“Partinin başarısı; alınan karalarda, tabandaki örgütünün etkili ve yönlendirici olması ile özdeştir”. Bu sözler CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin’e ait. Keskin CHP’nin 90. Yıl kutlamaları için geldiği Muğla’da hem örgüte hem de aday adaylarına bir dizi mesaj vererek ayrıldı. Bu ara herkes her şeyi yanlış anlıyor!
Bu nedenle konuşmayı anımsamayanlar ve anlamayanlar için bu mesajların detaylarına göz atmak istiyoruz. Fotoğraf çektirerek, her fotoğraf karesinde Adnan Keskin’le birlikte görünmeyi siyasetten sayanları ve bunların ironi dolu kareleri sanal ortamda paylaşmalarını bir kenara koyarak biz açıklamalarda yer alan gerçeklerin peşine düşelim istiyoruz.
Biz Adnan Keskin’in ne demek istediğini bir gazeteci olarak ortaya koyalım ve aslında ne olduğunu, ne söylendiğini sizlerle paylaşalım.
***
Sayın Keskin, partinin başarısını alınan kararda, tabandaki örgütün etkili ve yönlendirici olması ile özdeş olduğuna dikkat çekerek bu anlayışla ilk defa parti tarihinde, parti meclisinden merkez yoklaması kararı alındığı halde parti örgütünün yapılacak yerel seçimlerde taleplerini, isteklerini, beklentilerini objektif bir şekilde tespit edebilmek için komisyon kurduklarını ifade etti.
***
MYK’da kurulan beş kişilik komisyonla bu güne kadar 78 il başkanı ile görüştüklerini il başkanlarının ilçe örgütlerinin, kanaat önderlerinin düşüncelerini Ankara’ya taşıdıklarını belirten Adnan Keskin, bu bilgiler doğrultusunda il çevrelerinde adayların hangi yöntemlerle belirlenmesi gerektiği konusundaki önerilerine de saygı duyacaklarını şu sözlerle iletti:
“Hiçbir kimsenin kuşkusu olmasın, Merkez Yürütme Kurulu, başarıyı, değirmene su taşıyacak saka arayışında bulmamaktadır. Tam tersine örgütler ne kadar etkili olursa o kadar başarılı olacağımıza inanıyoruz”
***
Bu açıklamanın ardından Keskin aday adaylarına yönelik uyarılarda bulundu.
Keskin; “O neden ile bu seçimde herkesin mücadelenin ön safında yer almasını sağlayacak ortaklaşa kararlar alarak. Seçimlerde partimizi temsil eden insanları belirleyeceğiz. Ama demokratik yöntemlerle de belirlenen adaylardan sonra aday olan hiçbir arkadaşımızın da partiye ihanet etmesine müsaade etmeyeceğiz” dedi.
***
Adnan Keskin ne demek istedi?.
Adnan Keskin; Muğla CHP örgütlerinin ön seçim ısrarına genel merkez olarak saygı göstereceklerini ve belediye başkan adaylarının demokratik yöntemlerle sandıkta belirleyeceklerini belirtti.
Keskin bu açıklaması ile; ‘Demokratik yöntemlerle belirlenen adaylardan sonra kimse ağzını açmasın. Sandıktan çıkan iradeye herkes saygı duysun. Seçilemeyenler de partiye ihanet etmesin’ uyarısında bulundu. İhanet edenin de ipinin çekileceğine işaret etti.
***
Bu uyarıyı daha sandık gelmeden, oylama yapılmadan yok sayan (!) aday adaylarını beğenmeyen çok sayıda CHP’li tanıyorum. Onlar hem ön seçim dediler, ön seçim için mücadele ettiler ardından sandıktan çıkma ihtimali olan aday adaylarına muhalefet edeceklerini gösterdiler.
Böyle bir şey olabilir mi?
Bu nasıl bir demokrasi anlayışıdır?
Demokrasi tanımı açıktır.
Herkese göre değişkenlik göstermez.
Kişilere göre de şekillenmez.
Herkes yetkisini, demokratik hakkını, seçme hakkını doğru kullansın, siyasetini hangi temeller üzerine inşa edeceğinin kararını versin.
***
CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin’in son uyarısını bir kez daha anımsatalım. Keskin, CHP içerisinde ‘ne kız ne de oğlan’ beğenmeyenlerin olduğunu hepimizden iyi bilen bir örgüt adamı. Bu nedenle Keskin bu konuda yaşanacak sorunları önceden hissederek şu hatırlatmayı yaptı.
“Cumhuriyet Halk Partisi bütün adaylarının ön seçim veya eğilim yoklamasının, kamuoyu yoklamasından sonra ortaya çıkacak adaya destek olması gerekmektedir. İnsan kendisi için, toplumu için kendi sülalesinden gelen çocukları için yaşar. Bu seçimlerde toplumuna karşı sorumluyuz. Bizim neslimizden sonra gelen jenerasyonun barış içinde güzellikleri paylaşarak yaşaması için bu seçimlerde gayret sarf etmeliyiz. Demokrasi insanların ödediği diyet ölçüsünde ayakta kalır”
***
Bu süreçte CHP’de kim ne kadar demokrasi diyeti ödeyecek?
Birlikte göreceğiz.
Ben Çoban Ateşçiyim…
Ön seçimi tek yöntem olarak gören bir ekibin içindeyim.
15 Eylül 2012 tarihinden bu güne CHP’de ön seçim isteği ile Bozüyük Pınarbaşı buluşmasında Çoban Ateşini yakan, örgütün önüne düşen Musa Gökbel’i, destekliyorum ve desteklemeye devam edeceğim.
***
CHP örgütleri bilmelidir ki;
Çoban Ateşi bir aday belirleme hareketi olarak ortaya çıkmadı. Örgüt iradesinin egemen kılınması ve parti içi demokrasinin işlemesi ve partinin kendi kodlarına geri dönmesi için, sandık için yakıldı.
Tüm örgütler tarafından sahiplenen ve beş ay süreyle liderini arayan Çoban Ateşi Hareketi büyük şehir belediye başkan adaylığı için ilk önce Fevzi Topuz’un kapısını çaldı.
Muğla Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün atama bekleyen Belediye Başkanlarının doğal lideri konumu ile yöntem konusunda görüşleri ile CHP örgütlerini tedirgin ederken, Çoban Ateşi’nin büyük şehir başkan adayı olarak görülen Sayın Fevzi Topuz, örgütlerin ön seçim isteğine yönelik mücadelesi için tek bir açıklama yapmadı, açıklama yapmaktan kaçındı.
‘Ya atama yapılırsa’ ihtimaliyle Topuz, ön seçim için sınırlarını zorlayan CHP örgütlerinin bu zorlu mücadelesini uzaktan seyretti. Sayın Topuz’un seçilebilme gayreti, örgütsel beklentinin önüne geçti.
Topuz ön seçim istekli sürecin lideri olamadı.
‘Harmanda izi olmayanın hasatta yüzü olmazdı’ biliyorduk.
Biz Çoban Ateşçiler bu nedenle Sayın Topuz’u terk ettik.
Musa Gökbel’den aday olmasını istedik.
İstemekle kalmadık, direttik…
***
O günden bu güne CHP’de çok şey değişti.
Bu süreçte Muğla CHP örgütlerinin ön seçim ısrarı her türlü statik ilişkiyi ve düşünceyi aşarak bu güne geldi. Bugün karşımızda tüzüğe rağmen örgüt iradesine saygı duyan ve belediye başkan adaylarını demokratik yöntemlerle belirlemek isteyen bir genel merkez var.
Bize düşen sandıktan çıkan iradeye saygı duymak.