CHP için bilim insanlarının tespitleri arasında en dikkat çekeni CHP’nin endişeli modernlerin oy verdiği bir parti olmasıdır.
Endişeli modernliği; Atatürk, sistem ve laiklik söylemleri takip eder.
Batılılaşmış yaşam biçimi CHP’nin olmazsa olmazlarındandır.
Kılıçdaroğlu’na kadar CHP;
Seçmen bazındaki siyasi meşruluğunu altı ok ideolojisiyle sağladı.
Bu ideoloji Kılıçdaroğlu döneminde de devam ettirildi.
Ancak altı ok ideolojisiyle CHP, sabit bir oy potansiyelinin üzerine geçemedi.
Üç aşağı beş yukarı oranlar değişse de sonuç değişmedi.
Yeni CHP tanımlaması işte bu noktada geldi.
Altı ok ideolojisiyle başarılı olamayacağını anlayan Kılıçdaroğlu ve ekibi, altı ok ideolojisinin üzerine bu ideolojiye uygun olmayan türde aday tercihleriyle partinin yenisi inşa etmeye girişti.
Suni olarak gidilen vitrin değişikliği sonuçta ne tabanda ne de tavanda kabul görmedi ayrıca bir seçim başarısı da getirmedi.
Bu durum karşısında CHP’nin sol çizgide kalması gerektiğine inanan partililer bir tartışma başlattı. Tartışmaların kaynağında ise Yeni CHP ve partinin sağlaşması yer aldı.
Bu anlayışla sol temel üzerine sağ tercihlerle kapısız, bacasız siyasi bir gecekondu inşa edildi.
Ancak sol görünümlü sağ (!) kendi seçmeni ile çelişti.
Formül tutmadı.
Vitrin değişikliği ile bu iş olmayacaktı.
Sorun kökünden çözülmeliydi.
Sorunu kökünden çözmenin tek yolu; çaktırmadan yapılacak ideoloji değişikliğiydi.
Ancak ideoloji değişikliği hemen bir günde olacak iş değildi.
Bugünden yarına hazırlanması da mümkün görünmüyordu.
Bunun için zamana ve zemine ihtiyaç vardı.
Çaktırmadan yapılacak ideoloji değişikliği için aranan zemin sonunda bulundu.
Partinin sahip olduğu tarihsel miras bu iş için biçilmiş kaftandı.
90 yıllık çınarın gölgesine oturulacak (!) dev çınardan “90 yıldır birlikteyiz” söylemiyle yeni filiz çıkarılacaktı.
Zemin bulunmuş, yeni ideolojinin örgüsü başlamıştı.
Bu kapsamda başlayan çalışmalarla her gün bir ilmik daha atıldı.
Yeni CHP’nin yeni ideolojisi gün gün, halka halka örülüyordu.
Türk seçmeninin geneli muhafazakârdı ve muhafazakâr oyların sahibi belliydi.
Muhafazakâr oyların merkez adresi Ak Parti, oyun kuruyor, politikalar üretiyor, aktif siyaset anlayışı ile egemen gücünü koruyordu.
Siyasi söylem ve eylemlerini Ak Parti’nin karşısında olmakla, ne söylerle tersini yapmakta bulan CHP bu haliyle edilgen bir partiye dönüşmüştü.
Makyaj değişikliği, yüz nakli ve rakibini taklit etme yöntemlerinden siyasi bir sonuca ulaşamayan, bu haliyle parti içinde tartışmalara neden olan CHP yüksek siyaseti yeni bir politik denklemin sahibi oldu.
Bu politik denklemin adı; Yeni CHP idi.
Solcu bir parti olması beklenen CHP, ihtiyaç duyulan çağdaş, sol, sosyal ve demokrat bir parti olmak yerine muhafazakâr bir partiye dönüşmeyi hedefledi.
Aslında ne olduğuna dikkat çekmek için kaleme aldığımız yazıyı toparlayalım.
Abuk subuk tartışmaların yaşandığı, abuk subuk görüşlerin ileri sürüldüğü şu günde CHP’nin büyük bir dönüşümün içinde olduğunu ifade edelim.
Bu dönüşümün gereği olarak CHP’nin ideolojisini değiştireceğini, yeni politik denklem ile önce tabanını sonra da seçmen profilini değiştireceğini belirtelim.
Değişir değişmez bunu bilemeyiz.
Bildiğimiz CHP’de büyük dönüşümün başladığıdır.
CHP’yi hala; anam babam partisi görenleri, partiyi altı ok ideolojisi içerisinde değerlendiren tabanı, ulusalcı olan- olmayan örgütleri ve haleflerini uyaralım.
2015 genel seçimlerinde milletvekili adaylarını belirleme yöntemine ilişkin demokratik tavır bekleyenlerin aslında gelmeyecek bir mektubu beklediklerinin altını çizelim.
Bu süreçte biz CHP’nin aday belirleme yöntemiyle ilgili söz dağarcığının değişmeyeceğini, adayların merkez yoklaması ya da eğilim yoklamasıyla belirlenmesini beklediğimizi sizlerle paylaşalım.
Tüm üyelerin katılımıyla yapılacak eğilim yoklamasında mutlaka ama mutlaka kontenjan uygulaması yapılmasını beklediğimizi de sözlerimize ekleyelim.
Bu süreçte Yeni CHP’nin yeni ideolojisine ve politik denklemine uygun milletvekili adaylarının diğerlerine göre daha şanslı olduğunu ifade ederek sonlayalım.
Kimlerin şanslı olduğunu daha sonra yazalım…