Muğla’da Ak Parti ve HDP’nin dışında kalan siyasi partiler Çatı Aday Ekmeleddin İhsanoğlu için el ele verdi.
10 Ağustos yani bundan 6 gün sonra yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Muğla’da oluşturulan yerel ittifakın tarihi bir anlamı var.
Kimilerine göre bu ittifak bir zorunluluktan kaynaklanıyor olsa da siyaseten gelinen nokta açısından büyük bir anlam taşıyor, siyasetin nereye geldiğini de gösteriyor.
Ak Parti’nin 2002 yılında siyasi tarihimize girişi öncesinde merkez sağ ya da merkez sol grupları arasında kendi içinde bile oluşturulamayan şehir ittifakı bugün cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde oluştu. Bize göre; Uzun yıllar karşı karşıya kalan, dişe diş siyaset yapan eğilimleri bir araya sanıldığı gibi Çatı Aday formülü getirmedi. Tüm bu siyasi oluşumları bir araya Recep Tayyip Erdoğan refleksi getirdi.
Birlikteliği ‘Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olmasın’ düşüncesi sağladı.
İlk kez ittifak yapan genel siyasetin aksine Muğla yerel siyasetinin 2002’den bu yana tüm bu süreci zaten AKP refleksi ile geçirdiğini hatırlatalım. Bugüne kadar farklı siyasi oluşumlar altında AKP’ye karşı sürdürülen kentsel muhalefet Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde bir çatıya kavuştu.
Geçtiğimiz günlerde Çatı Adayı destekleyen CHP, MHP, DP, DSP, BBP, BTP ve DYP il başkanları ve yerel kadroları bir arada geldi.
CHP İl Başkanı Mustafa Öztürk, MHP İl Başkanı Mehmet Korkmaz, DP İl Başkanı Zekai Alper, DYP İl Başkanı Cahit Karaöz, BBP İl Başkanı Harun Akın, BTP İl Başkanı Perihan Kaplan ve DSP İl Başkanı İsmail Kallem bu tarihi mutabakatta yerini aldı. Haydar Baş’ın il başkanı ile CHP’nin il başkanını, Büyük Birlik Partisi il başkanı ile MHP il başkanını, Demokrat Parti il başkanı ile Doğru Yol Partisi il başkanını, Mustafa Destici’nin il başkanı ile DSP il başkanını bir araya getiren “Erdoğan Cumhurbaşkanı olmasın” düşüncesiydi.
Bu tespitimiz bir itibarsızlaştırma olarak algılanmasın. Öyle bir derdimiz yok.
Siz de bizim kadar iyi biliyorsunuz ki; siyaset kısırlaştı. Genel siyaset “Ak Parti yapmasın, Ak Parti’nin yaptığına karşı çıkılsın, onlara bunu yaptırmayalım, Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olmasın” noktasına dönüştü.
Siyasetin kısırlaşması ayrı bir yazı konusu ama Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ne yazık ki bu kısırlık içinde gidiyoruz. Bugün yüzeysel de olsa bu gerçeğe değinmek zorundayız.
“Tayyip Erdoğan olmasın” diyerek siyaset yapan, HDP’nin dışında kalan irili ufaklı muhalefet partilerinin kendi içlerinden aday çıkaramaması bu kısırlığın en büyük göstergesi. Bu beceriksizliği Çatı Aday formülüyle aşmaya çalışma düşüncesi ise büyük çaresizlik…
Kendi seçmenine, örgütlerine ve tabanına günlerce Cumhurbaşkanı özellikleri sıralayan liderler, kendi siyasi yapıları içerisinde o özellikleri taşıyan tek bir kişi bulamadılar. Çünkü aday aramadılar (!)
Gerçekten aramış olsalardı bulacaklardı ama aramadılar.
Bu beceriksizliği milli mutabakat formülü ile gizlemeye çalışan liderler Cumhurbaşkanlığı seçiminin propaganda sürecini “Tayyip Erdoğan olmasın” söylemleriyle geçirdiler.
Bu konuya seçimden sonra tekrar geri döneceğimizi belirterek sonlayalım.
Görünen o ki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Muğla siyasi sonuçlarını korumak adına hareket edecek.
Şehir İttifakı özellikle CHP içinde Kılıçdaroğlu politikalarını içine sindiremeyen, Çatı Aday formülünü bir çaresizlik olarak görenlerden kaynaklanan kayıplara merhem olacak…