Başlığı okuyunca yeni bir sinema açıldı sanılmasın.
Adı Muğla olan bir sinema işletmemiz yok.
Kimsenin öyle bir derdi de yok.
Ama bizim ‘Muğla Sineması’ yaratmak gibi bir derdimiz var.
Muğla’yı dekor olmanın ötesine taşımak,
Ulusal Bağımsız Sinemayı yaratmak,
İstanbul film-dizi endüstrisi ve bu endüstrinin üretim şemalarına alternatif getirmek gibi bir derdimiz var.
Yönetmen Yüksel Aksu’nun;
‘Dondurmam Gaymak ve Entel Köy Efe Köye karşı’ filmleri ile temelleri atılan Muğla Sineması, Sinema Atölyesi ile kendisine gerekli olan zemini de yarattı.
Zemin yaratmanın ötesinde atölye; sistemin dışında bağımsız sinema için gerekli olan kurucu iradeyi de oluşturdu.
Dondurmam Gaymak,
Entel Köy Efe Köye karşı filmleriyle kuruluşunu tamamlayan Muğla Sineması şimdi serinin üçüncü sinema filmi için kolları sıvadı.
Yönetmen Yüksel Aksu ve ekibi ‘İftarlık Gazoz’ filminin çekimlerine yakındır başlayacak.
İftarlık Gazoz’la, Muğla Sineması ilk üç filmini tamamlamış olacak.
Bu süreçte çekimlerine başlanan ve yönetmenliğini Türkan Şoray’ın yaptığı ‘Eski Köye Yeni Adet’ filmini de Muğla Sineması kapsamında gördüğümüzü ifade etmek gerek.
Film sektörüne yapılan onca öneri ve sunulan imkân arasında Türkan Şoray gibi usta bir sinemacının Muğla’yı tercih etmesi Muğla Sineması’nın üretim değerlerinin ortaya konması açısından büyük önem taşıyor.
Henüz sinema endüstrisinin haberi olmasa da; Muğla Sineması, Ulusal Bağımsız Sinema’nın yaratılması için ihtiyaç duyulan zemini ve iradeyi oluşturmuş durumda.
Tabi ki iş sinema filmi çekmekle,
Üretim değerlerini yaratmakla bitmiyor.
Ortaya çıkan üretim değerlerinin ulusal ve uluslararası boyutta sergilenmesi de gerekiyor.
Dondurmam Gaymak,
Entel Köy Efe Köye Karşı,
Eski Köye Yeni Adet
Ve İftarlık Gazoz gibi örneklemelerin ardından Ulusal Bağımsız Sinema için bir sonraki aşamada bize gerekli olan bir Film Festivali…
Festivalin Muğla Sineması filmleriyle, sistemin dışında kalan bağımsız sinema örnekleri, film çekim tahtasıyla birlikte belgeseller ve kısa metrajlı filmleri içine alarak kapsamını genişletmesi gerekiyor.
Ama önce Sinema Atölyesi’ni, Muğla Sinema Enstitüsüne dönüştürmemiz gerek.
Kendi oyuncusunu, kendi senaristini ve kendi yönetmenini yetiştiren Sinema Atölyesi’nin kendi marka değerini ve prodüksiyonlarını yaratması için bir Enstitüye dönüşmesi gerek…
Yönetmen Yüksel Aksu ve ekibinin özverili çabalarıyla ve gönüllük esasıyla yarattığı Muğla Sineması’nın hazırlık sınıfını oluşturan Sinema Atölyesi’ni bu süreçte akademik ve bilimsel düzeye taşıyacak Enstitüye dönüştürmek artık sinemacıların sorumluluğunda değil, bizim sorumluluğumuzda.
Bu sorumluluk artık kentin ve kentlinin…
Sorumluluk Muğla dekoruyla ucuz senaryolarla seviyesiz ve özensiz süreli kıytırık ürünlerden rahatsızlık duyan herkesin…
Bir tespitle sonlayalım.
Dondurmam Gaymak, Entel Köy ve İftarlık Gazoz üçlemesiyle Muğla Sineması’nı,
Muğla Sineması da Ulusal Bağımsız Sinema’nın yaratılması için ihtiyaç duyulan zemini ve iradeyi oluşturmuş durumda.
Kırsaldan kıyısına sahip olduğu değer, kaynak ve olanaklarıyla sinema endüstrisi açısından doğal bir plato konumunda olan Muğla, bu durumu bir avantaja çevirebilir.
Bunun için Sinema Atölyesi’nin bir Enstitüye dönüştürülmesi ilk adım olarak görülmelidir.
Muğla Sineması’nın üretim değerlerinin uluslararası boyutta sergilenmesi için gerekli olan Film Festivali de işin ikinci adımıdır.
Muğla; Sinema Enstitüsü ile altyapısını, Film Festivali ile uluslararası üst yapısını oluşturabilir.
Üretim ve marka değerlerinin içine sinemayı dâhil ederek ulusal bağımsız sinema misyonuyla uluslar arası bir vizyonun sahibi olabilir.
Bu öyle sanıldığı kadar zor bir iş değildir…