SEÇİM SİSTEMİ DEĞİŞİYOR -III-
Bir önceki yazıyı ; ‘Daraltılmış Tercihli Sistem yöntemi ile genel merkezlerin değil, halkın sıralaması önemli’ tespitiyle bitirmiştik.
Kaldığımız yerden devam edelim.
Yukarıdaki tespitten de anlaşılacağı gibi, 2019 seçimleri ‘Daraltılmış Tercihli Sistem’ ile yapılırsa (!) seçim bölgesi sayısı arttırılacak.
6 milletvekilliğinin üzerinde milletvekili çıkaran iller de birden çok seçim bölgesi oluşturulacak.
Biliyorsunuz Muğla’nın milletvekili sayısı 6’dan 7’ye yükseltildi.
Buna göre tek seçim bölgesi olan Muğla’da seçim bölge sayısının artaması gerekecek.
Bu durumda seçime katılan her siyasi parti, her seçim bölgesi için milletvekili sayısının iki katı aday gösterecek.
Seçim bölgesinin arttırılması, seçim bölgelerinde değişiklik anlamına gelir mi?
Evet gelir.
Hatırlayınız, seçim bölgelerinde değişiklik 2014 yılında yapılmıştı.
6360 sayılı Büyükşehirler Yasası ile 34 ilçenin sınırları değişmiş, bu ilçelerin sayısı 45’e çıkarılmıştı.
Bu yöntemle Ak Parti’nin birinci sırada bulunduğu ilçe sayısı 22’den 34’e yükselmişti.
O süreçte siyaset biliciler, büyükşehir yasası ile gelen sınır değişikliğini; ‘az oy alınsa bile, daha çok milletvekili çıkarmayı sağlayan’ bir yöntem olarak ifade etmişler, Ak Parti’nin sınır değiştirerek seçim sonucunu etkilediğini öne sürmüşlerdi.
Kuşkusuz bu ayrı bir tartışma konusu.
Ak Parti kurmaylarının üzerinde çalıştığı Daraltılmış Tercihli Sistemi ile 6 milletvekilliğinin üzerindeki illerde seçim bölgelerinin artacak olması, bizi ister istemez daha önceki sınır değişikliğine götürdü.
Gittiğimiz yerden geri dönerek devam edelim.
Daraltılmış Tercihli Sistemle her bir seçim bölgesi için siyasi partiler milletvekili sayısının iki katı aday gösterecek.
Siyasi partiler sıralamayı yaparak YSK’ya teslim edecek.
Ancak Daraltılmış Tercihli Sistemi ile bu sıralamalar, seçmen tercihiyle değişecek.
Her bir seçmenin sadece bir milletvekiline oy verdiği bu sistemde ‘genel merkezlerin değil, halkın sıralaması’ geçerli olacak.
Mevcut sistemdeki liste başı adayların seçilme garantisi de rafa kaldırılmış olacak.
Sıralamanın neresinde olursa olsun, bütün milletvekili adayları eşit şartlarda yarışacak.
Siyaset biliciler bu sisteminde belli sakıncaların olduğuna dikkat çekiyor.
Ayrıca parti içi demokrasi isteyen meraklı okurlar da bizi uyarıyor.
Daraltılmış Tercihli Sisteminin lider faktörünü azaltacağını öne sürüyorlar.
Haksız değiller.
Bu sistemle lider faktörü azalacak.
Bugüne kadar seçmen, lidere göre oy veriyordu.
Yani seçmen kimi başında görmek isterse onun partisine mührü basıyordu.
Bu nedenle milletvekili adayları fazla sorgulanmıyordu.
Sistem değişikliği ile ‘tavuk-kümes’ ilişkisini andıran yapıda değişecek.
Bu sistemle seçmen ülkeyi kimin yönetmesini istiyorsa ona oy verirken, aynı seçmen milletvekilliği seçiminde kaygılardan uzakta tercih yapabilecek.
Bu ne demek?
Bu; “Partisine aidiyetini cumhurbaşkanlığı seçiminde gösteren seçmen, milletvekilliği seçiminde aynı bağlılığı göstermeyecek” demek.
Gösterse de aday sayısındaki artış (!) seçmen tercihinde etkili olacak.
Düşünün.
Böyle bir sistemde mevcut milletvekillerinden kaçı bir daha seçilebilir?