“Yerel statüko; sokağa ve günlük yaşama hakimdi. Bizim şu anda size hissettirmeye ve varlığını tarif etmeye çalıştığımız bu yapı; yerli statükonun dışında. Şimdi kentin başka alanlarında hakimiyet kurmuş bir başka gücü kamuoyunun dikkatine sunmak istiyoruz.”Eşya düzeyinde eleştiri yap, sığ düzeyde kalan parametreler üzerine kurulu bir yaşam tarzı oluştur. Düşünce biçimi, ideolojik arka planı ve toplumsal algısı ile kentin kültürel kodlarını dejenere et. Kendi dinamiklerini pazarlama yolu ile kentte; hayat ve düşünce tarzı oluştur. Soyut bir mekanizma ile derin bir savunma havası yarat. Alt başlığı, kompleksler ve çıkarcılık olan mekanizmanın tasnifçiliği ile insan ve toplumsal hakları savun. Toplumun genel kanısı üzerinde modernlik algısı yarat ve toplumun bilgilenme kaynaklarına müdahele et. Dar alanda genel söylem, tersi durumda kişisel söylemlerin kaynak oluşturmasını sağla. Kendi temel ilkelerine toplumsal etiket yapıştır ve pazarla. Siyasi gardrobunu genişlet. Liberal, sosyal demokrat, köylü ve burjuva olmayı becer. Hem modern hem de muhafazakar olmayı bil. Siyasi çatıyı dışla, zıtlık yarat, örneklemeler oluştur. Oluşturduğun örnekleri belirginleştir. Her şeyi yeniden kamusal kaygılar ile düzenlediğini iddia et. Üst başlığa kenti, alt başlığa cebindeki özne’yi koy. Mutlak bir iktidar dayatması yarat, bunu yaratmak için gayret göster, sonra karşısına geç ve toplumsal hakları savun. Sistematik eleştiri olgusunu kıymetsizlendir. Sıradan, vasat ve ehemniyetsizlik algısı yarat. Özgürlük, akılcılık, dayanışma, toplumsallık ve çoğulculuğu red et. Sınırları zorla, sinirleri ger. Babalar küçük oğullarına söylesin diye sokak söylencelerini efsaneleştir, öykülendir ve küçük kahramanlar yarat. Asalet ve derinlik derecelerini belirle. Kafatasına bak, ırkçı ol. Zaman zaman güven yitirdiğini bilsen de çaktırma. Sonuçta kenti ele geçir ve yönet…
***
Yukarıdaki yazının kaleme alınış tarihi 11 Eylül 2011. Bu yazı bu kentte içeriği anlamında bir kırılma noktası ve ardından bir yüzleşme yarattı. Kent statükosu seri halinde üç günlük bir yazı dizisi ile tarafımızdan deşifre edildi. 11 Eylül 2011 tarihinden bugüne kadar olan süreçte statükonun varlığını inşa ettiği zeminler yine tarafımızdan yakın takibe alındı. Bu araştırma dönemi sonunda geçtiğimiz hafta içinde bir hayli ilginç bir sonuca daha ulaştık. Belirtmeliyiz ki; kent statükosu olarak değerlendirdiğimiz bu yapının nüfus kayıtlarında “yerli” ibaresi bulunuyordu. Yerli patentli statik yapı; siyasi partiler, yerel yönetimler, meslek odaları, kitle örgütleri gibi kent içindeki alanların mutlak hakimi ve egemen gücüydü. Ancak bu statik yapının kentteki gücünün aksine üniversite başta olmak üzere birçok kurumun içinde etkin bir gücü olmadığı bilgilerine ve tespitlerine ulaştık. Kentin yerel ve yerinden yönetimini yerel statükonun elindeydi. Yerel statüko; sokağa ve günlük yaşama hakimdi. Bizim şu anda size hissettirmeye ve varlığını tarif etmeye çalıştığımız bu yapı; yerli statükonun dışında. Şimdi kentin başka alanlarında hakimiyet kurmuş bir başka gücü kamuoyunun dikkatine sunmak istiyoruz. Size aktarmaya çalıştığımız bu bilgiler; üniversite ve birçok kurumun yapısı içindeki ilişkilerin ayak izlerini sürerek oluştu. Dere tepe iz sürdük ve bu konuda ulaştığımız bilgiler ve ilişkiler bir kentli olarak bizleri hayrete düşürdü. Yerel statükonun yaşam alanlarına müdahil olmayan bu yapı varlığını üniversitede ve bazı kurumların içinde sürdürüyordu ve biz kent olarak yaklaşık yirmi yıldır bu yapıdan habersizdik. Kentte özenle saklanan bu yapının memurları tayinle geliyor, her yeni gelen de bir öncesindekinden ilişkileri teslim alıyordu.
***
Bir gerçeği kamuoyu ile paylaşalım. Kentte sadece “sol, sosyal demokrat” bir anlayışın hakim olduğunu düşünenler tarihsel bir yanılgının sahibidir. Bu kenti sol yönetiyor düşüncesi toplumda genel kabul görse de, kamusal hizmet noktalarında yuvalanan “sentez ideolojinin bordroluları” yirmi yıldır kimseye çaktırmadan bu kenti yönetiyorlar.
***
Üniversitenin kurucu iradesi olarak “koza” dönemini Kötekli’de tamamlayan bu “çakma muhafazakar yapı”nın devlet kurumları içerisinde sentez ideolojiye yakın isimleri bir araya getirerek bir Ronin yapıya sahip olduğunu artık biliyoruz. Kentin yerel idaresinin ve onun geleneksel sol algısının tam aksi istikametinde duran, resmi kurumlara sirayet etmiş bu Ronin yapı her fırsatta milliyetçi muhafazakar olduğu iddiası ile yaşamına ve ilişkilerine devam ediyor. Hemen belirtelim. Bu çakma yapıyı “gerçek ülkücüler”den ayrı tuttuğumuzun bilinmesini isteriz. Gerçek ülkücüler, biz sosyalistler gibi ideallerin ve ideolojinin sahibidirler. Bu yüzdendir 30 yıl sonra her platformda bir araya gelip, oligarşiyi, kapitalizmi konuşmamız. Devletin kendisine sağladığı olanaklar ile çaktırmadan kenti yöneten “sentez ideolojinin memurları”nı kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.