ÖDÜLLERE SİYASET Mİ KARIŞTI?
Muğla ASKF’ye yönelik yazılarımıza yanıt geldi.
ASKF tarafından cevap niteliğindeki duyuruda; “Bu gazetede bahsedilen yazıyı yazan yazar, hiçbir araştırma yapmadan tamamen iddialara dayanan çoğu asılsız olan yazısını kabul etmiyoruz” denilmiş.
Duyuru da; Gazete geçen sene ödül alırken ‘federasyon aynı federasyondu, tüzük aynı tüzüktü’ o zaman tek kelime yazmadınız, şimdi ödül almadığınızdan dolayı ödülle hiç ilgisi olmayan federasyon tüzüğünün ve çalışmalarının ödülle ne alakası var? diye sorulmuş.
Tüzük dokunulmazlığı ve tüzüklerin kabulü konusundaki engin tecrübelerin paylaşıldığı duyuruda “Kendileri ödül almadıkları için ‘bu onura sahip olduklarını’ belirtmektedirler peki ödül alanlara ne diyeceğiz?” diye de sorulmuş.
Bir gazeteci olarak ASKF’ye ve ASKF’nin düzenlemiş olduğu etkinlik ve toplantılarına ömrümüzde bir gün bile katılmadığımız, çalışmalardan bi haber olduğumuz vurgulanırken yazıda yer alan ‘mükerrer ödül’ tespitimizden neyi kast ettiğimiz anlaşılamamış.
Federasyonun kurulduğu günden bu güne kadar branş, sporcu ve kulüp sayısının çoğaltılması için var gücüyle çalıştığı, aldığı görevleri ve yaptığı bütün faaliyetleri eşit, adil ve büyük bir hakkaniyetle yaptığı, bütün kulüplere aynı yakınlık ve aynı uzaklıkta olduğu, eğer böyle bir çalışma yapılmasaydı federasyon başkanının ve yöneticilerinin bu kadar görevde kalamayacağı vurgusu yapılmış.
Federasyon ödüllerinin çok büyük bir titizlikle bazı kurum ve kuruluşlarının da desteği alınarak seçildiği belirtililen duyuruda “Futbol kulüplerinin sportif başarılarının nasıl engellendiği iddia edilen ahhab çavuş ilişkileri ve keyfi uygulamalara, sporda rekabet ve adalet ortamının yok edilmesine artık göz yumulmasın iddasının da ispatlanmasına davet ediyoruz” ifadelerine yer verilmiş.
Biz gazeteciyiz, hiç kimsenin ‘eleştiriliyoruz, sorgulanıyoruz’ diyerek göbek atmasını beklemiyoruz.
Eleştiri ve sorgulama mekanizmasının tepkiye ve reflekse yol açacağını biliyoruz.
Bu ne ilk ne de son.
Uçlarda ve sınırlarda yaşayan insanlar olarak gelen tepkilere; her daim hazırız.
Duyuru da bizi işaret eden “Vay efendim federasyon aynı federasyondu, tüzük aynı tüzüktü, bu yıl ödül almadılar ondan sallıyorlar, e şimdi ödül alanlara ne diyeceğiz” gibi kendisine mağduriyet ve ötesinde haklılık zemini yaratmaya çalışan tanımlamaları ipimize takmayız.
Nasır ağrısından kaynaklanan özensiz ve rövanşist tanımlamaların bizim üstümüzde bir etkisi olmaz.
Geçiniz…
İçinde biz olsakta olmasakta (!) hiç bir tartışma Sayın Mehmet Top’un 26 yıldır aynı koltukta görev yapmasını, tüzük değişikliği ile aynı koltukta oturuyor olması iddialarını ve gerçeğini değiştirmez.
Muğla ASKF’nin tüzüğü; ‘Hangi ihtiyaca cevap vermediği için değiştirilmiştir? Sorusunun yanıt beklediği şu günde tartışmanın tüzük zemininde değil (!) ödül zemini üzerinden yapılması ‘akıllıca’ bir iştir. Zira tüzük zemininin sağladığı ‘demokrasi dışı meşruiyetin’ tartışılacak ya da savunulacak bir yanı yoktur.
Bu noktada demokrasi dışı uygulamanın kamuoyunda ve spor camiasında yeniden gündeme getirilmesinden, tartışılmasından rahatsızlık duyanların tartışmayı; ödül alan- ödül veren düzeyine çekme gayretini de geri çevirecek değiliz.
Biz bu zemin üzerinden de tartışmayı sürdürebiliriz.
Muğla ASKF’den yapılan duyuru da; “Federasyon ödüllerinin çok büyük bir titizlikle, bazı kurum ve kuruluşların da desteği alınarak seçildiği ifadesine yer verilmiş.
Soralım o zaman;
Ödüllerin tespitinde görüşü alınan kurumlar hangileri?
Bu kurumdan kast edilen Muğla Gençlik Hizmetleri İl ve İlçe Müdürlükleri mi?
Bizi geçiniz (!)
Küçük bir ilçe olmasına rağmen yakaladığı başarı herkes tarafından takdir gören Köyceğiz Belediyespor Hentbol takımını ödüle layık görmeyen kim? İlgili müdürlük yetkilileri mi?
1.ligde mücadele eden takımın Antrenörü Kenan Engin; “Bireysel bir spor olsa, tek sporcu unutulabilir diye geçiştirebiliriz ama bizim yaptığımız spor takım sporu, seyircisi olan bir spor. Nedense bu onuru bize layık görmediler. Bizim suçumuz iyi bir takım olmak mı, yoksa bazılarının isteklerine biat etmemek mi?” serzenişiyle neyi kast ediyor?
Bu ifade de yer alan ‘biat etmek’ kelimesi ne anlama geliyor?
Kim ya da kimler Köyceğiz hentbol takımından biat etmesini istedi?
Yoksa iddia edildiği gibi bu takıma; önce ödül verildi (!) sonra üstü mü çizildi?
Eğer böyleyse; Köyceğiz Belediyespor’a verilen ödülün üstünü kim ya da kimler, hangi gerekçeyle çizdi?
Görev ve faaliyetlerini eşit, adil ve büyük bir hakkaniyetle yaptığını, bütün kulüplere aynı mesafede durduğunu iddia eden federasyon yetkilileri (!) ödülün iptal edilmesine hangi gerekçeyle izin verdi?
Bu ödüller; hangi kurumun, kimin ödülleri?
Yoksa bu süreçte ödül tespit kriterlerine; siyasette mi eklendi?
Eğer böyle ise, eğer işin içine siyaset karıştırıldı ise; biz elleri pantolon çizgisine gelmişlerin elinden
ödül almayarak gururlanmakta, kulüplerimize verilen ödülleri reddetmekte sonuna kadar haklıyız.
Eğer ortalıkta fink atan iddialar doğru ise (!) kimse bize ödüllerin çok büyük bir titizlikle seçilerek verildiği martavalını yutturmaya kalkmasın…
Eleştiri gelmezse ödülün sahibi olanlar, ödüllere yönelik eleştiriler karşısında başka kişi ve kurumları işaret eden, başkalarını hedef gösterenler kimseye de etik dersi vermeye kalkmasın…