Romalı Antonius Paris’e girer. Savaş kazanılmış, Paris düşmüştür. Antonius Zafer Meydanın’da tak’ın üzerine çıkar. Bütün insanlar ve Paris ayaklarının altındadır. Antonius kazanılan büyük zaferin mimarı olarak kaidenin üzerindeki yerini alır, insanlara bakar ve kendi kendine şöyle der. “Peki şimdi ne olacak?” Tarihçilere göre Antonius savaşın kazananı olmasına karşın kendisine sorduğu bu soru ile savaşın “kaybedeni” olmuştur. Çünkü Antonuis, Paris’i ne yapacağının kararını vermeden almıştır.
***
Bu tarihi anekdot Cumhuriyet Halk Partisi 34. İl kongresi sonrasında ortaya çıkan tablonun daha iyi anlaşılması için bir örnektir. CHP’li delegasyon mevcut statik yapıdan ve yerel yönetimlerin parti üzerindeki tahakkümünden kurtulmak için bu yapıdan uzakta duran Mustafa Öztürk’ü destekledi. Öztürk artık bu yeni dönemin lideri. Paris gibi partinin uzunca süredir egemen gücü haline gelen statik yapısı giriştiği mücadelede yenik düştü. Yeni İl Başkanı Mustafa Öztürk ve ekibi umarız Antonius’un kendisine sorduğu “Peki şimdi ne olacak?” sorusunu sormaz. Kazanan olarak kendilerine böyle bir soruyu sordukları anda kongrenin kaybedeni olabilirler. Öztürk ve ekibinin CHP ile ne yapacaklarının kararını vermiş olmaları gerekiyor. Eğer vermedilerse karar için çok da acele etmesinler. Kararlarına etki yapacak, onları siyasi olarak zorlayacak bir yapı yok. Yine de Ak Parti, CHP İl Başkanı Mustafa Öztürk’ün ve ekibinin atacağı adımları bekliyor. Muğla Ak Parti teşkilatları bu kentte ülke genelindeki yöntemin tam tersinde duran bir anlayışla hareket ediyor. Ülke genelinde propagandasını hükümetin ve başbakan’ın söylemlerine dayalı rövanşist algı ile yapan CHP, bu ilde tam tersi bir davranışın sahibi. CHP bu kentin egemen gücü. Yüksek siyasette, iktidarın açıklamalarına göre yöntem belirleyen CHP, yerelin iktidarın ve kentin belirleyicisi. Muğla, ne olursa olsun CHP’li kalmayı becerebilen bir il ve CHP zaten kazanılmış ilin sahibi. Modern yaşam olanaklarından, çok ciddi ekonomik yapılanmalardan, yatırım ve istihdamdan yoksun kalmasına karşın kent; CHP’li… Toplumun sosyal politikalarını belirlemek yerine her türlü iç çekişmenin mekanına dönüşen CHP örgütü bu kongre ile safralarından kurtuldu ve örgüt şimdi büyük ve yeni bir sınava hazırlanıyor. Büyükşehir statüsü ile yapılacak olan yerel seçimlerde CHP’nin hedefi kentin egemen gücü ünvanını korumak.
***
Mevcudiyet yapısının korunması için CHP’nin çok fazla zorlanacaklarını sanmıyoruz. On yılı geride bırakan ve şu ana kadar kentin toplumsal politikalarını oluşturamayan, her türlü hamle önceliğini CHP’ye bırakan Ak Parti teşkilatlarının şu an için bir seçim zaferinden bahsetme şanslarının bulunmadığını belirtmek isteriz. 21 Mayıs tarihinde “Siyasette Öztürkler Dönemi” başlayacağını belirtmiştik. Öztürk’lerden CHP’li olanı partisinde müthiş bir yenilenme yaşanmasını sağlarken, Öztürk’lerden Ak Partili olanı Datça’da yaptığı toplantıda “Ak Parti’nin içinde hainler olduğunu” açıkladı! Ak Parti İl Başkanı Nihat Öztürk’ün geçtiğimiz günlerde Datça istişare toplantısında yerel basına düşen açıklaması akıllara durgunluk verecek türden. Öztürk il başkanı olarak görev yaptığı partisi ile ilgili olarak “Bizi CHP değil ancak içimizdeki hainler yıkar. Hiçbir Ak Parti’li bir AK Partili’nin ayıbını ortaya çıkarmaz. Bunlara imkan vermemeliyiz” şeklinde bir açıklama yaptı. Bu tespitten sonra iktidarın il başkanı olarak Nihat Öztürk’e “Partinin içindeki hainler kim? CHP’nin Ak Parti’ye yönelik yıkım gücü sadece partinin içindeki hainlerden mi kaynaklanıyor? Ayrıca hangi Ak Partili’nin ayıbı var? Bu ayıp ne? Ayıplı bir adamın bu partide işi ne? Hangi Ak Partili, hangi Ak Partili’nin ayıbını ortaya çıkarmış, Ayıbın ‘ayıplık’ derecesi ne” diye sormazlar mı?
***
Siyasette Öztürkler döneminin başlayacağını 21 Mayıs 2012 tarihinde kaleme almış bir gazeteci olarak bu sürecin, (Öztürkler döneminin) kent siyaseti adına renkli geçeceğini belirtmiştik. Her iki siyasetçinin kente ve siyasete bakışının ipuçlarını veren davranış biçimlerini şimdiden görmeye başladık. Muğla CHP örgütünün ideolojik temelli, Muğla Ak Parti teşkilatının ise ilişkiler temelli siyaset anlayışı ile kenti nereye götüreceklerini merak ediyoruz.