MUĞLALI NEDEN İŞ BEĞENMİYOR?
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Osman Arıkan Nacar geçtiğimiz hafta İşkur İl Müdürlüğü tarafından organize edilen 3. İnsan Kaynakları ve İstihdam Fuarı’na katılmış ve burada yaptığı konuşmada Muğla’da 18 bin boş iş pozisyonu olduğunu açıklamıştı.
Bu açıklama ile işsizlerin büyük çoğunluğunun İşkur’a müracat ettiği ancak İşkur’un önerdiği işe gitmediği ortaya çıktı.
Bizde bunun üzerine ‘Muğlalı neden iş beğenmiyor?’ sorusunun cevabını aramaya karar verdik.
Sosyolojik temelli bu soruyu işin erbabına, İşkur İl Müdürü İlyas Sarıyerli’ye soralım dedik.
Bir önceki yazıyı bu sözlerle bitirmiştik.
Kaldığımız yerden devam edelim.
İşkur İl Müdürü İlyas Sarıyerli’ye ‘Muğlalı neden iş beğenmiyor?’ diye sorduk.
Sarıyerli şunları söyledi:
“Muğla kalkınmış illerimizden birisi. Kalkınmışlıkta 8. sırada. Yani iş ihtiyacı için müracat edenlerin, bir şekilde kıyıdan köşeden geliri var. Ne onlar? Muğla coğrafi açıdan çok şanslı bir il. Aynı yıl içerisinde iki mahsül alınabilen bir toprak yapısına sahip. Ötesinde Muğlalı’nın kira geliri, tarım geliri, orman ürünleri geliri, zeytin, hayvancılık, arıcılık, dokumacılık gibi çeşitli gelirleri var. Bunlar olmasa bile evinin önünde gıda ihtiyacını karşılayan bir bahçesi var. Oradan yazlık kışlık yicek ihtiyacını karşılıyor. Bunun karşılığında vatandaşın, aylık asgari ücrete yakın ya da denk düşen bir geliri mevcut. Bu tür vatandaşlarımız nakit olmasa da ayni bir gelirin sahibi. Böyle olunca, bize müracat eden vatandaşımız; ‘İstediğim iş olursa çalışırım’ noktasına geliyor. Tüm bu unsurlar işsiz olan vatandaşımızı ‘işi beğenmeme’ tercihine getiriyor. Geçtiğimiz günlerde Muğla’da bin 500 kişilik istihdama 5 bin kişi başvurdu. Aynı işe bir başka kentte inanın en az 10 ya da 15 bin kişi başvururdu. Yukarıdaki veriler ışığında sorunun sosyolojik boyutlu olduğunu söylemek gerekiyor. Öte yandan önemli bir veriyi daha sizinle paylaşmak isterim. Muğla’da Toplum Yararı Programı’nın (TYD) tercih ediliyor olmasının nedeni şu: Bu program kapsamında işe girenler; 8-5 mesai ile çalışıyorlar. Üstelik Cumartesi-Pazarları tatil (!) Adam hafta içinde mesai bitti mi evine gidiyor, kendi işine gücüne bakıyor, bağıyla bahçesiyle uğraşıyor ve bu uğraştanda ek gelir elde ediyor. Bu avantaja Cumartesi Pazar’ı da eklersek, tüm bu süreçte adam zeytinini silkiyor, balını sıyırıyor, portakalını topluyor. Unutmayalım ki Muğla’nın yüzde 56’sı kırsalda yaşıyor. Ancak şehirde yaşamasına rağmen Muğlalı’nın bir şekilde kırsalla bağı, bağlantısı sürüyor.”…
Fazla söze gerek yok.
Bir tespitle bitirelim.
Yukarıda yer alan tespitlerin tamamı sosyolojik temelli.
‘Kente sosyolojik bakmayı öğrenmek’ kentin geleceği açısından çok önemli.