kavununu, arastasını ve dahi kendine ait onca değerini özenle koruma başarısı gösteren Muğla, binlerce yıllık tanımlaması olan adını neden koruyamıyor?
Sizi bilemeyiz, “Muğla merkez için Menteşe yazmaya elimiz varmıyor” diyerek sonlayalım.
Geçte olsa referandumu zorlayalım…