CHP’de ön seçime destek veren aday adaylarını yazmaya devam.
Siyasi yaşamının hiçbir döneminde ön seçimden kaçmayan, sandık fobisi bulunmayan, örgüt iradesini her şeyin üzerinde gören siyasetçi Orhan Çakır, Kent Yazıları’nın bugünkü konuğu.
Aslında ne bizim size Orhan Çakır’ı anlatmaya ne de Orhan Çakır’ın bu yazıya ihtiyacı yok.
Ancak, örgüt iradesinin egemen kılınmaya çalışıldığı şu günde Orhan Çakır’ın aday adaylığını yazmadan, onun ön seçim gayretine dikkat çekmeden geçmek olmaz.
***
Orhan Çakır’ın aday adaylığı ile ilgili bir gerçeği kamuoyu ile paylaşalım.
Orhan Çakır, yaklaşık iki yıl önce Osman Gürün başkanlığındaki Muğla Belediyesinin yöntem ve uygulamalarını eleştiren bir grup CHP’linin “Geri Dön” çağrısı ile yeniden aktif siyasete döndü.
CHP tabanından gelen bu manidar çağrı “Hiç olmazsa bir dönem başkanlık yap, belediye başkanlarının elinde arka bahçeye dönen örgütü yeniden topla” önerisi taşıyordu.
***
Başkan Çakır; CHP’lilerden iki yıl önce gelen bu öneriyi geri çevirmedi.
“Örgütüm bana ne zaman ihtiyaç duyarsa göreve hazırım” diyerek kabul etti.
Arka bahçeye dönen örgütün belediye başkanları baskısından kurtulması ve örgütün parti içi demokrasiye dönmesi gerekiyordu. CHP, belediye başkanlarının yöntem ve uygulamaları ile halktan kopuyor, uzaklaşıyordu.
***
Bu süreçte Muğla henüz büyük şehir statüsüne kavuşmamıştı.
Başkan Çakır, bir dönem, partinin derlenip toparlanması adına, örgütten gelen bu öneriyi CHP tabanından gelen yoğun ısrar üzerine kabul etmiş ve ilk yerel seçimde Muğla belediye başkanlığına aday olacağını açıklamıştı.
Başkan Çakır, bir kez daha Muğla için göreve hazırdı.
***
Konuyu biraz daha detaylandıralım istiyoruz.
Orhan Çakır’ı yeniden adaylığa taşıyan iki nokta bulunuyor.
Bu noktalardan ilki;
Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün’ün yöntem ve uygulamalarının halkla, partiliyle, meslek odaları ve sivil toplum örgütleri ile çelişkisi…
İkincisi ise; Belediye başkanlarının elinde örgütün arka bahçeye dönmesi, parti içi demokrasiden uzaklaşılması…
***
Yani Orhan Çakır, durup dururken “ayranı kabardığı için” aday olmadı.
CHP’ler; Orhan Çakır’ı mevcut yerel statik yapıdan kurtulmanın yolunu açabilecek bir siyasetçi olarak görüyorlardı.
Orhan Çakır döneminden sonraki belediye sürecinde toplumsal çelişkiler yaşanmış, çok sayıda partili “lanet olsun” noktasına gelmişlerdi.
Orhan Çakır işte bütün bu unsurların ortak siyasi projesine dönüşmüştü.
Orhan Çakır’la CHP kendi kodlarına da geri dönebilirdi.
Kendisine bizim de tanıklık ettiğimiz “aday ol” önerisi bu çerçevede yapıldı.
Çünkü kimse Başkan Çakır’ın, sol, sosyal demokrat kimliğinden, halkçılığından, sosyal belediyeciliğinden şüphe duymuyordu.
Çakır, belediye başkanı olarak görev yaptığı iki hizmet döneminde belediyecilik anlayışını ortaya koymuş ve zaten toplumun takdirini kazanmıştı.
Orhan Çakır, belediye başkanı olarak hiçbir zaman “mevzuat izin vermiyor” ve “emsal oluşturur” gibi abuk mezaretleri vatandaşın önüne koymamıştı.
Fiili durumcuydu ve tercihini vatandaştan yana kullanan bir belediye başkanıydı.
Onu “efsane” yapan da işte bu yönetimiydi.
***
Tüm bu sürecin değerlendirildiği bir görüşmede Orhan Çakır; “Benim Muğla halkından özür dilemem gerekiyor. Eğer ben milletvekili adayı olmasaydım, bugün hala Muğla Belediye Başkanıydım. Bugün ne örgütün ne de Muğla halkının böylesi sorunları olmazdı” açıklamasıyla kendisi ile de yüzleşti.
Siyaset böyle bir şeydi ve biz seçmen olarak bu yüzleşmeden kaçmadığı için kendisini de kutlamıştık.
***
Orhan Çakır, halkın içinde yaşayan, elit ve imtiyazlı olmayı reddeden bir siyasetçiydi. İki hizmet döneminde de Çakır, kent kadar dinamik bir süreci statik bir anlayışla yönetmeye kalkışmadı. Kararlarını halkı ile birlikte aldı. En zor kararlarında meslek odalarının, sivil toplum örgütlerinin görüşlerinden faydalandı. Orhan Çakır, Muğla Belediyecilik tarihinde Erman Şahin’den sonra yöntem ve uygulamaları ile halkı tarafından takdir gören ve örnek gösterilen ikinci belediye başkanıydı.
***
Bu gün geldiğimiz noktada Orhan Çakır’ın örgütünden ve tabanından gelen “aday ol” çağrısı üzerine Menteşe Belediye Başkanlığı’na aday adayı olduğunu belirtelim.
Bu süreçte Başkan Çakır, Musa Gökbel ve arkadaşları tarafından yakılan Çoban Ateşi’ni de destekledi. Örgütün kendi kodlarına geri dönmesi ve parti içi demokrasi için büyük şehir statülü seçimlerde belediye başkan adaylarının tüm üyelerin katılımı ile ön seçimle belirlenmesi için çaba gösterdi.
Orhan Çakır, hiçbir zaman sandıktan korkmamış, sandıktan kaçmamıştı.
Örgüt iradesini, ön seçimi, sandığı seçilebilmenin temel şartı gören Orhan Çakır’ın CHP genel merkezi tarafından yaptırılan kamuoyu araştırmalarında ilk sırada yer alması bir tesadüf değildir.
Başkan Orhan Çakır’a, Orhan Ağabeyimize büyükşehir statülü seçimlerde başarılar diliyoruz.
Adaylık sürecinde onun da yolu açık olsun…