Bir önceki yazıda Eşraf Otoritesi’ni kaleme almıştık. Bir bilim adamının kentin gerçekleri ile ilgili açıklamalarının ve tespitlerinin ardından, soluğu kentin sosyal ve siyasal yaşamı ile ilgili tarihsel süreci kendi penceresinden kaleme alan Erman Şahin’in yanında aldım. Geçtiğimiz günlerde birinci cildi yayınlanan ve bu ara soluksuz okuduğum “Belediye Başkanı” adlı kitabın yazarı Erman Şahin ağabeyime de “Eşraf Otoritesi”ni sordum. Birilerinin Erman Şahin’e 1973 seçimlerinde CHP’den belediye başkan adayı olduğunda; “Bu adamın yüzü gülmüyor, bundan Belediye Reisi olmaz” dediğini biliyordum. Güler yüzlü bir belediye başkanını kim ya da kimler, hangi gerekçeyle istemişlerdi? Merak ediyordum.
***
Erman Şahin’in “Gofrası” (mekanı) benim için eğri odunun olmadığı bir dergah. Erman Şahin Ağabeyime de ziyaretlerimin birinde “Eşrafı” sordum ve dergaha yeni girmiş bir talebe suskunluğunda onu dinlemeye koyuldum. Şahin’in bugüne kadar bu konuda hiç açıklama yapmadığını biliyordum. Sorumun ardından o da çok kısa konuştu. Mavi bakan çakmak gözlerini bana dikti ve aynen şöyle söyledi. “1919’u bilmeden bu konuyu konuşamayız”…
***
1919’da ne olduğu, mutlaka bir gün yazılacak. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e miras kalan Eşraf Otoritesi’nin bir sonraki yüzyıla nasıl ve hangi şartlarda geçiş yaptığı mutlaka kaleme alınacak. Dönemin sosyal, kültürel ve siyasi gelişmelerinin yer aldığı bir araştırma inanıyorum ki bu güne kadar varlığını kayıpsız olarak sürdüren Eşraf Otoritesi’ni iyi anlamamıza neden olacak.
***
Biliyorsunuz; üç dönem Belediye Başkanlığı ve bir dönem Bakanlık yapan Erman Şahin, hiçbir zaman “politikacı” sıfatından hazzetmedi. Kendini politikacı olarak değil, her zaman “yurtsever” bir kamu görevlisi olarak tanımladı. Erman Şahin, uzunca bir süredir de toplumsal sorumluluk bilinci ile bütün vaktini, enerjisini kitap yazmaya ayırdı. Şahin şimdi de kentin yaşam kültürünü, sosyal ve siyasi geleneklerini, bizzat bir aktör olarak tanığı olduğu tarihsel süreci kaleme alıyor. Büyükbaba Erman Şahin’den, torun Erman Şahin’e, bir sonraki kuşağa tüm yaşananları taşımak istiyor.
***
Erman Şahin, Belediye Başkanı kitabının ikinci cildini tamamladıktan sonra önümüzdeki süreçte umuyoruz ki “1919’da ne olduğunu” da kaleme alacak ve bize çok değerli bir miras daha bırakacak. Şahin’in bu döneme ait bazı belgelere de ulaştığını tahmin ediyorum. Başta Erman Şahin olmak üzere eli kalem tutan ve kenti yazan tüm yazarlarımızın sağlık ve sıhhatleri bize bırakacakları miras nedeniyle de üzerlerinden eksik olmasın istiyorum.
***
Bu ara Erman Şahin’in “Gofrası”na (mekanına) sıkça uğruyorum. Her gidişimde ruhumun bilgilenme konusundaki açlığını ondan aldıklarımla doyuruyorum. Doymakla kalmıyor, onun anlatılarından ve yazdıklarından kentin şifrelerine ve kodlarına ulaşıyorum. Bu yanı ile sayın Erman Şahin, benim için büyük ve sonsuz bir kaynak. Ancak bu kent, bu kaynaktan yeterince yararlanamıyor. Özellikle de CHP! Ne yerel yöneticiler, ne de siyasiler! Birçoğu CHP geleneğini ve bakış açısını oluşturan bu değerli kaynaktan beslenmiyor, hatta uzak duruyor.
***
İddialı bir laf edelim ve bir öneride bulunalım. CHP’li yöneticiler bir gün; yerel bir siyaset akademisine ihtiyaç duyarlarsa çalacakları ilk kapı Sayın Erman Şahin’in kapısı olmalı. Erman Şahin, özellikle CHP örgütünü ve kent siyasetini sarıp sarmalayan seçilebilme gayretinin siyasetten sayılmayacağını bize anlatacak isim listesinin ilk sıralarında yer alıyor. Erman Şahin, Tufan Doğu, Musa Gökbel gibi siyasetin kanaat önderlerine ve onların siyaset tariflemesine bu süreçte çok ihtiyacımız var. Onların sayesinde CHP’de siyaset kendi zeminine ve kültürüne ve geleneğine geri dönebilir.
***
İtiraf etmeliyim. “Muğlalı” olmayı, “Sade Muğlalı” değerlerinin ne olduğunu, kentin var olan bakış açısını ve bu bakış açısının derinliğini ve felsefesini ben Erman Abim’den öğrendim. Şahin’in “Muğla’dan bakınca Türkiye çok güzel bir ülke, korkmayın bu ülkeye bir şey olmaz, temelleri çelik kadar sağlamdır” tanımlaması altında müthiş ve Muğla’ya özgü bakış açısının olduğunu biliyorum. Kentin sosyal ve siyasal yaşamının erozyona uğradığı, sosyal yaşam geleneklerinin değiştirilmeye çalışıldığı şu günde Erman Şahin’in bize yüklemeye çalıştığı Muğla’ya özgü bakış açısına çok ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Eğer; “Muğla korunacak ya da yeniden kurulacaksa” bu Erman Şahin’in bize hissettirmeye çalıştığı Muğla’ya özgü bakış açısı ile yapılmalı.
***
Muğla’ya özgü bakış açısı ve Muğla’ya özgü yönetim şeklinin toplumun tüm unsurları tarafından daha iyi anlaşılması için Sayın Erman Şahin’in “Belediye Başkanı” adı taşıyan kitabını herkese öneriyorum. Kitap; kentin 1960-1980 tarihleri arasındaki yakın tarihine ışık tutuyor. Kitapta olaylar, insanlar ve yaşanmışlıklar kronolojik bir şekilde yer alıyor.