Dün bu köşeden yayınladığımız ‘Büyükşehir sürecinde CHP’ başlıklı yazıyı “Bu yıl içerisinde yapılacak olan milletvekili genel seçimlerinde başta büyükşehir belediyesi olmak üzere CHP’li belediyelerin performansı (!) CHP’nin milletvekili adaylarının kimler olacağı kadar önemli. Bu süreçte Ak Parti’nin büyükşehir yasasına, her türlü dayatmasına ve merkezi otorite baskısına karşı CHP’nin elinde örgütlülüğünden başka bir şeyi yok” tespiti ile bitirmiştik.
Yazı ile ilgili methiyeli iletiler aldık.
Ancak iletilerin çoğunda “CHP’nin elinde örgütlülüğünden başka bir şeyi yok (!) tespitinizle siz CHP adına yapılan her şeye katlanın, dişinizi sıkın mı demek istediniz” diye sorulduğunu gördük.
Bu soruyu bir soruyla yanıtlayalım.
“Siz zaten öyle yapmıyor musunuz?”
***
Belediye başkan adaylarınız atama ile, milletvekili aday sıralamanız kontenjan safsatası ile belirlenince siz; antidemokratik uygulamalara tepki veriyor musunuz?
Veriyorsanız, nasıl veriyorsunuz?
Bırakın dünü, bugün istifa baskısıyla görevden düşürülen il yönetiminin başına gelenlere tepki göstermeyi düşünüyor musunuz?
Tüzüğe göre il başkanı seçme hakkını kullanan, MYK’nın atama kararına sonuna kadar direnen, genel merkezin önüne parti tüzüğünü koyan CHP il yönetim kurulu üyelerine istifa baskısı yapılmasına (!) tepki göstermeyi aklınızdan geçirdiniz mi?
Geçirdiğiyseniz bunu nasıl yapacaksınız?
***
Yaşanan onca şeyin ardından “Şimdi zamanı değil” diyerek her türlü yüzleşmeyi erteleyen siz değil misiniz?
Size bu ertelemeyi yaptıran; CHP örgütlülüğü değil mi?
***
CHP örgütlülüğünü neden “CHP adına, CHP eliyle yapılan her şeye katlanmak” olarak algılanıyor?
4 mevsim propagandalarda “güzel günler görecek olan çocuklar” sizler değil misiniz?
Güzel günlerin çocuğu olmak varken (!) neden her seçim döneminde acıların çocuğuna dönüşüyorsunuz?
Siz örgütlülükten ne anlıyor,
Ne anlatıyorsunuz?
***
Bir önceki süreçte milletvekili aday sıralamasına kontenjan uygulanırken, örgüt iradesine yarma aşı yapılırken, bir sonraki yerel süreçte belediye başkan adaylarının büyük bir çoğunluğu atama yoluyla belirlenir, kakma aşı yapılırken, “şimdi zamanı değil” diyerek olası bir yüzleşmeyi size erteleten ne?
Örgütlülük değil mi?
Bu nasıl bir örgütlülük ki, bir türlü örgütün işine yaramıyor?
***
Bırakın dünü…
Bugün, tüzüğün kendilerine verdiği hakkı kullarak, il başkanını seçen il yönetimine istifa baskı kuranların örgüt iradesine yongalı göz aşısı yapmasına (!) yarın Haziran sıcağında milletvekilliği genel seçimlerinde iradenizle oluşturduğunuz aday sıralamasına karma aşı yapılacak olmasına tepki gösterecek misiniz?
Gösterecekseniz, bunu nasıl yapacağınızı bizi de söyler, merakımızı giderir misiniz?
***
Kimseye ‘anarşi yaratın, haytalık yapın’ demiyor, kimseyi kışkırtmıyoruz.
Biz demokrasi temelli bir örgütlülükten bahsediyor, “CHP’nin elinde örgütlülüğünden başka bir şeyi yok” tespitimiz doğru anlaşılsın istiyoruz.
Örgütlülük; siyasetin ve ideolojinin meşruiyetini sağlayan yegâne unsurdur ve bu unsur kimsenin tekelinde değildir. Biz bu süreçte örgütlülüğün gerçek sahibi olan sıradan CHP’lileri uyarıyoruz.
Bu örgütlülük bir kez de sizin işinize yarasın istiyoruz.
***
Siz eğer seçmen olarak oy verdiğiniz siyasi oluşumun ideolojisinden, size sağladığı olanaklardan memnunsanız sorun yoktur. Sorun; ideolojisinden ve size sağladığı olanaklardan memnun olmamanıza karşın bir seçmen olarak o siyasi oluşuma ‘oy veren’ konumunuzu sürdürmenizdedir.
Bunu değiştirmek için seçim dönemlerini bir fırsat olarak görmemenizdedir…
***
Toparlayalım.
CHP adına, CHP eliyle yapılan her şeye katlanıyor, “şimdi zamanı değil” diyerek canınızı dişinize takıyor ve birilerinin seçilme keyfini bedavaya vermeye devam ediyorsunuz.
Sonra bedelsiz seçilmenin sefasını sürenlerden örgütsel bağlılık göstermesini, örgüt iradesine saygı duymasını bekliyorsunuz. Siz hep aynı şeyi yapıyor, aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar bekliyorsunuz.
Her defasında “Şimdi zamanı değil” diyerek mazeretin arkasına sığınıyorsunuz.