CHP’li 18 Belediye Başkanı’nın Fethiye Buluşması ve bu buluşmadan kamuya ve basına yansıyan açıklamalarda yer alan “Merkez Yoklaması” beklentisi kamuoyunda CHP’li Belediye Başkanların ortak beklentisi şeklinde algılandı. CHP tabanında ve örgütün tamamında hâkim görüş halini alan “Ön seçim” beklentisine karşın CHP’li belediye başkanları  “Mevcutlar” ile devam edilmesi konusunda ısrarcı olacak gibi görünüyor. Fethiye Buluşması’nda belediye başkanları yaptıkları açıklamalar ile adeta “Partinin Egemen Gücü Belediyelerdir” demeye çalıştı.
***

CHP’li Belediyelerin ve Belediye Başkanlarının Fethiye Buluşması sonrasında bazı ilçe başkanlarının bu konudan ciddi rahatsızlık duyduğu gelen haberler arasında. İddialara göre Belediye Başkanlarının farklı bir örgüt gibi hareket etmesi, örgütün ön seçim isteğini yok sayarak, merkez yoklaması yapılması yönündeki açıklamaları parti içinde sıkıntıya neden oldu. “CHP’li belediyeler, CHP’den bağımsız değildir” şeklinde yorumları da gündeme getirdi.
***
İşin gerçeği CHP’li belediyeler arasında yöntem, uygulama ve hizmetleri ile yeniden seçilmeyi hak eden belediye başkanları var. Parti tabanının ve örgütün gözünde yeniden seçilmeyi hak etmeyenler de var. Bu açıdan bakıldığında CHP’li belediyelerin tamamını başarılı sayamayız. Bazılarının tek başarısı CHP’li olmaları! CHP’li belediye başkanları arasında yeniden seçilmeyi hak eden isimlerde mevcut. Yatağan Belediye Başkanı Hasan Haşmet Işık, Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat bu isimlerin başında geliyor. Her iki ismin yarattığı ciddi anlamda bir toplumsal çelişki yok.
***
Haşmet Işık ve Muhammet Tokat, büyük şehir statülü seçimler öncesinde aday olmayı istemeseler de örgüt ve parti tabanı onların yeniden belediye başkan adayı olması için onları cesaretlendirecek, hatta yeniden seçilmesini sağlayarak onları bir kez daha ödüllendirecektir.
Her iki belediye başkanı da örgütsel emeği ve parti geleneğini önde planda tutarak, yöntem ve uygulamalarını  “Sosyal Demokrat Belediyecilik”  çerçevesinde yapmaya özen gösteriyorlar, bu özellikleri ile de büyük takdir topluyorlar.
***
Her iki ismin kendi ilçelerinde yeniden aday olmaları CHP içerisinde çok ciddi bir tartışmaya, bir aday krizi yaratmaya sebebiyet vermeyecektir.  Her iki ismin yeniden adaylığı, yöntem, uygulama ve hizmetleri ile toplumsal çelişki yaratan diğer belediye başkanları gibi tabanda ve örgütte “Mükerrer” olarak algılanmayacaktır. Mükerrer muamelesi görmeyecektir.
***
CHP’de yeniden seçilmeyi hak eden, örgüt tarafından yeniden ısrarla aday gösterilecek belediye başkanları mevcut. Onların seçilebilmek adına yaşadıkları çok ciddi bir sorunu yok. Ancak bu türün siyasetçilerinin çok fazla olmadığını da belirtmeliyiz. Her belediye başkanı onlar kadar şanslı değil.
***
CHP İl Danışma Kurulu’nda tüm örgütlerin katılımı ile alınan ve genel merkeze gönderilen kararlar ortada duruyor. Her ilçede bütün üyelerin katılımı ile temayül yoklaması yapılması, yeni kurulan Menteşe Belediyesi dâhil belediye başkanı olmayan ilçelerde büyük şehirde olduğu gibi 6-7 ay öncesi adayı belirlemek üzere yine üyelerin katılımı ile temayül yoklaması yapılması, Muğla Merkez hariç, belediye başkanlığına sahip olan ilçelerde Yüksek Seçim Kurulu takvimine bağlı, hâkim huzurunda ön seçim yapılması Muğla örgütünün ve parti tabanının genel ve haklı beklentisi.
***
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday belirleme yöntemi ile ilgili yaptığı “Tüm üyelerin katılımı ile temayül yoklaması yapacağız” açıklaması ülke genelinde olduğu gibi Muğla’da da tüm örgütü ve parti tabanının cesaretlendirmişken, kimse CHP örgütünün ve tabanının bir kez daha “Politik temsilcilerini periyodik olarak seçeceğini” düşünmesin.
***
Bir hatırlatma ile sonlayalım. Politik temsilcilerin periyodik seçilmesi konusu bizim kent olarak hiç yabancı olmadığımız bir konudur. Biliyorsunuz biz bu kentte politik temsilcilerimizi seçtik mi, öyle bir kereliğine falan seçmeyiz! Seçilenin başına bir şey gelmez, adama kamyon çarpmaz, kafasına saksı düşmezse, seçilen hep seçilen olarak kalır ve seçilmenin keyfini sürmeye devam eder. Onları sürekli “seçilen yapan şey” yönetim şeklindeki başarısı, örgütsel emeği, hizmetlerinin kalitesi değildir. Onları sürekli olarak seçilen yapan şey; siyasi partilerin tabanına, seçmenine insan kaynakları konusundaki kısır önermeleridir.