MUĞLA’DA DA İNLERİNE GİRİLECEK
Muğla’da 17 Mayıs’ta Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında 14 işadamı gözaltına alınmıştı. 14 iş adamı “Suç İşlemek için Örgüt Kurma ve Üye Olma, Örgüte Finansal Destek Sağlamak, Milli, Dini ve İnsani Duyguları istismar etmek suretiyle Himmet adı altında Yardım toplama gibi” suçları işlediği iddiasıyla savcılığa sevk edilmişti. 14 iş adamı savcılık ifadelerinin ardından serbest bırakılmıştı.
Geride bıraktığımız haftanın son gününde Muğla Emniyeti FETÖ/PDY terör örgütüne yönelik yeni bir operasyon düzenlendi. Operasyonda 17 Mayıs’ta FETÖ soruştuması kapsamında gözaltına alınan ve savcılık tarafından serbest bırakılan kişiler arasında yer alan 12 kişi yeniden göz altına alındı.
Muğla Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma doğrultusunda İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri tarafından kentteki bazı iş adamlarının ev ve iş yerlerinde arama yapıldı.
Operasyon sonucunda; Ali A., Fikret K., İlyas D., Mustafa A., Ömer D., Süleyman U., Tahir P., Veysi Y., Hüseyin T., İsmail Y., Hasan H.K. ve Saffet G. gözaltına alındı.
Gözaltına alınan işadamları emniyetteki ifadelerinin ardından adliyeye sevk edilecekler.
Suçsuz olanlar hürriyetlerine kavuşacak, suçlu görülenler ise cezaevini boylayacak.
Yine operasyon kapsamında gözaltına alınan 12 kişinin haricinde merkezde 9 kişinin ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda bulunamadıkları bilgisine ulaşıldı.
Bu bilgi doğrulanmadı. Ancak kamuoyunda 9 kişinin kayıplara karıştığı bilgisi kulaktan kulağa yayıldı.
Kayıplara karışan isimler konusunda çeşitli yönlendirmeler (manipülasyon) yapıldı.
Bu süreçte haddinden fazla yönlendirmeye tanık olduk.
Tüm bunlara karşın 15 Temmuz’dan bu yana Muğla merkez kamuoyunda FETÖ/PDY terör örgütüne yönelik yeterli düzeyde operasyon yapılmadığı algısı oluştu.
Ancak gerçekte durum böyle değildi ve bize göre bunun bir tek nedeni vardı.
Marmaris’te Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikast düzenleyen hain terör timinin Muğla’da ele geçirilmesi ile başlayan süreçte; Muğla Adliyesi, Muğla Emniyeti ve İl Jandarması tarihsel bir sorumluluk yüküyle sıradışı bir yoğunluk yaşadı.
Biliyoruz ki; günlerce süren bir kovalamacanın ardından darbecileri tek tek sorgulamak, örgüte yönelik kodları çözmek, darbenin kılcal damarlarına ulaşmak hiç kolay değil.
İfade etmeliyiz ki; 15 Temmuz’da burnumuzun dibinde bir hakimin veya bir savcının, bir emniyet müdürünün ya da bir komutanın görev süresi boyunca belki de bir kez karşılaşabileceği ender bir olay yaşandı. Darbe girişimiyle aslında büyük bir işgal hedeflenmişti.
İnanın hiç kolay olmadı.
Hain suikastla darbe girişiminin merkezinde yer alan, o karanlık gecenin en aktif, en yoğun bölgelerinden birisi olan Muğla; tüm bu süreçte yargısıyla, askeriyle, polisiyle büyük ve tarihsel sınavdan yüz akıyla çıktı.
15 Temmuz’da darbeye direnen yüzlerce insana kurşun sıkıldı, meclise, cumhurbaşkanlığı köşküne bombalar atıldı. O gece cumhuriyete ve demokrasiye inanan binlerce insan sokaklara döküldü, hain darbe girişimini ve büyük bir işgali engelledi. Bunların hepsine tamam, bunların hiçbirisini unutmuş değiliz.
Ancak bu süreçte Muğla’da ülkenin Cumhurbaşkanı’na karşı suikast düzenlendiğini de unutmamak gerek. Önemle altını çizmeliyiz ki tüm bu süreçte valilik başta olmak üzere Muğla yargısı, polisi ve askeri sıradışı bir çabayla bu tarihsel süreci başarıyla yönetti.
Her bir soruşturması gittikçe derinleşen ve derinleştikçe hain terör örgütünün işgal girişimine yönelik şifrelerin çözüldüğü, büyük bir hassasiyetle yürütülen bu süreçte kente yönelik operasyonlar da gecikmeler yaşandı.
Bu son derece normaldi.
Zira yargının ve güvenlik güçlerinin yükü çok ağırdı, ötesinde her birisinin tarihsel sorumlulukları vardı. Bu süreçte biz, kente yönelik operasyonlara ilişkin acele edilmemesi yönünde görüş bildirmiş, “acele etmeyin, bekleyin” demiştik.
Bu öneriyle kamuoyunun beklentilerini karşıladık mı? bilmiyoruz.
Bildiğimiz, büyük ve yoğun bir süreçten çıkan yargının ve güvenlik güçlerinın, kente yönelik operasyonlar için düğmeye basma olanağına daha yeni kavuştuğu…
Bu noktada 17 Mayıs’ta göz altına alınarak sorgulanan ve ardından serbest bırakılanlar arasından 12’sinin yeniden göz altına alınmasını, yeni sürecin başlangıcı olarak görmek ve kabul etmek gerek.
İnanıyoruz ki bu süreçte soruşturmaların tamamı derinleşecek.
Muğla’da da inlerine girilecek…