Kentin gündeminde, ilk sırasında;
Valilik-Büyükşehir mal paylaşımı var.
Aslında Muğla siyaseti sınavdan geçiyor,
Sosyal siyaset ekseninde yerel kazanımlarla ilgili bir demokrasi krizi, bize gecikmiş bir siyasi yüzleşmeyi yaşatıyor.
Bugün karşımıza valilik-yerel yönetim arasında mal- mülk paylaşımı olarak çıkan kriz aslında demokrasi kökenli bir kriz.
Bu krizde;
Siyasal sisteme duyulan güven,
Yerel siyasetin gücü ve bu güç eliyle sürdürülen siyasi faaliyetlerin dramatik konumu ortaya çıkmış oldu.
Bu krizde; Son 20 yıldır üzerindeki ölü toprağını atamayan yerel siyasetin büyükşehir yasasıyla merkezi idare karşısında eller pantolon çizgisine geliş öyküsü var.
İnancımız o ki;
Malk-mülk paylaşımı aslında,
Hırsın ahlak maskesi taktığı yerel politikalarımızla yüzleşmemizi sağlayacak.
30 Mart yerel seçimleri öncesinde;
Büyükşehir yasasını, yasanın içerdiği riskleri, yasayla gelen yönetim modelini ipine takmayan, bu konudaki uyarıları göz ardı eden, seçilme gayretinden başka hiçbir meşruluğa sahip olmayan yerel siyaset, şimdi elinden oyuncağı alınmış bir çocuk masumiyetiyle kayıplarını bize şikâyet ediyor,
“Oyuncağımı aldılar” diyor.
Şikâyet mekanizması siyaseti haklı kılmaz, politikaları da meşrulaştırmaz.
Meseleye doğru bakalım.
Seçimlere dokuz gün kala MELSA’nın fesh edilmesi bizim için sürpriz değil.
Siyasetin bunu hesaplamaması anlaşılır bir şey değil. Demek ki el yordamıyla siyaset bu kadar oluyor.
Oysa siyaset hesap kitap işidir,
Planlama işidir.
Siyasette bugünü, yarını düşüneceksin,
Stratejik planlamanı yapacaksın.
Yapmak yetmez, dayatacaksın (!)
Gazozuna politik değerler,
Politik kahramanlar yaratmayacaksın.
Yasa ile büyükşehir belediyesine gelmesi beklenen İl Özel İdaresi’ne ait taşınmazlar; Fethiye Ölüdeniz, Belcekız, Akbük ve Akçapınar’ın Muğla’ya Hizmet Vakfı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ortaklığıyla kurulan MUÇEV Turizm Ticaret Limited Şirketine verilmesi de sürpriz değildir.
Bu dört alan hiçbir zaman Muğla’nın hizmetinde olmadı (!)
Muğla; saygılı bir yosma olarak,
Ne siyasi rantlarını ne de ekonomik rantlarını Ankara’dan koruyamadı.
Şimdi kan tükürenlere, şikâyet edenlere sormak gerek.
Halksız ve tabansız siyaset kültürünü, tatlı su politikalarını siz yaratmadınız mı?
Muğla’yı hiçliğin boş çukuruna siz itmediniz mi?
Merkezi idarenin karşısında eller pantolon çizgisinde belediye başkanlarını siz belirlemediniz mi?
Sosyal siyaset ekseninde bugün yaşanan çaresizliği, demokrasi krizini siz inşa etmediniz mi?
Neymiş?
Yetki devrinden sonra MUÇEV, taşınmazlarla ilgili ihale yapmış.
Ya ne yapacaktı?
Siz ne yapmasını bekliyordunuz?
Sonlayalım.
Bugün karşımıza valilik-yerel yönetim arasında mal- mülk paylaşımı olarak çıkan kriz aslında demokrasi kökenli bir kriz.
Bu kriz sonuçta siyasal sisteme duyulan güvenle, yerel siyasetin gücü ve bu güç eliyle sürdürülen siyasi faaliyetlerin dramatik konumuyla yüzleşmemizi sağlayacak…