CHP’liler, Hasan Özyer’in Ak Parti’den milletvekili adayı olarak siyasete geri dönmesini dert etmedikleri mesajı yolluyorlar.
Özyer’in adaylığı sorun olarak görmediklerini ifade ediyorlar.
Bize gönderilen mesajların arasında “Özyer yetmez, bakan göndersinler” diyenleri bile var.
***
CHP’liler kendinden emin.
CHP’lilerin bu seçim dönemindeki yüksek hedefi en az 4 milletvekili çıkarmak.
Bu kez diyor CHP’liler; “4’ü çıkaracağız”…
Partizan statüsündeki CHP’liler 4 milletvekili çıkarma ihtimali üzerine tartışma yapma gereği bile duymuyorlar.
Başka ihtimali tartıştırmıyorlar.
CHP’de herkes buna inanmış durumda.
Partinin genel algısına ve iddialarına göre;
CHP 4, Ak Parti 1, MHP 1 milletvekili çıkaracak.
Yani CHP’de ilk 4 sıra; Akın Üstündağ, Ömer Süha Aldan, Nurettin Demir ve Burak Erbay, Ak Parti’de sadece Hasan Özyer ve MHP’de Mehmet Erdoğan milletvekili seçilecek…
Bunun dışında bir aritmetiğe inanmıyorlar.
Yani CHP’liler 4 milletvekili çıkarma konusunda çok inançlılar.
İnançlı olmak, kararlı olmak tabiki siyasette çok önemli.
***
Topal karınca hacca gitmeye karar verir.
Karıncaya “Bir ayağın topal bu iş nasıl olacak, onca yolu bu halinle nasıl aşacaksın” diye sorarlar.
Topal karınca “Olsun gidemesem de o yolda ölürüm” der.
İnanç ve kararlılık işte böyle bir şey.
***
Siyasette;
6 için yola çıkıp 5’te,
5 için yola çıkıp 4’te,
4 için yola çıkıp 3’te,
3 için yola çıkıp 2’de,
2 için yola çıkıp 1’de kalabilirsin.
Mücadele edersin, emek gösterirsin, çalışır çabalarsın ve alabileceğin en iyi sonucu alırsın. Bu siyasette zaten var olan bir şey.
***
CHP kurmayları 7 Haziran milletvekili genel seçimlerinde il genelinde 300-350 bin arasında oy hedeflediklerini ifade ediyorlar.
300 bin oyun 4 milletvekili çıkarmak için yeterli olduğunu düşünüyorlar.
Kendilerine göre haklılar.
300 bin ya da 300 bini aşan her oy CHP’ye 4 milletvekilini getirebilir.
Ancak CHP bu hedefine sadece “alkışlayarak” ulaşamaz.
Her seçimin kendine göre koşulları ve bir iç dinamiği vardır.
Bu yüksek hedef için sadece “alkışlamak” yetmeyebilir.
“Alkışlıyoruz” dışında CHP’ye başka argümanlar gerek.
***
Özel İdare’nin ve il genel meclisinin kapanması, yerel yönetimlerin oluşturduğu vatandaş memnuniyeti, köyden mahalleye dönüştürülen kırsal yerleşkelere götürülen hizmet kalitesi, 7 Haziran genel seçiminin temel argümanlarıdır.
***
Hatırlatalım.
40 yıllık yerel iktidarını yerel yönetimlerdeki başarısına borçlu olan CHP, ilk kez büyükşehir yasasının getirdiği yeni yönetim şekli ile seçmen karşısına çıkıyor.
***
Geçtiğimiz yıl Çatı Aday formülü ile gidilen Cumhurbaşkanlığı seçimini elbette unutmuş değiliz(!) Ak Parti’ye karşı tüm siyasi partilerin bir araya geldiği Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin, seçim özelliği olmasının yanında bir referandum anlamı taşıdığını da siz unutmayın, yüzde 61,2 oy oranının sadece CHP’ye ait olmadığını hatırlayın…
***
Sonuç olarak biz; siyasi haritanın da, hizmet alanının da değiştiğinden bahsediyoruz.
Büyükşehir yasası ile gelen yeni yönetim şekli ile CHP’nin kırsalda, kıyıda ve tüm yerleşkelerde seçmenle olan muhataplığının arttığından bahsediyoruz.
Bugüne kadar seçmenin muhatabı olan İl Özel İdaresi, İl Genel Meclisi artık yok.
Ya ne var?
Belde belediyelerinin kapanması, ilçe belediyelerinin yetkisizleştirilmesi karşısında yetkiyle donatılmış bir büyükşehir var.
***
Muğla bir yılı aşkın süredir büyükşehir statüsüyle CHP tarafından yönetiliyor. Bu bir yıllık süreçte CHP milletvekillerinin hizmetle, seçmenle ya da vatandaş memnuniyeti ile ilgili en ufak kişisel sorumluluğu ve muhataplığı yoktur.
Seçilmiş ve muhalefet milletvekili olarak kente ve ülke genelindeki sorunlara karşı gayretleri ve ilgileri olabilir, ama yerel seçmenin gözünde belediyeler ve belediye başkanları kadar sorumlulukları yoktur.
***
Geciken ya da aksayan hizmetlerden dolayı kimse milletvekillerini suçlamaz.
Seçmenin geneline sorumlu olan önce CHP’li belediyeler ve belediye başkanları sonra da parti yöneticileridir.
***
Bu noktada CHP kurmayları Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin kırsala, kıyıya götürdüğü hizmetin, ilçe belediyelerinin vatandaş memnuniyetinin bu seçimde etkili olabileceğini göz ardı etmemelidir.
***
İlçe belediyeleri yetkisizleştirilirken, büyükşehir belediyesi eliyle yürütülen hizmetin seçmen memnuniyeti de henüz tespit edilmiş değildir.
7 Haziran milletvekili genel seçimleri ile seçmenin memnuniyet oranı da tespit edilecektir.
CHP kurmayları; seçmenin Ak Parti refleksi, genel merkezin alkışlama tepkisinin ötesinde bu türden yerel argümanlara dikkat etmeli, dikkat kesilmelidir. CHP’liler seçime yönelik mesajlarını göndermeye devam etsinler, bizim mesajlarımıza da kulak ardı etmesinler.