Haberi ilk olarak Gazeteci meslektaşımız Halil Eğriboyun yaptı. CHP’li bir İl Genel Meclis Üyesi daha önceden uyarmıştı. “Muğla’yı bekleyen büyük bir yıkım var” demişti. Biz o ara siyasetin içinde ön seçimdi, sandıktı diye debelendiğimiz için (!) olayı ve uyarıyı unutmuştuk. Ancak meslektaşımız Halil Eğriboyun unutmamış.
***
Belirtelim. Büyükşehir statüsüne kavuşan Muğla’da, Mart ayında yapılacak yerel seçimde, seçilecek olan büyük şehir belediye başkanını büyük sorunlar bekliyor. Bu sorunlardan bir tanesi de kaçak yapılar (!) Gazeteci hassasiyetiyle olayı ele alan Eğriboyun “Muğla’yı bekleyen büyük yıkım”haberinde,Büyükşehir Belediye Başkanını bekleyen en önemli sorunlardan birisine belki de en önemlisine dikkat çekmiş oldu. Hafızamızı tazeleyen bu haberi sizlerle de paylaşalım istiyoruz.
***
Muğla’yı bekleyen büyük yıkım (!) başlığı taşıyan Halil Eğriboyun haberini bir kez daha anımsayalım.
***
“Bütünşehir yapılan Muğla’da yeni başkanın önüne gelecek en önemli sorun kaçak binalar olacak. Bütünşehir sınırları içinde 5 bin 597, il genelinde ise toplam 10 bin civarında kaçak yapı bulunuyor.
Adaylardan birini Muğla’nın Bütünşehir Belediye Başkanı yapacak olan seçimler sonrasında koltuğa oturacak olan başkan, Muğla İl Özel İdare Genel Sekreterliği sorumluluk alanında yıkımı bekleyen 5 bin 597 kaçak yapıyı kucağında bulacak. Muğla Büyükşehir Belediye Başkan adayları, seçimden sonra önlerine gelecek kaçak yapılar ile ilgili olarak bir açıklama yapmaktan kaçınırken, Muğla’nın bu büyük sorununa çözüm getirecek bir çalışma içinde bulunmadıkları anlaşıldı. Muğla Valiliğine kaçak yapılar konusunda bilgi için yaptığımız başvuru üzerine, İl Özel İdare Genel sekreterliği tarafından yazılı açıklama gönderildi. Açıklamada, il genelinde Özel İdare sorumluluk alanında, yıkım kararı için 5 bin 597 kaçak yapı bulunduğu belirtildi”…
***
Haber devam ediyor…
***
“Muğla Özel İdare Genel Sekreterliği İmar ve Kentsel İyileştirme Müdürlüğü’nün kaçak yapılarla ilgili olarak rutin çalışma ve denetimlerinin devam ettiği belirtildi. Ayrıca Kaçak yapıların yıkım iş ve işlemlerin Valilik takdirinde bulunduğu hatırlatılarak, ‘Yıkımlar, Valilik makamının belirleyeceği bir ödenek ve hazırlayacağı program dâhilinde gerçekleşecektir’ şeklinde bilgi verildi.
Genel Sekreter Vekili Veli Çelik’in yazılı bilgilendirmesinde ‘Kıyı şeridinde bulunan alanlar yalnızca idaremiz yetki alanında değil, aynı zamanda ilçe ve belde belediyesi sınırları ve mücavir alanları yetki ve sorumluluğunda kalmakta olduğundan ilgili dilekçede talep edilen kıyı şeridinde kalan kaçak yapılara ait bütüncül bir çalışma idaremiz kayıtlarında yer almamaktadır’ denildi.
İlçe ve Belediye sınırları ve mücavir alanları da dikkate alındığında, kaçak yapı sayısının yaklaşık 10 bin civarında olduğu bildirildi. 850 bin nüfuslu Muğla’da 200 civarında konut bulunduğu varsayılırsa, her yüz yapıdan 5’i kaçak konumunda bulunuyor”.
***
Olayı enine boyuna araştıran ve olayın dengesini tarafların sorumluluğu üzerine kuran Halil Eğriboyun haberinde İl Genel Meclisi görüşlerine de yer verdi.
***
“Muğla İl Genel Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu başkanlarından İl Genel Meclis Üyesi İbrahim Şimşek, Yıkımlara ödenek ayırmamalarının nedenini şöyle açıkladı; Gerçekleştirdiğimiz bütçelerde Özel İdare Genel Sekreterliği tarafından teklif edilen kaçak yapıların yıkımıyla ilgili ödenek tekliflerini her defasında değerlendirmeye almadık. Gerekçe olarak da yüz yıllardan bu yana dedelerin atalarının topraklarında yaşayan halkın gerek kendileri, gerekse çocukları için barınma ihtiyacını karşılamak amacıyla yapmış oldukları evlerinin başlarına yıkılmasını reva görmedik. Çünkü ÖÇK ve SİT adı altında korumaya alınan bu yerlerin gerçek sahiplerinin bu yerleşim alanlarında yaşayan halk olduğuna inanıyoruz. Yıkımlarda sonradan yerleşmiş ticari olarak faaliyet gösterenler değil, bu bölgelerde yaşayan halk etkilenecektir. Ayrıca, biz öteden beri masa başında hazırlanmış olan koruma amaçlı planların yerinde inceleme yapılarak, halkın barınma ve sosyal amaçlı ihtiyaçlarının karşılanması doğrultusunda, yasal düzenleme yapılmasını savunuyoruz”.
***
“Muğla’yı bekleyen büyük yıkım”haberinde Halil Eğriboyun yapılan araştırmalarda kaçak yapılan daha çok kıyı şeridi içinde yer alan köylerde yoğunlaştığına, kaçak yapılara da Özel Çevre Koruma Yasası’nın neden olduğuna şu sözlerle dikkat çekti…
***
“Özel Çevre Koruma alanı içinde kalan köylerde ‘Çivi çakamazsın’ anlayışı içindeki yapılaşma yasağı, kaçak yapılaşmanın çivisini çıkardı. Kaçak yapılar yoğunluklu olarak Özel Çevre Koruma (ÖÇK) birinci ve ikinci derecedeki SİT alanlarında yoğunlaştı. Bu köylerin bulunduğu alanlar ÖÇK bölgesi ve ÖÇK bu köyler ile ilgili olarak gerekli planları yapmadığı ortaya çıktı. Plansızlığın da kaçak yapılaşmayı tetiklediği Muğla kıyı bandı içinde kalan köylerde yıkılan binaların enkazı üzerine yeniden kaçak yapılar yapıldığı tespit edildi.
Bu köylerde yaşayan yurttaşlar ‘Devlet yıkacak biz yapacağız’ derken, ‘Bizim başka çaremiz yok. Ya köylerimizi ortadan kaldıracaklar, ya da biz kaçak yaşamaya devam edeceğiz. Biz kendi ülkemizde kaçak konumda bulunuyoruz’ diye tepki gösterdiler.
Yurttaşlar, kendilerini ‘Köylerimizde evlenecek bir gencin evinin olması şarttır. Evi olmayan gence kız verilmez. Bu nedenle gençlerimizin mutluluğu için kaçak konumda ev yapmak zorunda kaldık’ şeklinde savundular.
***
Gazeteci Halil Eğriboyun haberin sonunda İl Genel Meclisi’nin bu konuyla ilgili yaptığı çalışmaları şöyle özetledi.
***
“CHP’nin iktidar olduğu Muğla İl Genel Meclisi, il genelindeki kaçak yapılarla ilgili geniş bir çalışma yaptı. Muğla İl Genel Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu kaçak yapılarla ilgili olarak rapor düzenledi. Düzenlenen raporda; ‘Şu anda kırsal alanda yapılacak herhangi bir planlamada ilgili mevzuata uyma zorunluluğu bulunmakta olup, bu nedenle bu alanlarda herhangi bir planlamaya gidilmemektedir. Yani her anlamda (alışkanlıkları, sosyolojik yapısı, coğrafi konumu, florası, mülkiyet yapısı, yörenin yaşam tarzı) farklılık gösteren köyler şehir gibi düşünülüp belli bir takım standartlara dayanarak planlaması yapılmamaktadır. Bu konuda ÖÇK bir çalışma yapmamaktadır’ tespiti yapıldı.
Yıkım ödeneği CHP’nin iktidar olduğu Muğla İl Genel Meclisi’nin genel kurullarında tartışıldı. Her defasında da CHP, AKP ve MHP grupları oy birliği böyle bir ödeneğin karşılanmasının mümkün olmadığını belirterek, ödenek talebini reddetti. Ayrıca, kaçak yapılara çözüm üretme çalışmaları yapıldı. İl Genel Meclisi’nin çalışmalarında kaçak yapılara TBMM’sinin çözüm getirebileceği belirtildi. TBMM’sinin bir an önce gerekli yasal düzenlemeler yapması gerektiği vurgulandığı çalışmalarda, ‘Kaçak yapıları yıkımla ortadan kaldırmak mümkün değildir. Özellikle Özel Çevre Koruma alanları içinde kalan köy kasaba gibi yerleşim birimlerinde yapılaşma yasağı çivi çakamazsın anlayışından çıkarılması gerekmektedir. Buralarda köylülerin kendi mülklerine başını sokacağı bir ev yapma imkânı verilmelidir. Bunun içinde yasal düzenlemeler ihtiyaç vardır. Bu da bizim değil, büyük meclisin görevidir’ vurgusu yapıldı”…
***
2014 Yerel Seçimleri öncesinde, seçime katılacak olan siyasi partiler, büyük şehir belediye başkan adaylarını belirlediler. Buna göre; CHP’de Dr. Osman Gürün, AK Parti’de Prof. Dr. Mansur Harmandar, MHP’de Mehmet Erdoğan, BBP’de Harun Akın, HDP’de Ayşe Erdem, SP’de Hakkı Kavas büyükşehir için yarışacaklar ve bu adaylardan birisi büyükşehir koltuğuna oturacak.
Biliyorsunuz büyükşehir yasasıyla İl Özel İdaresi kapanacak ve Özel İdare’nin tasarrufu büyükşehire geçecek. Büyük şehrin büyük başkanı, İl Özel İdare Genel Sekreterliği sorumluluk alanında yıkımı bekleyen 5 bin 597, il genelinde ise toplam 10 bin civarında kaçak yapıyı kucağında bulacak.
Peki 30 Mart’ta seçilecek Büyükşehir Belediye Başkanı (!)
Bu durum da ne yapacak?
Bu sorunun yanıtı (!) seçilecek büyükşehir belediye başkanına göre değişecek…