“Gündemi, günceli bırak (!) Erik Ağacı gibi edebi yazılar yaz. Bizlerde senin okurunuz. Hiç olmazsa haftada bir mesela, Cumartesi günleri edebi yaz” şeklindeki okur baskısına daha fazla dayanmamız mümkün görünmüyor.
Okur’un kent yazılarının özüne yönelik hatırlatması inanıyoruz ki, bir zaruriyetten kaynaklanıyor.
Biz her ne kadar uzak dursak da anladık ki, arada bir bu edebi bahçeye girip meyveleri toplamak gerekiyor.
Bugünden itibaren böyle yapalım ve bizden edebi dilde yazılar bekleyen okurlarımıza Cumartesi günü edebiyatın bahçesinden seslenelim.
Biliyoruz ki, demokrasi en güçlü rejim.
Zira demokrasi kültür ister, olgunluk ve eğitim ister.
Sade fikir özgürlüğü, söz eşitliği yetmez.
Seviye edebiyatla, sanatla sağlanır.
Okur da her zaman haklıdır…
***
60’lı yıllar,
Muğla’da açık hava sinemaları dönemi.
Zeybek, Bahar, Ferayi ve Zafer sinemaları revaçta.
Zira yazlık sinemalar sosyal yaşamın en lüks eğlence mekânları.
Birbirine tutturulmuş anam babam tahta sandalyeler ve sade gazoz ve Yeşilçam dönemi.
Burunda sümük, ayakta kısa pantolon ve cepte iki buçukluk…
Bizi bugün yok olup giden bir kültürün canlı tanıkları yapardı.
Günlerden Cumartesi ve Muslihittin mahallesinin hayta takımı Zeybek Sineması’ndayız…
Film öncesi sinemanın usta makinisti Yener Usta’nın kollarındayız ve günün anonsunu merakla bekliyoruz.
Sinema anonsunu en iyi yapan Zeybek Sineması’nın usta makinisti Yener Abi’ydi.
Yener Usta, üçüncü sahıslara anons ve sunumlarıyla duyurum işinin ne menem bir iş olduğunu bize hissettirirdi.
Bunu garip bir lehçe ile yapar, Yeşilçam ağzı kullanırdı.
Müjde vermez, hiçbir filmi de müjdelemezdi.
Zira aslolan film değil, sinemanın kendisi ve o gün ki yevmiyelerdi
Bu noktada en sıradan salçalı, ayak kokulu tevatür filmlerini bile özenli kelimelerle tanıtır, henüz seyredilmemiş filmi enterasan bir dille pazarlardı.
O süreçte kamuda geçerli olan söz’dü ve tanıtımların tamamı söz’le yapılırdı.
Duyurularda asla yerel şive kullanılmazdı.
Sinemaya ve sanatçıya duyulan saygıdan dolayı duyuruların tamamı İstanbul aksanıyla, Yeşilçam vurgusu ile yapılırdı.
Anonsu yapan kişi, adeta filmin geçici jönü gibi filmin konusuna göre ve karakterine uygun söylemlerle duyuru yapardı.
Filmin halka ilk teması anonsla sağlanırdı.
Bu nedenle halkın gözünde filmin sahibi, film başlayana kadar anonsu yapan kişiydi.
Anonsçunun böylesi önemli sorumlulukları vardı. Onlarda o filmin bir parçasına dönüşürdü.
Anonsta yer alan D harfleri T olarak, S harfi de Z olarak tınlatılırdı.
Meselâ kadın değil, ‘katın’ dı (!)
Sondaki n harfi genizden uzatılır ve n harfi olmadık bir hâl alırdı.
“Tikkat,
Unutulmayacak bir mevzuu-u
Ah Müjgan Ahhhh
Türk zinemasının iki devi,
Bu akşam Zeybek Sineması’nda.
Başrollerinde büyük usta Sadri Alışık,
Eşsiz hanımefendi sanatçı Esen Püsküllü
Bu aile filmi bu akşam; Zeybek Zineması’nda…
Güldüren, düşündüren Ah Müjgan Ah,
Saat 21.15’te zinemamızda,
21.15’te”…
Anonsçularının tek işi filmi tanıtmak değildi.
Anonsçu ustalar bazı ürünlerin reklam ve tanıtımlarını da makine dairesinde canlı olarak yaparlardı.
Canlı olarak yapılan reklam jıngle’larından birisi de yerli bir gazoza aitti.
Uluslararası kapitalist tüketim ürünleri sinemalara girmeden önce sinemaların mütevazi büfelerinde o yerleşkeye ait gazozlar satılırdı.
Bu nedenle 60’lı yıllarda yıl boyu; ‘yerli malı’ haftasıydı.
Benim kuşağın en popüler gazozu Ali Dayı’nın Martin gazozuydu.
Martin gazozu üretilen gazozlar arasında en popüler olandı ve umum gazozlar film öncesinde anons edilirdi.
Anonsçu mikrofona sarılır;
“Martin gazozu, Geyittiren gazozzzz. Martin için, Martin içirin” dedikten sonra mikrofonu ağzının içine sokar, masumane insani tepki bir gökgürültüsüne dönüşürek gazozun gücünü ortaya koyardı.
Martin çok asitli bir gazozdu.
At arabasıyla kasa içinde dağıtımı yapılırken bile gazoz şişeleri en ufak bir sarsıntıda kendiliğinden patlardı. Bu durum Ali Dayı’nın canını çok sıkardı. Ali Dayı patlayan şişeye dönüp bakmaz; “Elin ayarını s….. Ali” diye söylene söylene yol alır, 24’lük gazoz kasasını eksik teslim etmenin kederini yaşardı.
Martin asitliydi, sert bir gazozdu.
Daha ikinci yudumda insanın geyirme konusundaki yeteneğini arttırdı.
Fiyatı, 25 kuruştu…