“Hedefimiz bir Muğla 1” başlıklı yazıya çok sayıda ileti aldık. Tanımlamaya yönelik “Her yerleşim biriminde var olan bireysel gücün rekabet ortamında ihtiyaç duyduğu büyük ve bütünleşmiş gücü oluşturacağına inanıyoruz. Yerel değerlerin, ilişkilerin ve kimliklerin her birinin korunarak, tüm bu değerlerin bütünleşen zenginliğin içinde yer almasının sağlanmasını bekliyoruz. Tanımlamayla gücü, kaynakları, değerleri ve hedefleri bir olan bir kent yaratmak amaçlandığının farkındayız” tespitimiz anladık ki okuyucuyu ikiye bölmüş durumda.
Hedefi bir olan bir kent yaratmanın mümkün olduğunu düşünenler kadar hedefi bir olan kenti yaratmanın mümkün olmadığını düşünenler var.
Gelen iletilerin tamamı gönülden gelen iletiler.
Hepsine saygılıyız.
Ancak aralarında bir tanesi var ki bize göre hepsinden önemli.
O ileti şöyle diyor:
“Sayın yazar, ‘Hedefimiz bir Muğla 1’ sloganıyla bir ve birlik olma çağrısı yapan, bunu gerçekleştirmek için kolları sıvayan Muğla Büyükşehir Belediyesi, önce “Ortak Akıl” gerçeğini kabul etmeli. Bir olmanın, birlikte olmanın ilk koşulu karşısındakine, düşüncesine saygı göstermektir. Siz bu tanımlamayı önemsediğini yazmışsınız. Doğrudur, bizde önemsiyoruz. Ancak bu önerinin samimiyeti konusunda şüphelerimiz var. Önce ortak aklı kabul etmek gerekiyor”…
Ortak aklı kabul etmek ne demek?
CHP seçmeni olduğunu ifade eden dikkatli okur bu konuyu örnekleyerek açıklamış.
“Sevgili Başkan Osman Gürün, geçtiğimiz günlerde ‘Suyun siyaseti olmaz’ diyerek Sandıras suyu ile ilgili müjde verdi. Oysa biliyoruz ki Sandıras suyu Muğla’ya gecikmeli olarak geliyor. Sandras suyu, dönemin Ak Partili meclis üyesi Ziya Ercan tarafından önerilmiş ancak o dönemde Başkan Gürün, ‘Muğla’nın 50 yıl su sorunu yok’ diyerek öneriyi reddetmişti. O gün teklifi geri çeviren Başkan, bugün aynı konuyla ilgili müjdeli haber veriyor. Sevgili Başkan projeyi o gün kabul etmiş olsaydı ortak aklı da kabul etmiş olurdu diye düşünüyorum. Başkan, ortak aklı biraz geç kabul etti. Olsun bu da birşeydir”…
Muğla’da kavgaya ihtiyaç yok.
Gönül istiyor ki sorumluluk sahibi herkes halkın büyük çoğunluğunu ilgilendiren konularda ortak akılla hareket etsin, kenti yöneten ve kente hizmet eden her kademedeki yönetici bu doğruyu alsın kabul etsin.
Biliyorsunuz bir önceki yazıda “Hedefimiz bir Muğla 1” sloganını önemsediğimizi ancak bu sloganın altının doldurulması gerektiğini ifade etmiştik.
Bizim inancımıza göre; Büyükşehir yasasıyla mahalli ve idari sınırların bütünleşmesinin ardından ‘hedefi bir’olan kent yaratmanın, bir ve birlikte olmanın en temel koşulu her görüşe, her fikre saygılı olmaktan geçiyor.
Ne olursa olsun Muğla bu süreçte hedefi bir olan, hedefi bir arada tutmaya çalışan bu yeni vizyon ile bugüne kadar başaramadığı bir çok şeyi başarabilir.
Muğla yeni oluşturulmaya çalışılan bu vizyonla büyük ve bütünleşmiş gücünü bir araya toplayarak yerel, bölgesel ve uluslararası zeminlerde rekabet edebilir noktaya gelebilir.
Rekabetin ötesinde kaynaklarını ve zenginliklerini koruyabilir.
Biliyoruz ki zaman bizden ileri.
Yine biliyoruz ki zaman;
Çetele tutma zamanı değil…
Gazeteciler adına karar veriyor ya da konuşuyor değiliz.
Gerekirse de konuşuruz.
Yerel yönetimlerle en çok çelişen, yönetimleri ve yöneticileri en çok eleştiren, tabir yerindeyse ‘papaz’ olan bir gazeteci olarak muhtarlarla başlayan bir olma, birlik olma süreci konusundaki iyi niyetimizi iki farklı cemiyetin tek çatı altında birleşmesi önerisiyle gösterdiğimizi düşünüyoruz.
Muğla Gazeteciler Cemiyeti ile Muğla Büyükşehir Gazeteciler Cemiyeti’nin tek çatı altında birleşmesinin “Hedefi bir Muğla 1” vizyonun doğru anlatılması ve doğru algılanması açısından önemli olduğunu biliyoruz.
Demokrasinin 4. kuvveti, kuvvetin ötesinde denge ve denetim mekanizmasını oluşturan meslek örgütleri bir araya gelmeden, birleşmeden demokrasinin diğer unsurlarının bir araya gelmesini mümkün görmüyoruz.
Biz iyi niyetimizi gösterdik.
İyi niyetimizin karşılık bulmasını beklediğimizi belirterek sonlayalım.
“Hedefimiz bir Muğla 1” vizyonu, bir ve birlik olmak için tarihi bir fırsat yarattı.
Şöyle ya da böyle bir ve birlik olmak için gerekli olan zemini sağladı.
Bize düşen; ortak akılla hareket etmek, bu tarihi fırsatı bir öteye taşımak.