CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, “Cumhuriyetin İkinci Yüzyılına Son Çağrı” adlı manifestosu ile CHP Genel Başkanlığı’na aday olduğunu açıkladı.
40 sayfalık manifestosuyla Balbay, 2019 seçimlerine ve devamında 2023 seçimlerine taşıyacak bir yönetimin belirlenmesi için ortaya bir iddia koydu.
CHP’de değişimi tarifleyen Balbay, 5 yılda 78 genel başkan yardımcısını değiştirmekle değişim yaşanmayacağına dikkat çekerek bu süreçteki “yeni bir yön, yeni bir yöntem, yeni bir yönetim” tespitini yineledi.
Balbay, “Cumhuriyetin 100. yılına bu halde gidemeyiz” demeye getirdi.
Manifesto niteliği taşıyan kurultay bildirgesini 10 ana başlıkta toplayan Balbay, partinin yeni vizyona yönelik önermelerini şu başlıklarda topladı:
-İkinci yüzyıla çağrı,
-Birinci yüzyılda başardıklarımız,
-Geleceğe yolculuk,
-Türkiye küreselleşmesi,
-Barış ekonomisi,
-İktisadi demokrasi,
-Kürt sorunu baş başa çözülür,
-Cumhuriyet gençtir gençlerindir,
-Beşik sallayan kadın dünyayı da sallar,
-Devrim CHP’den başlar…
Gazeteci Milletvekili Mustafa Balbay’ın bir iddiası var.
Balbay, CHP’nin Cumhuriyetin 100. yılda iktidar olmasını istiyor.
Balbay, kurucu irade olarak CHP nasıl Cumhuriyetin ilk 100 yılını belirledi ise ikinci 100 yılını da belirlesin, damgasını vursun istiyor.
19 ayda yapılan dört seçimde, aynı sonuçları aldıktan sonra, aynı şeyleri yaparak farklı bir sonuç beklemenin doğru olmayacağını ifade eden Balbay “Devrim CHP’den başlamalı” demek istiyor.
2019 seçimlerinin Cumhuriyetin 100. yılı öncesindeki son viraj olduğunu hatırlatan Mustafa Balbay, ‘Eski-Yeni CHP’ tartışmalarını; “CHP CHP’dir. Yenisi eskisi olmaz” diyerek geri çeviriyor.
Son viraj öncesinde daha kalıcı ve uyumlu bir ekip kurulması gerektiğini ifade eden Balbay, kendisine yöneltilen vefasızlık suçlamalarını şu sözlerle reddediyor:
“Ben CHP’yi yaralayan zarar veren bir şey yapmadım. CHP nasıl iktidar oluru paylaşıyorum. Bu anlamda siyasette vefa hizmet ettiğiniz takdirdir. O takdirin güçlenmesidir.”
Genel Başkan adaylığının parti içi muhalefet olarak algılanmasına da karşı çıkan Balbay, “Ben bu sefere neferim. Benim CHP’den başka mücadele zeminim yok. Kurultaya kadar yarış, kurultaydan sonra barış. Ben CHP’de parti içi muhalefet diye bir kavram tanımıyorum. Partinin içinde herkes düşüncesini, önerisini söyler” diyerek CHP’nin lider değil kadro partisi olduğuna dikkat çekiyor.
Balbay’ın aslında anlamlı bir şey yaptığını ifade edelim ve bir tespitle sonlayalım.
CHP’de Ocak ayı içerisinde yapılacak kurultay öncesinde yapılan il ve ilçe kongrelerinde ne mevcut adayların ne de muhalif grup adaylarının CHP genel merkezine ya da genel başkan değişikliğine yönelik bir açıklaması ve hedefi yok. Yani kongreler sürecindeki söylem ve rekabet, seçim sonuçlarına ve genel merkeze ya da genel başkana yönelik değil, yerel rekabet üzerinden yürütüldü.
Bu nedenle biz CHP’nin Ocak kurultayının genel anlamda bir hesap sorma kurultayı olmasını beklemiyoruz. Tabiki bu konuda birileri çıkıp konuşacak, Kılıçdaroğlu’nu ve yönetimleri suçlayacaktır. Ancak il-ilçe kongreleri sürecinde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun ya da yönetim kadrolarının değişmesine yönelik bir hedef olmaması, Mustafa Balbay’ın değişim isteğini ertelemesine neden olacaktır…
Zira CHP’de ses henüz ayakkabının vurduğu yerden gelmedi.